ABDURRAHMAN DİLİPAK, YENİ AKİT GAZETESİNDEKİ KÖŞE YAZISINDA, TURKISHBANK A.Ş. İLE YAPMAKTA OLDUĞUM HAK VE HUKUK MÜCADELESİNİ YENİDEN GÜNDEME GETİRDİ.

SAYIN ABDURRAHMAN DİLİPAK,   21.07.2014 TARİHLİ YENİ AKİT GAZETESİNDEKİ KÖŞE YAZISINDA,  TURKISHBANK A.Ş. ‘NİN  YAPMIŞ OLDUĞU HAK VE HUKUK DIŞI UYGULAMA VE YAPTIRIMLARA KARŞI 5.5 YILDIR SÜRDÜRMEKTE  OLDUĞUM HAK VE HUKUK MÜCADELESİNİ YENİDEN GÜNDEME GETİREREK,  DİKKATLERİN YENİDEN BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN ÜZERİNDE TOPLANMASINI SAĞLAMIŞ OLDU.

AYRICA VE ÖZELLİKLE DE,  BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU, YANİ BDDK’ NIN BU SORUNLARIN NERESİNDE OLDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI GEREKMEKTEDİR.

SAYIN ABDURRAHMAN DİLİPAK’ A,    KARŞILAŞMIŞ OLDUĞUMUZ   SORUN VE HAKSIZLIKLARA KARŞI DUYARLILIĞI  VE   GAZETECİ OLARAK  DA VERMİŞ OLDUĞU KATKILARI  VE DESTEKLERİ İÇİN,  ” FİNANSAL TETİKÇİLİKLE MÜCADELE PLATFORMU ” ADINA,  TEŞEKKÜR EDİYORUZ.

 

 

 

 

Yeni bir dünya mümkün

21.07.2014 08:58
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit

Geçtiğimiz günlerde bazı Asya ülkeleri yeni bir derecelendirme şirketi kurmak için harekete geçmişlerdi.

Şimdi yeni bir haber daha geldi. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeleri, küresel finans sisteminde daha etkin rol oynamak için bir uluslararası para fonu, bir de yardım fonu kurma kararı aldı. Yakında yeni bir sanal para çıkarsa şaşmamak gerek. Pekala olmayan bir para, bölgede uluslararası ticarette ölçü olarak kullanılabilir..

Zaten yeni kuşak bitcoinler yakında piyasaya çıkar..

İş bu noktaya gelince, uluslararası faiz ve dolar paritesini belirlemek için yeni bir oluşum da kapıda demektir. LIBOR güvenilmez bir kurum. Bir sürü hileli işlemleri var.. Size şimdiden haber veriyorum. Yakında Finansal Tetikçilikle Mücadele Platformu çalışmalarına başlayacak.. İstanbul’dan, İzmit’ten, Bursa’dan, Mersin’den katılımcılar var..

Bir takım finansal yolsuzluklar yargıya taşınmış durumda.. İş Bankası hakkında, Osmanlı Terakki bankasının varisleri de davacı, Afyon Terakki Bankası’nın varisleri de.. Ve Hilafet fonundan İş Bankası’na aktarılan paraların Diyanet’e aktarılması talebi ile açılan bir dava da var. Sadece bu kadarla kalsa iyi, Mersin’li, CHP’li bir iş adamı da, babasına ait hesapların içinin boşaltıldığı iddiası ile açtığı dava devam ediyor..

Kemer Country’ nin müteahhidi Mimar Adil Altay Güney’in Turkishbank aleyhine açtığı dava devam ediyor..

Bankacılık sistemi Türkiye’de de bankada da berbat durumda.. Borsa da öyle.. Finans piyasasının yeniden tepeden tırnağa elden geçirilmesi gerek..

Bankacılık piyasasında dönen dolaplar hakkında eski bir bankacı olan, bu işleri bilen bir dostum var.. Demir İnal, hem global finans piyasası, hem de Türkiye’deki düzeni anlatır bazan.. Dünyada bu işler nasıl oluyor anlamak için “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları – John Perkins”i okumak gerek.. Bir takım uluslararası örgütte bu işin birer parçası.. BM, IMF, NATO, adaletin, barışın, özgürlüklerin koruyucusu değil, kanlı bir düzenin oyuncuları bunlar.. Google ya da Yandex’e,  Adil Altay Güney   yazın,  zaten ilk sırada onun sitesi geliyor..

Riba zaten haksız kazançtır.. Bankacı tefeciliğe başlamışsa, VIP bir soyguncuya dönüşür.. Para ile herşeyi yapacaklarını zanneder bu adamlar..

Çin ve Rusya’nın başlattıkları bu hamleyi desteklemek gerek. Bu kapı açılmalı ve bu yoldan İslam ülkeleri de yürümeli.

Zaten birilerinin asıl korkusu da bu değil mi? Türkiye İslam dünyasına öncülük ederse, ya onlar mali, iktisadi, kültürel, ortaklıklar kurmaya kalkarlarsa..

Mesela, Abdullah Gül, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olacağına, tecrübesi ile, çevresi ile bir mekik diplomasisi başlatsa, Erdoğan-AK Parti de destek verse.. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yapmış bir zattan söz ediyoruz.. Erdoğan fevkalade büyükelçi ünvanı ile Cumhurbaşkanını, aynı zamanda yerine göre Başbakan ve Dışişleri Bakanını temsil ederek Müslüman ülkeler ve halklarla temas kursa..

Çok acil bir barış gücüne ihtiyacımız var.. İlk başta bütün İslam ülkelerinin katılması gerekmiyor.. D-8 benzeri bir başlangıçta olur.. Olmuyorsa, bu işin önünde kimler niçin engel oluyor, onu görmüş oluruz.. İslam dünyası kan gölü iken, ve biz hala bir barış gücü oluşturamıyorsak, bunu konuşamıyorsak bile asıl bu halimize yanmalıyız..

Yarın savunma işbirliği anlaşması imzalarız..

Neden İslam ülkeleri kendi aralarında bir adalet divanı oluşturmasın. Hakemlik/arabuluculuk yapar, AİHM mahkemesi, BM İnsan Hakları Komiserliği gibi davalara bakabilir..

Niye din hizmetleri ve dini vakıflar  evrensel şurasını toplamıyoruz..

İslam konferansı Suudi vasayatından kurtarılmalı.. Bir eş genel sekreterlik düşünülmeli.. Ya da 6 ayda bir dönemsel dönüşüm sistemine geçilebilir. İslam ülkeleri nafus ve ekonomik büyüklüklerine göre kategorik olarak yönetimde yer alabilir.. Bunun için şimdiden lobi çalışmaları başlatılabilir.. İslam Konferansının, merkezi vesayat altındaki bir ülkede olmamalı.. Suudi Arabistan kamil bir devlet değil..

Varolan bir takım örgütler yeteri kadar aktif değil. Ya da daha aktif hale getirilebilir..

Yavaş yavaş Mekke, Medine, Kudüs gibi kutsal mekanların statüsü ve yönetimi tartışmaya açılmalı.. Sadece İslam ülkeleri ve Müslüman haklar için değil, Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak, insanlık için, dünyamız için, adaletten, barıştan, özgürlükten yana yeni bir dünya düzeni kurulması için daha fazla bir şeyler yapabiliriz.

İslam dünyasının diğer ülkeler ve halklarla her alanda ilişkilerini, geliştirmemiz gerekiyor. Bunlar tek başına hükümetlerin altından kalkacağı işler değil. Gül bu göreve talip olursa, yapılacak çok iş var. Gerekirse Kamu hakemliği onursal başkanlığı gibi bir ünvan da verilebilir kendine..

Sanırım iç politikayı gözümüze çok yaklaştırıyoruz ve arkasındaki ormanı görmüyoruz bazan.

Kuşkusuz güçlü bir Türkiye olmadan bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek pek mümkün olmasa da, bu alanda çalışan birileri olmazsa da güçlü Türkiye bir yere kadar. Sonra bir yere gelir tıkanırız. Şimdiden bu konuların da konuşulmaya başlanması gerekir.

Yeni bir dünya mümkün. Bizler kendi aramızda müttehit, dünya mazlumları ve erdemli insanları ile müttefik, değer üreten herkesle nimet ve külfet dengesine dayalı bir şekilde itilaf üzre olmalıyız..

Selam ve dua ile..

TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI OLAN GÜNAY YILMAZ VE YALIM ŞENTÜRK’ÜN, HAKARET VE TEHDİT SUÇLARI İLE YARGILANMAKTA OLDUĞU İSTANBUL 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE VERİLMİŞ OLAN 12.02.2014 TARİHLİ DİLEKÇE.

          HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

                         MESLEK ETİĞİ İLE BAĞDAŞMAYAN İŞLER YAPAN  VEYA AVUKAT ÜNVANININ GEREKTİRDİĞİ

                        GİBİ DAVRANMAYAN AVUKATLARIN, BARO TARAFINDAN CEZALANDIRILMASI SÖZ KONUSU

                         DUR. ANCAK MESLEK ETİĞİNİN NE OLDUĞU VEYA  ÜNVANININ GEREKTİRDİĞİ DAVANIŞLAR

                         AÇIK DEĞİLDİR.                                          (İSTANBUL BAROSU BÜLTENİ, ESRA GÜLTEKİNLER)  

 

                       

                                  EN İYİ TERZİLERİN ELLERİNDEN ÇIKAN ELBİSELER GİYER,   YASAL BİR İŞ SAHİBİ OLUR VE

                                  TOPLUMA YARARLI BİRER VATANDAŞ ROLÜNE BÜRÜNÜRLER.   ZOR DURUMDA OLANLA-

                                  RA BORÇ PARA VERİRLER. BU ADAMLAR ÖRNEK BİRER VATANDAŞ GÖRÜMÜNDEDİRLER.

                                  AMA BU GÖRÜNÜMÜN ALTINDA BİR KAN GÖLÜ YATMAKTADIR.

                                                                                               (JOHN PERKİNS,’’BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI’’

                            

                                                                                                     KANUNUN BİTTİĞİ YERDE ZULÜM BAŞLAR. (JOHN LOCKE)

 

İSTANBUL 7. AĞIR CEZA  MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞINA                                                                                                                                                                          12.02.2014

Dosya no: 2013/345 Esas

Sayın Başkan ve Sayın üyeler.

Turkıshbank A.Ş. ile 5 seneyi bitirip 6. Yılına girdiğimiz Hak ve Hukuk mücadelesinin, Savcılık Soruşturmaları ve Hukuk davaları ile birlikte, gelmiş olduğumuz ve  sanık avukatların hakaret ve ölümle tehditleri aşamasında, önceki dilekçemde yapmış olduğum  açıklamalara ilave olarak, özellikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Sanık avukatların bu güne kadar, bütün Mahkeme ve Savcılık dosyalarına girmiş olan dilekçe ve ifadelerinde sığınmak istedikleri görünüm,  sözde zamanında ödenmemiş bir kredi borcunun, bankacılık şemsiyesi altında tahsil edilmesi işlemlerinin yapılmakta olduğudur ve dışarıdan bakıldığı zaman da görünen budur.

Bu nedenle, 06.02.2014 tarihli dilekçemde bu konular ile ilgili oldukça özet bilgiler vermeye çalışırken, yapılan işlemlerin karmaşık, derin ve çok boyutlu olması, açıklamaların oldukça uzun olmasına neden olmuştur.

Katılan olarak iştirak etmekte olduğum Ceza davası’ nın konusu;   kullanmış olduğumuz ticari kredinin, karşılığında 4 katı tutarında teminat ipoteği vermiş olduğumuz halde ve  toplam krediye karşılık 1.329.455.00 TL  geri ödeme yapılmış olmasına, kredi süresi içinde de toplam olarak 696.485.76 TL dönem faizi ödenmesine,  bu kredi ile ilgili olarak zamanında ödenmemiş hiçbir devre faizi de olmamasına  rağmen,  kredi hesabımın kat edilmesi ve ileri  sürülen 2.941.545.00 TL borca karşılık da,  ilk 6 ay içinde bankaya nakit olarak 1.558.695.00TL ödenmiş olmasına rağmen, asıl borçtan  geriye kalan 1.328.850.00TL için, geriye kalan ve toplam tutarları 9.000.000.00TL’yi aşan gayrimenkulümüzün, kendi düzenlemiş oldukları suç senedi ile  ve hesabın kat edilmiş olduğu 31.12.2008 tarihinden tam 29 ay sonra olan 08.06.2011 tarihinde ve herhalde yeteri kadar faizin işletilmesinden sonra başlamış oldukları   ipoteklerle ilgili  İcra ve satış işlemleri ile gasp edilmesine karşı yürüttüğümüz Hak ve Hukuk mücadelesi’ne karşılık olarak,  yapılmış HAKARET ve TEHDİTLER’dir.

Kullanılmış olan krediye teminat olarak verilmiş olan gayrimenkullerden  sadece  tek bir tanesinin bütün borcu ödeyecek değerde olmasına rağmen, icra işlemleri ile borcun en az 4 katı değerinde olan bütün gayrimenkullerin gasp edilmesine karşı yürüttüğümüz Hak ve Hukuk mücadelesine karşılık olarak yapılmış HAKARET  ve TEHDİTLERDİR.

Bankacılık  şemsiyesi altında görünen kısmın arkasındaki Hak ve Hukuk dışı yaptırımlar ve bu yaptırımlara karşı Hukuk mücadelemiz ise, bu yargılamaya neden olan SUÇ ve SUÇLARIN her halde nedenidir.

BİLGİLERİNİZE ARZ EDERİM.    

SAYGILARIMLA.

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

www.güneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

altaygüney@güneykonut.com.tr

cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                    BAKIRKÖY – İSTANBUL

SAYIN ABDURRAHMAN DİLİPAK’IN AKİT GAZETESİ KÖŞE YAZISI.

GAZETECİ YAZAR SAYIN ABDURRAHMAN DİLİPAK’IN, AKİT GAZETESİNDE, BANKALAR İLE İLGİLİ KÖŞE YAZISI. BU KÖŞE YAZISI YILLARDIR TURKISHBANK A.Ş.’NİN VE BANKANIN YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN BÖRTECENE BAŞTA OLMAK ÜZERE BAZI YÖNETİCİLERİNİN HUKUK VE ETİK DIŞI YAPTIRIMLARINA KARŞI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ HUKUK MÜCADELESİNE IŞIK TUTMAKTADIR.

Abdurrahman Dilipak, AKİT GAZETESİ köşe yazısı.