İSTANBUL CUMHURİYET SAVCISI ERCAN DEVRİM HAKKINDA HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLDİ.

 

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖRGÜTLÜ SUÇLAR SORUŞTURMA BÜROSU  tarafından, Turkıshbank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, Soruşturmaya esas suçların işlenmiş olduğu dönemin Genel Müdürü Abdullah Akbulak, Genel Müdür  yardımcısı Taner Biçer ve suçların işlendiği Merkez Şube’nin aynı bankanın Levent Şubesine tayin edilen Müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA AYKIRILIK,  BEDELSİZ KALAN SENEDİ KULLANMA,  HİZMET NEDENİ İLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA VE ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK suçlarından,  yürütülmekte olan 2012/56863 numaralı Soruşturma ile ilgili olarak; 

Emekli Başsavcı ve Avukat Sayın Reşat Petek tarafından, Savcılık Makamı’na, 28.08.2013 tarihinde,    ‘’ Dosya’ya sunulan Bilirkişi raporu, Bilimsel Mütalaa ve şüpheliler müdafilerinin 01.07.2013 tarihli dilekçelerine  karşı beyanlarımız ile şüphelilere isnat edilen suçlar, suçların yasal unsurları, maddi deliller, ve esasla ilgili taleplerimizin sunulması.’’ konularını kapsayan ve neticesinde de Turkıshbank A.Ş.’de görevli olan şüphelilerin,

  1. Resmi belgelerde sahtecilik, (TCK.204)
  2. Açığa imzanın kötüye kullanılması, (TCK:209)
  3. Nitelikli dolandırıcılık, (TCK.158) ve
  4. Gerçeğe aykırı beyanda bulunma, (5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 155.Madde)

Suçlarını işledikleri yönünde haklarında Kamu Davası açılmasını gerektirecek yeterli delillerin elde edilmiş olması nedeni ile de, Şüpheliler hakkında Kamu Davası açılmasının gerektiği konusunda talep dilekçesi verilmiş olmasına rağmen, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ercan Devrim’in,  karar talep yazısında, aşağıda belirtmiş olduğumuz ve kamu davasının açılmasını gerektiren YENİ DELİLLERİ,  Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeterli açıklıkta sunmaması  ve dosyaya kazandırılmış olan delillere rağmen soruşturmayı geciktirerek ve görevini ihmal ederek kötüye kullanmış olması nedeni ile 20.mayıs.2014 tarihinde HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’na şikayet dilekçesi verilmiştir.

SORUŞTURMA DOSYASINA KAZANDIRILMIŞ OLAN FAKAT SAVCI ERCAN DEVRİM TARAFINDAN, TALEP YAZISINDA AÇIK OLARAK İFADE EDİLMEYEN  YENİ DELİLLER:

1.Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 22.01.2013 tarihli ve bütün Genel Kredi Sözleşmelerinde tahrifat yapılmış olduğu ve bankanın beyan ve iddialarının aksine, suç senedinin banka tarafından düzenlenmiş olduğu hakkında,  ‘’MÜTALAA BEYANI’’.

2.Turkıshbank A.Ş.’nin, krediler döneminde Merkez şube müdürü olan Ali Baba Şanlı’nın, 04.02.2013 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermiş olduğu ve silinerek yeniden yazılan sözleşmelerle ilgili bilgisinin ve haberinin  olmadığı ve  geçmişe dönük olarak adına atılmış olan imzanın kendi imzası olmadığı hakkındaki,  BEYAN ve İHBAR DİLEKÇESİ. 

3.İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu ve  28.05.2013 tarihli,  bütün Genel Kredi Sözleşmelerinin silinerek sonradan yeniden yazıldığı ve suç senedinin  Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlamış olan Turkıshbank A.Ş. yetkilisinin düzenlemiş olduğu ve silindikten sonra yeniden geçmişe dönük olarak yazılmış  olan sözleşmelerin sonradan bu sözleşmeleri hazırlamış olan ve o dönemde görevli olmayan Semra Oktayoğlu’nun imzalamış olduğu hakkında, ‘’UZMANLIK RAPORU’’.

4.Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 24.07.2013 tarihli ve  4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ündeki eşim Sevil Güney adına atılmış imzaların takliden atılmış olduğu, Geçmişe dönük olarak atılmış olan Müdür Ali Baba Şanlı’nın imzasının beyan dilekçesinde de ifade etmiş olduğu gibi takliden atılmış olduğu hakkındaki, ‘’MÜTALAA BEYANI’’.

5.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Kapatılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı)’nın 2010/48802 sayılı dosyasında bulunan 16.05.2011 tarihli ‘’MALİ BİLİRKİŞİ RAPORU’’ ile, sayısı 3 adet ve toplamları 3.100.000.00TL olarak tespit edilen Genel Kredi Sözleşmeleri’nin, İstanbul 15.asliye Ticaret Mahkemesinden res’en alınmış olan sözleşmelerde yapılan incelemelerle de sabit olduğu gibi, silinip yeniden yazılırken sayılarının da  arttırılarak 4 adet’e ve toplamlarının 5.200.000.00TL’ sına  çıkarılmış olduğunun tespit edilmesi.

6.KYO kararı verildikten sonra Şüpheli SEMRA OKTAYOĞLU, şikayet konusu senedi banka resmi defterlerine kayıt yapmamak suretiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 156.maddesine  muhalefet suçundan İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarih ve 2012/30 E. Sayılı kararı ile neticeten 10 AY HAPİS CEZASINA  mahkum edilmiş olup, temyiz aşamasında olan bu karar da YENİ DELİLDİR. 

Savcı Ercan Devrim hakkında HSYK’ ya verilmiş olan şikayet dilekçesi, önümüzdeki günlerde tetkik, değerlendirme ve yorum  yapılabilmesi için bu site’de yayınlanacaktır.

 

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

EMEKLİ BAŞSAVCI AVUKAT REŞAT PETEK’İN, SEMRA OKTAYOĞLU’NUN YARGILANMAKTA OLDUĞU İSTANBUL 8.AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA VERMİŞ OLDUĞU 01.11.2013 TARİHLİ ESASLA İLGİLİ BEYAN DİLEKÇESİ.

İSTANBUL  8. AĞIR  CEZA MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞINA

DOSYA NO                                         :   2012/30 E

KONU                                                  :   Bilirkişi raporuna karşı ve esasla ilgili beyanlarımızın    sunulmasıdır.

BEYANDA BULUNAN

KATILAN                                           :  Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti.

Zuhuratbaba Muhtar sokak no.4-1/16,  Bakırköy – İST.

KATILAN VEKİLİ                            :   Av. Reşat PETEK ( adres antettedir)

SANIK                                                 :  Semra OKTAYOĞLU

 A Ç I K L A M A L A R

 1.       Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanan 30.05.2013 tarihli BİLİRKİŞİ HEYETİ RAPORUNUN “suçun unsurlarını oluşturmadığı” yönündeki değerlendirmesini kabul etmiyoruz. Ancak, dava konusu senedin banka resmi defter ve kayıtlarına alınmadığına ilişkin tespiti iddialarımızı doğrulamakta olup bu tespite katılıyoruz.

2.       Heyet üyelerinden RECEP ARSLAN’ın bilirkişilik yapmaya ehil olmadığı, bu nedenle İstanbul İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 18.12.2007 tarihli kararı ile bilirkişilik talebi reddedildiği halde bilirkişi heyeti içinde yer alması usul ve kanuna aykırıdır. Hukuken bilirkişilik yapmaya engel halleri olan bu nedenle Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre bilirkişilik talebi reddolunan RECEP ARSLAN ile aynı heyettte yer alan diğer bilirkişiler de, birlikte görüş beyan etmeleri nedeniyle verilen rapor şaibeli hale gelmiştir. Bu raporun  “suçun unsurlarını oluşturmadığı” yönündeki değerlendirmesine itibar edilemez.

3.        Esasen 5411 sayılı Kanunun 156.Maddesinde tanımlanan “işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme” suçunun oluşup oluşmadığı hakimin hukuk bilgisiyle takdir edebileceği bir konudur. Olayın uzman bilirkişilerden rapor alınmasını gerektirecek yönü ise dava konusu senedin bankanın resmi kayıtlarına alınıp alınmadığının tespitidir. Bilirkişi heyeti raporu “işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme” yapıldığının tespiti yönünden yeterlidir. Katılan vekili olarak yeniden bilirkişi incelemesi talebimiz yoktur.

  4.        Bankacılık işlemlerinin ‘’GÜVEN’’ esasına dayalı olarak yürütüldüğünde kuşku yoktur. Banka ile ticari işlem yapan kişinin imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) ve birlikte verdiği teminat senedi üzerinde sonradan tahrifat yapılacağı, miktar ve vade tarihlerinde sonradan oynamalar yapılacağı, senedin “kayıt dışı” bırakılarak işleme konulacağı, müşterinin aklına bile gelmez. Zira bankalar diğer ticari işletmelerden farklı olarak özel kanuna göre kurulan ve işlemlerini de özel kanun hükümlerine göre yapan ve BDDK gibi devlet organlarınca denetlenen kurumlardır. Müvekkil de aynı güven duygusu ile kredi işlemlerini yapmış ve teminat senedini imzalamıştır. Teminat senedinin miktar hanesini kullandırılan kredi miktarından çok fazla olarak doldurularak hem de “kayıt dışı” tutularak icra takibine konulacağını düşünmemiştir.

 5.       Sanığa isnat olunan suçun kasten işlenebileceği doğrudur. Bilirkişi Raporunda sanığa isnat olunan suçun kasten işlenebileceğine dair tespit doğrudur. Söz konusu suç taksirle işlenebilecek bir suç değildir. Müvekkilin iddiası da sanığın bu eyleminin bilinçli olarak gerçekleştirdiğidir. Müvekkilin bu iddialarını doğrulayan başkaca deliller de vardır.

a.       Dava konusu senet ve 26.04.2007, 19.07.2007, 21.09.2007, 28.04.2008 tarihli 4 adet Genel Kredi Sözleşmesi ASILLARI, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/56863 Sayılı soruşturma dosyasında SAHTECİLİK YÖNÜNDEN incelenmek üzere istenmiş, banka tarafından gönderilmemiş, tekit yazıları ve en son olarak sorumlular hakkında soruşturma açılacağı ikazı üzerine 2.5 yıl sonra gönderilerek yapılan soruşturma engellenmek istenmiştir. Sanığın ve onunla işbirliği yapan diğer yetkililerin bu tutumları senedin kayıtdışı bırakılma işleminin de bilinçli olarak yapıldığını kanıtlamaktadır.

b.            Sözleşme asıllarının, sözünü ettiğimiz şekilde gecikmeli olarak temininden sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen  İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nde yaptırlan inceleme sonucu alınan 21.03.2013 tarihli “UZMANLIK RAPORU’’ ve talebimiz üzerine Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın hazırlamış olduğu 24.07.2013 tarihli “MÜTALAA BEYANI’’ ile senet ve GKS’lerde tahrifat yapıldığı tespit edilmiştir.

c.         Davaya konu 3.700.000 TL. bedelli senet, ilk GKS’nin imzalandığı 26.04.2007 tarihinde TEMİNAT SENEDİ olarak alıyoruz denilerek Müvekkilden açığa imzalı olarak alınmış, GKS. Madde: 16.8 gereği “müşterinin muaccel hale gelen borcunun” tamamından fazla olamayacağı  sözleşme ile kabul edilmiş iken, yüksek bedelle doldurularak işleme konulmuş, 5411 s. Kanunun 76 maddesi gereği onaylı bir sureti müşteriye/Müvekkile verilmediği için senet üzerinde kolaylıkla tahrifat yapılabilmiştir. İnceleme konusu senet 26.04.2007 tarihinde düzenlenmesine, düzenleme tarihinin 04.12.2008 olarak siyah mürekkepli kalemle yazılmış olmasına rağmen, günler hanesi, onlar basamağının altında mavi mürekkepli kalemle oluşturulmuş ‘’1’’ rakamına benzer bir hattın mevcudiyeti, sadece fiziksel değil kimyasal silinti yapılıp yapılmadığının da araştırılmasının gerektiği tespiti de yapılmıştır.

d.          Davaya konu, banka defter ve kayıtlarına işlenmeyen 3.700.000 TL. bedelli senedin, “ Bedeli ….nakden… Ahzolunmuştur.” şeklinde doldurulmuş olması da, gerçeğe aykırı sahte bir düzenlemedir. Zira senette yazılı 3.700.000 TL bedel Müvekkil tarafından nakden alınmamıştır. Burada da inkar edilemez bir sahtecilik yapıldığında kuşku yoktur.

e.          Dilekçemiz ekinde sunduğumuz UZMANLIK RAPORU ve MÜTALAA BEYANI İÇERİĞİNDE DETAYLI OLARAK ANLATILDIĞI ÜZERE, kayıt dışı bırakılan dava konusu senet ve bu senetle irtibatlı GKS’lerde tahrifatların yapılmış olması senedin kayıt dışı bırakılmasının tesadüfi olmadığını, kasten bilinçli olarak yapıldığını göstermektedir. Özellikle, Genel Kredi Sözleşmelerinin tamamında silinti ve tahrifat yapılmış olduğu, 4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ünde Sevil Güney adına atfen atılmış olan imzaların Sevil Güney’in eli ürünü olmadığı ve kredi miktarının arttırılmasına ait Sözleşmede, banka yetkilisi ve müdür olarak Ali Baba Şanlı adına atfen atılmış olan imzanın da, Ali Baba Şanlı’nın kendi el ürünü olmadığı dikkate alındığında iddialarımızın doğruluğu, sanığın eylemini kasten ve bilinçli olarak işlediği ve münet suçun yasal unsurlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.

 NETİCE VE TALEP :

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle;

  1. Bilirkişi Heyeti üyesi Recep ARSLAN’ın yasal olarak bilirkişilik yapamayacağına dair kararı dikkate alarak, Bilirkişiliğine kabul etmediğimizi,
  2. Bilirkişi heyeti içinde Recep ARSLAN’ın da buluması nedeniyle Bilirkişi Raporunun şaibeli hale geldiğini ve sonuç mütalaayı kabul etmediğimizi,
  3. Bilirkişi raporunun, dava onuşu senedin banka kayıtlarında bulunmadığı ve “kayıt dışı” olduğu yönündeki tespitine katıldığımızı ve kabul ettiğimizi,
  4. Suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun hakimin hukuk bilgisiyle bilip takdir edeceği bir konu olmakla bu konuda yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmediğimizi,
  5. Sanığın suç tarihinde Turkıshbank A.Ş.’nin Levent Şubesi Müdürü olduğu, Genel Kredi Sözleşmesinin tanzim edildiği tarihte Merkez Şube Müdürü olmadığı halde Müvekkille ilgili sözleşmeleri ve dava konusu senedin yazı hanelerini doldurduğu,

6.Kredi limitinin artırılmasıyla ilgili olup dava konusu senede dayanak gösterilen  21.09.2007 tarihli             GKS’deki banka yetkilisi Ali Baba ŞANLI adına atılan imzaların da Ali Baba ŞANLI’nın eli ürünü olmadığının kriminal raporlarla tespit edilmiş olduğu,

7.Sunduğumuz iki adet rapor (UZMANLIK RAPORU ve MÜTALAA BEYANI) içeriğine, dosyada mevcut delillere, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/56863 Sayılı soruşturma dosyası içeriğine, mahkemenizce tayin eden bilirkişi heyetinin “kayıtdışı” tespitine göre sanık savunmasının hukuki dayanaklardan yoksun olduğu anlaşılmış ve sanığa isnat olunan 5411 sayılı yasanın 156.maddesinde tanımlanan suçu kasten ve bilinçli olarak işlediğinin sübuta erdiği, maddi ve manevi unsurlarıyla oluştuğu anlaşıldığından CEZALANDIRILMASINA KARAR VERİLMESİNİ,

Katılan vekili olarak arz ve talep ederim. 01.11.2013

Katılan Adil Altay Güney

Vekili

AVUKAT REŞAT PETEK

EKLER :

1-İstanbul Polis Müdürlüğü Kriminal Laboratuvarları Müdürlüğü ‘’UZMANLIK RAPORU’’

2-Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın ‘’MÜTALAA BEYANI’’

YARGITAY 12.HUKUK DAİRESİ DİLEKÇESİ 18.07.2013

 

                           HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

 

 

 

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

BAŞKANLIĞINA                                                                                                                                             17.07.2013

 

İSTANBUL 15. İcra Mahkemesi

Dosya no: 2012/1007 Esas

 

5411 sayılı Bankalar kanununun 155. Maddesindeki ‘’Gerçeğe aykırı beyanda bulunma’’ suçuyla korunan hukuksal yarar, bankacılık düzenidir. Bunun yanı sıra kamu güvenine karşı işlenen suçlardan belgede sahtecilik suçlarının özel bir türü olan bu suçla, bankacılık alanında önemli bir unsur olan ‘’GÜVEN’’ adlı hukuksal değer korunmaktadır. Zira, bankacılık düzenini sağlamakla yükümlü kişi ve kuruluşlar ile bankacılık alanındaki hukuka aykırılıkları cezalandırmakla görevli kurumların, üstlendikleri fonksiyonları etkin bir biçimde yerine getirebilmeleri, aynı şekilde bankalardan elde edilecek güvenilir bilgi ve belgelere ve bankaların gerçeğe uygun kayıtlarına dayanmaktadır. (MUSTAFA AKIN, BANKACILIK CEZA HUKUKU)

‘’Arz ettiğimiz bu kuralların, bilirkişi incelemeleri ile bertaraf edilerek tersine çevrilmesi, müvekkillerimin ve bankamızın telafi edilemeyecek derecede büyük ve çok ağır bir mağduriyetine sebebiyet verecek vahamettedir.’’ (Turkıshbank A.Ş. Avukat Sümer Altay, 2011)

(Yukarıdaki ifade, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Turkıshbank A.Ş. ile ilgili olarak ‘’Dosyanın Bilirkişi tarafından incelenmesi’’ kararına karşı olarak, 09.05.2011 tarihinde,  2010/488802 sayılı Soruşturma dosyasına verilmiş olan dilekçeden alınmıştır. Bilirkişi tarafından, suç senedinin bankanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ve Banka aleyhine İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde CEZA DAVASI açılmış, fakat Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları 2.5 yıl boyunca, Savcılık Makamına teslim edilmediği için, suç senedinin aslı ile birlikte Kriminal incelemeye gönderilerek diğer iddialarımızı doğrulayan kesin rapor alınamamıştır. Sözleşme asıllarının, Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından, yıllar sonra res’en alınmasından sonra, ancak 21.03.2013 tarihinde ,sözleşmeler suç senedinin aslı ile birlikte  , kriminal inceleme yapılması  için gönderilebilmiştir ve Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün 21.03.2013 tarihli ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ile, yıllardır iddia etmiş olduğumuz gibi, banka yetkili ve avukatlarının Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve Mahkemelere vermiş oldukları ifade ve beyanların aksine suç senedinin, Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlayan banka yetkilisi tarafından düzenlemiş olduğu tespit edilmiştir.    

 

KONU: Turkıshbank A.Ş.’nin, Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında, teminat olarak almış oldukları boş senedi; kullanılmış olan kredinin 4 misli tutarında gayrimenkul ipoteği de verilmiş olduğu ve bu kredi ile ilgili ödenmemiş hiçbir devre faizi de olmadığı halde, bilgi verilmeden ve,  04.12.2008 düzenleme tarihi ve yine sadece 21 gün sonra olan 25.12.2008 tarihinde de ödeme günü olmak üzere, kullanılmış kredinin çok üzerinde bir tutarla 3.700.000.TL doldurulduktan sonra, bilgimiz dışında olduğu için de ödenememesi bahane edilerek, 31.12.2008 tarihinde kredi hesabımızın kat edilmesi ve kendi düzenlemiş oldukları ve Turkıshbank A.Ş.’nin ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığı tespit edilen ve bu nedenle de, bankanın Merkez şube müdürü Semra Oktayoğlu’nun İSTANBUL 8. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE yargılanmasına neden olan bu  senedin kullanılması ile uygulamış oldukları infaz gibi icra işlemlerine karşı sürdürmekte olduğumuz Hak ve Hukuk mücadelesİ 55 aydır devam etmektedir.

A-

HUKUK mücadelemizin bir parçası olan ve 04.06.2012 tarihinde, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünde, bankaya ipotekli olan ve Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti’ nin sahibi olduğu gayrimenkullerin satışları sırasında, Avukatım Özgür Çağlar Aksu ile birlikte yapılmakta olan satışları izlemek için gitmiş olduğumuz İcra Müdürlüğünde, toplam 5 satış olan satışların ilk satıştan sonraki ilk arasında, Turkıshbank A.Ş. adına satışa iştirak etmiş olan Avukatları Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk tarafından ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM.

İhale sırasında yapılmış olan ve gayrimenkullerimizin satılması ile ilgili İhaleyi takip etmemizi engelleyen bu saldırı derhal İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmiş ve  ilgililer hakkında  CEZA SORUŞTURMASI  başlatılmıştır.

Ve, yine bu durum yapılmış olan ihale’nin iptal edilmesi için İstanbul 15. İcra Mahkemesinde açılmış olan İHALENİN İPTALİ davasında, açık olarak ihaleye fesat karıştırmak ve katılımı  engelleme olarak kabul edilerek, yapılmakta olan Savcılık Soruşturması takibe alınmış ve bu takip duruşma tutanaklarına da geçmiştir. (Ek.1-2-3)

Daha sonra ise geciken soruşturma ve herhalde muhatabımızın bir banka ve banka avukatları olması nedeni ile, haklılığımızın ve gerçeklerin çok zor anlatılabilmesi ve özellikle de çok zor anlaşılabilmesi ile, bu son derece önemli bir konuda yapılmakta olan Soruşturmanın sonucu beklenilmeden itirazımız reddedilerek dava düşürülmüş (Ek.4) ve ihmal neticesinde uğramış olduğumuz haksızlığın giderilmesi için yapmış olduğumuz itiraz nedeni ile Dosyamız  YÜCE YARGITAY’ a gönderilmiştir.

Bu gün gelmiş olduğumuz noktada ise, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ADALET BAKANLIĞI ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı  tarafından yürütülen soruşturma neticesinde, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 29.04.2013 tarihinde hazırlanmış olan 2013/1274 sayılı İDDİANAME (Ek.5),  İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek, 18.06.2013 tarihinde düzenlenmiş olan TENSİP ZAPTI ile, yapılmış olan ihalede Turkıshbank A.Ş.’nin avukatları olarak bankayı temsil eden Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk hakkında, HAKARET ve TEHDİT suçu ile CEZA DAVASI açılmıştır.(Ek.6)

B-

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Turkıshbank A.Ş.’nin avukatları olan Günay Yılmaz hakkında, Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünde yapılmış olan gayrimenkullerimizin ihaleleri sırasında İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA ve ZİMMET suçlaması ile B.M.2013 / 13745  Sayı ile ayrı bir CEZA SORUŞTURMASI daha başlatılmıştır.(Ek.7)

C-

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖRGÜTLÜ SUÇLAR SORUŞTURMA BÜROSU tarafından, Turkıshbank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, Soruşturmaya esas suçların işlenmiş olduğu dönemin Genel Müdürü Abdullah Akbulak, Genel Müdür  yardımcısı Taner Biçer ve suçların işlendiği Merkez Şube’nin aynı bankanın Levent Şubesine tayin edilen Müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA AYKIRILIK, BEDELSİZ KALAN SENEDİ KULLANMA, HİZMET NEDENİ İLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA VE ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK suçlarından, yürütülmekte olan SORUŞTURMA ile ilgili olarak;

YENİ ŞAFAK GAZETESİNDE, 21.Nisan.2013 Pazar günü ‘’TURKISH VURGUN’’ adı ile MANŞETTEN HABER yapılmış, takip eden 22.Nisan.2013 tarihinde haber dizisine

devam edilerek, 24.Nisan.2013 tarihlerinde de Banka avukatları Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk hakkında, beni ölümle tehdit etmeleri nedeni ile Savcılık Makamının CEZA DAVASI talebine, ADALET BAKANLIĞI tarafından OLUR verilmesi konusu işlenerek HABER serisine devam edilmiştir.

Mağduriyetimizin  ve  yürütülmekte  olan Soruşturmanın  KAMUYA MAL OLMASI ile, TV NET TELEVİZYONU,  23.Nisan.2013 tarihinde Sayın Veyis Ateş’in ‘’HABERE BAKIŞ’’ proğramına, beni ve Avukatım Atilla Çetiner’i  konuk olarak davet ederek, konunun son derece geniş olarak ‘’Görsel Medya’’ ya da taşınmasını sağlamıştır.

Mağduriyetimizin geniş Halk kitlelerine ve dolayısı ile KAMUYA mal olması neticesinde, geçtiğimiz günlerde, Genel Müdür Erhan Özçelik ile birlikte, yeni Genel Müdür Yardımcıları İsmet Şenalp ile Selçuk Canbaş’ın ve Hukuk işleri sorumlusu Avukat  Günay Yılmaz’ın Turkıshbank A.Ş. ile ilişkileri kesilmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda açık olarak ifade etmiş olduğumuz gibi Turkıshbank A.Ş. avukatları olan Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk tarafından ‘’İHALE’YE FESAT KARIŞTIRMA’’ fiilinin işlenmiş olduğu, yapılmış olan Soruşturmalar ve açılmış olan CEZA DAVASI ile belgelenmiştir.

Bu nedenle de, İstanbul 15. İcra Mahkemesi’nin 2012/1007 sayılı dosyası ile RET edilmiş olan itirazımızın kabul edilerek, kararın bozulmasını ve İHALENİN İPTALİ talebimizi arz ederim.

SAYGILARIMLA.

 

 ADİL ALTAY GÜNEY                                                                   

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

Ekler.

1-2-3 İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi DURUŞMA TUTANAKLARI.

4.     Gerekçeli Karar

5.     Tehdit ile ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı İDDİANAME’ si.

6.     İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesi TENSİP ZAPTI.

7.     Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı B.M.2013/13745 sayılı Soruşturma ek dilekçesi.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

altayguney@guneykonut.com.tr

www.guneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

 

Cep Telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                         BAKIRKÖY – İSTANBUL

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU GENEL KURULUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ.

28.08.2010 TARİHİNDE, ŞİŞLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA VERMİŞ OLDUĞUM ŞİKAYET DİLEKÇESİNE, ŞİŞLİ CUMHURİYET BAŞSAVCIĞI TARAFINDAN VERİLEN HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI TAKİPSİZLİK KARARINDAN SONRA, 07.EKİM.2011 TARİHİNDE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA GÖNDERMİŞ OLDUĞUM ŞİKAYET DİLEKÇESİNE KARŞILIK, 19 AY SONRA, 22.04.2013 TARİHİNDE, SAYIN TETKİK HAKİMİ NURİ KARAKUŞ İMZALI OLARAK, GÖNDERİLEN ”DİLEKÇE VE EKİ EVRAK KAPSAMINDA, 17.01.2012 TARİHLİ VE 2012/72 SAYILI ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASINA DAİR KARARIN KALDIRILMASINI GEREKTİREN HERHANGİ BİR DELİL VE DURUMUN BULUNMADIĞI” VE ”…KANUN HÜKÜMLERİ UYARINCA YAZIMIZIN TEBLİĞ TARİHİNDEN İTİBAREN (10) GÜNLÜK YASAL SÜRE İÇİNDE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU GENEL KURULUNA İTİRAZ ETME HAKKINIZIN BULUNDUĞU,” KONUSUNDAKİ CEVAP MEKTUBUNA KARŞILIK OLARAK AŞAĞIDA YAYINLAMIŞ OLDUĞUM 15.05.2013 TARİHLİ ”KARARA İTİRAZ MEKTUBU” GÖNDERİLMİŞTİR.

17.06.2011 TARİHİNDE TAKİPSİZLİK KARARI VERİLEN VE YUKARIDA GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ TARAFINDAN DA TAKİPSİZLİK KARARI ONAYLANAN SORUŞTURMA,

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN YENİDEN ELE ALINMIŞ,

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖRGÜTLÜ SUÇLAR BÜROSU, 2012/56863 DOSYA NUMARASI İLE TURKISHBANK A.Ş. VE YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN BÖRTEÇENE, ABDULLAH AKBULAK, TANER BİÇER VE SEMRA OKTAYOĞLU HAKKINDA DERİNLEŞTİRİLEN CEZA SORUŞTURMASI KAPSAMINDA ŞİKAYETİMİZE ESAS SUÇ SENEDİ ASLI VE TAHRİFAT YAPILMIŞ GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN ASILLARINI, 21.03.2013 TARİHİNDE İNCELENMEK ÜZERE İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ KRİMİNAL POLİS LABORATUVARI MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERİLMİŞTİR.

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
GENEL KURULU 15.05.2013

İlgi : 22.04.2013 tarihli 90836726-101-01-34-4540-2011/9110/17919
sayılı cevap dilekçesi.

Adres: Konya yolu no.70 Beşevler – ANKARA

Kurulunuz genel sekreterliğinden almış olduğum cevap mektubunu son derece üzülerek okudum.

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu olarak sizlere de bir önceki dilekçemde belirtmiş olduğum hususların tekrarı ile başlayarak ve şikayetimle ilgili yeterli araştırma ve soruşturmanın yapılmadığı konusundan da emin olarak, Tetkik Hakimi Sayın Nuri Karakuş ve dolayısı ile de, Kurulunuzun Genel Sekreterliğinin dikkatlerinden kaçmış olan hususların belgelenerek tarafınıza ifade edilmesi ile, şikayetimle ilgili bütün dosyaların belgeleri ile birlikte incelenerek yeniden gözden geçirilmesinin sağlanabileceğini umudumu sürdürmek istiyorum.

Bireyler ve özellikle meslek insanları ve çok daha önemlisi Adaleti sağlamak ve dağıtmakla yükümlü olan Hakim ve Savcılar, görevlerini yaparlarken son derece dikkatli, hata ve kusurlardan arınmış olmalıdırlar.

Nedeni ise, binlerce yıldır, yine belki de binlerce kitabın sayfalarında yazılmıştır, fakat asıl önemli olanı ise, insanların bilinçlerine işlenmiş olan ADALET ’e sığınma duygusudur.

BUNUN BOZULMASINA MÜSAADE EDİLMEMELİDİR.

KİM OLURSA OLSUN İŞLEMİŞ OLDUĞU MESLEKİ HATA VE SUÇLARINDAN DOLAYI GEREKEN CEZAYI ALMALIDIR VE HİÇ BİR KİMSE BU KONUDA AYRICALIKLI OLMAMALIDIR VE DAHA DA ÖNEMLİSİ OLAMAMALIDIR.

Pencereden baktığınızda, benim arkadaşlarımın, elinizdeki dosyalara baktığınızda ise sizin arkadaşlarınızın eserlerini görebilirsiniz.

Eğer hedefimiz her konuda daha ileri gitmek ise, bir yerlerden yeniden başlamalıyız ve yine eğer istersek bunu da başarabiliriz.

Bu nedenle de, karşı karşıya kaldığım hak ve hukuk dışı davranışların bir örtüsü olabilecek kararlara, bu kararları almış olan ve görevlerini gerektiği şekilde yapmayan veya yapamayan meslek mensuplarınız hakkındaki şikayetlerim için de özellikle ısrar ediyorum.

Yapılacak olan önyargısız ve korkusuz bir soruşturma ve araştırmada haklı olduğum ortaya çıkacaktır.

Bunun için de gerçekten adil olmak ve ADALET’ e inanmak gerekir.

Ama her şeyden önce galiba önce ALLAH’ tan korkmak gerekir.

01.01.2009 tarihinde başlamış olduğum ve 4 yıl 5 ay, toplam 53 ay’dır sürdürmeye çalıştığım HAK ve HUKUK mücadelesinde, öğrendiğim en önemli özellik de budur.

07.Ekim.2011 tarihinde ve 09.Ekim.2011 tarihinde de bir öncekine ek olarak göndermiş olduğum şikayet dilekçesine karşılık, Kurumdan bana gönderilmiş olan ve ‘’Şikayetimde ısrar ediyorsam yeniden Kurumunuzun 3. Dairesine müracaat etmemi…’’ öneren mektuba karşılık olarak göndermiş olduğum, 15.Mart.2012 tarihli şikayet dilekçeme karşılık olarak gönderilen, 22.04.2013 tarihli, ‘’ Dilekçe ve eki kapsamında 17.01.2012 tarihli, ve 2012/72 sayılı şikayetin işleme konulmamasına dair Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 28.02.2013 tarihli ve 2013/222 Y:İ sayılı oy birliği ile verilen kararı ile, yeniden inceleme talebinin reddine karar verildiği,’’ hakkındaki mektuba, Genel Kurul tarafından yeniden incelenmesi için 1. Bölümde genellikle önceki dilekçelerdeki şikayetlerimi kapsayan ve 2. Bölümünde de Soruşturmanın bugün gelmiş olduğu noktayı ve hala soruşturulamayan noktaları ifade etmeye çalışan 2 bölüm olarak cevap ve itiraz ederek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu nezdinde, şikayetime ısrarla devam etmek istiyorum.

1.
“Söz konusu şikayetlere istinaden yapılan incelemelerde alınan raporlarda, şüphelinin iddialarının haksız ve asılsız olduğu ortaya çıkmıştır. Yakın zamanda her iki dosyadan da takipsizlik kararı verileceği açıktır.”
Turkishbank A.Ş.’nin avukatları olan Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk’ün, 07.07.2011 tarihli, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına hakkımda yaptıkları şikayet başvurusunun 4. sayfa, 4. paragrafı.

25/08/2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığım ve 2010/48802 Soruşturma numarası takibi yapılan,Turkishbank A.Ş.’nin kıymetli evrakta sahtecilik yaptığı hakkındaki şikayetim ile ilgili olarak, şikayetimden 10 ay ve 295 gün sonra verilen, 07.06.2011 tarih ve 2011/11829 no’lu ‘KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR’ ve devamında karara itirazımız doğrultusunda sayın Başsavcılığınıza 11.07.2011 tarihinde yaptığımız müracaat dilekçesi ile Beyoğlu Nöbetçi AĞIR CEZA MAHKEMESİ’ne gönderilen şikayet dosyamıza, BEYOĞLU 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’nin verdiği, 22.07.2011 tarihli 2011/996 Değişik İş no’lu CMK.nın 173/3 maddesi gereğince verilen, ‘İTİRAZIN REDDİNE’ kararını kabul edebilmemiz mümkün değildir.

Dosya ve delillerin gerektiği gibi araştırılmadan ve elde edilmeye çalışılmadan, elde edilen delillerin de gerektiği gibi değerlendirilmeden verildiğine inandığımız bu karar ve kararların, GERÇEK VE ADİL BİR SORUŞTURMA YAPILARAK DÜZELTİLECEĞİNE İNANIYORUZ.

Şüphelilerden; Abdullah Akbulak, Taner Biçer, Semra Oktayoğlu ve vekilleri Avukat Sümer Altay’ın, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına ve 2010/48802 Soruşturma Dosyasına, 09.05.2011 tarihinde vermiş olduğu dilekçede ifade etmiş olduğu,

‘’ARZ ETTİĞİMİZ BU KURALLARIN, BİLİRKİŞİ İNCELEMELERİ İLE BERTRAF EDİLEREK TERSİNE ÇEVRİLMESİ, MÜVEKKİLLERİMİN VE BANKAMIZIN TELAFİ EDİLEMEYECEK DERECEDE BÜYÜK VE ÇOK AĞIR BİR MAĞDURİYETİNE SEBEBİYET VERECEK VAHAMETTEDİR.

BU NEDENLE, BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE İLİŞKİN HUKUKA AYKIRI KARARLARIN KALDIRILARAK, BİLİRKİŞİLERE VERİLEN GÖREVİN GERİ ALINMASINA, İPTALLERİNE VE NETİCEDEN MÜVEKKİLLERİMİZ HAKKINDA ‘TAKİPSİZLİK KARARI’ VERİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ,’’

Şeklinde, devam eden soruşturmanın, delil ve Bilirkişi Raporlarının engellenmesi, önlenmesi ve maddi ve manevi gerçeklerin ortaya çıkarılmasının önlenmesi ile ilgili ihtara benzeyen talepleri, şikayetimizde haklı olduğumuzun ve Turkishbank A.Ş.’nin suçlu olduğunun bir İKRARIDIR.

Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan Atamtürk Uyar’ın, ‘‘BÜTÜN MADDİ DELİLLER LEHİNİZE, BUNLARI RAHATLIKLA HUKUK MAHKEMELERİNDE KULLANABİLİRSİNİZ‘’ dedikten sonra, ‘…KAMU DAVASININ AÇILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE DELİL BULUNMADIĞI’ sebebi ile KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR vermesi ise, Turkishbank A.Ş.’nin delilleri geciktirerek, karartarak ve belki de ortadan kaldırarak ADALET’i geçici de olsa YANILTABİLDİĞİNİN açık bir ifadesidir.

ADALET’İN YANILTILARAK GECİKTİRİLMESİNİN İSE BİZE, AİLEMİZE VE ÇEVREMİZE VERDİĞİ ZARARIN HESABINI İSE YİNE ADALET VE YÜCE MAHKEMELER SORACAKTIR.

BUNA GERÇEKTEN İNANIYORUZ.

1.1- ‘…biz de bu beyan üzerine borcunun temini için senet vermesini talep ettik. Eşi Sevil Güney hem kredi borcuna kefil olduğu için hem de adına kayıtlı gayrimenkulü bu borca teminat olarak ipotek verdiğinden dolayı senedi hem kendisinin hem de eşinin imzalamasını istedik. Kendisi eşi huzurda bulunmadığı için senedi doldurup eşine de imzalatarak getiteceğini söyledi. Dolayısı ile şu anda şikayete esas olan senedi kendisi haricen doldurdu ve bankamıza düzenlenmiş ve imzalanmış olarak getirip teslim etti…’

Bir kısmını aldığımız bu beyan, Turkishbank Merkez Şube müdürü Semra Oktayoğlu’nun bankanın avukatı Yalım Şentürk eşliğinde savcılık makamında verdiği ifade tutanağından alınmıştır. Yani Turkishbank A.Ş.’nin ve Merkez şube müdürünün ifadelerine göre suç senedi benim tarafımdan doldurulmuştur.

‘… c) İnceleme konusu sözleşme fotokopilerindeki el yazıları ile inceleme konusu senetteki el yazıları arasında (‘ADİL ALTAY GÜNEY’ ibareli el yazıları hariç) kaligrafik ve grafolojik benzerlikler bulunduğu müşahade edilmekte…’

29.04.2010 tarih ve BLG-2011/ 4189 numaralı Kriminal Raporun 3. maddesinin c) bendinden aldığımız bu tesbit, İDDİA ETTİĞİMİZ GİBİ, senedin dışarıda bizim tarafımızdan değil,Turkishbank A.Ş.’nin yetkilileri tarafından doldurulduğunu doğrulamaktadır. Bankalar hiçbir zaman, sözleşmeleri doldurulması için ele ve dışarıya vermez. Sözleşmeler ilgili memur tarafından doldurulur. Bu gerçek herkesin bildiği ve kabul ettiği bir UYGULAMADIR. Yani Sözleşmeleri dolduran memur, şikayetimize esas olan suç senedini de doldurmuştur.

Merkez Şube müdürü Semra Oktayoğlu ve Avukat Yalım Şentürk yetkililerden aldıkları talimat doğrultusunda YALAN BEYANDA bulunarak, Savcılık makamını ve ADALET’i yanıltmaya çalışmışlardır. BANKALAR KANUNUNA ve ETİK İLKELERE açık olarak aykırı olan bu durum ayrıca suç duyurusu yapılarak, gerekli ceza işlemleri için, Cumhuriyet Başsavcılığına ve BDDK’ya bildirilmiştir.

Bütün bu gerçeklere rağmen, Savcılık makamına verdiğimiz, 09.03.2011 tarihli dilekçemize bağlı olarak, Cumhuriyet Savcılığının taleplerine rağmen, Turkishbank A.Ş.sözleşme asıllarını Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmemiş, Kriminal incelemeye, sözleşmenin fotokopileri gönderilmek zorunda kalınmıştır. Yine, 22.06.2011 tarihinde, Savcılık makamına verdiğimiz ve sözleşmeleri hazırlayan yetkilinin kim olduğunun tespit edilmesi amacı ile, suç tarihinde görev yapan bütün memurların Savcılık makamına gelerek ifade ve yazı örneklerinin alınmasının istemi ile ilgili verdiğimiz dilekçe ve DELİL TESPİTİ ile ilgili olarak hiçbir işlem yapılmamıştır.

VE DELİL TESPİTİ İLE İLGİLİ HİÇBİR İŞLEM YAPILMADIĞI HALDE, SAVCILIK MAKAMI, KAMU DAVASININ AÇILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE DELİL BULUNMADIĞINI GEREKÇE OLARAK GÖSTEREBİLMİŞTİR.

1.2- Mali Bilirkişi Mehmet Nuri Toplu tarafından hazırlanan 16.05.2011 tarihli raporun değerlendirme ve sonuç sayfasındaki (7) numaralı bölümde de ifade edildiği gibi, ‘ŞİKAYET KONUSU 25.12.2008 ÖDEME TARİHLİ SENEDİN MÜŞTEKİ BANKANIN TİCARİ DEFTERLERİNDE MUHASEBE KAYDINA RASTLANILMADIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR.’

Yani dilekçemizde de iddia ettiğimiz gibi, resmi olarak böyle bir senet yoktur. Çünkü gerçekten Turkishbank A.Ş. ile karşılıklı olarak anlaşılarak verilmiş bir senet olsaydı, senedin düzenlenmiş bir bordrosu olması ve bu bordro ile senedin en geç 24 saat içinde de resmi defterlere işlenmiş olması gerekirdi. Bu konudaki suç duyurusu da 25.08.2011 tarihinde BDDK’ya yapılmıştır.

VE BU AÇIK VE TESPİT EDİLMİŞ MADDİ DELİL VE GERÇEĞE RAĞMEN, SAVCILIK MAKAMI, KAMU DAVASININ AÇILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE DELİL BULUNMADIĞINI GEREKÇE OLARAK GÖSTEREBİLMİŞTİR..

1.3- Mali Bilirkişi raporunda açık olarak ifade edildiği gibi, 31.12.2008 tarihi itibarı ile, Turkishbank A.Ş.’ye olan borcumuz, hesaplara itirazımızın olması kaydı ile 3.264.000. TL’dir. Ödenmemiş tek bir devre faizimiz olmadığı gibi, Turkishbank A.Ş.’nin ödemelerle ilgili tek bir şartlı-şartsız bildirimi yoktur. Ayrıca, 16 Aralık 2008 tarihinde, Turkishbank A.Ş.’ye, Çorlu’da 10 000 metrekarelik bir sanayi arsası da ipotek olarak verilmiştir. Sahte olarak hazırlanan senedin, sözde düzenlenme tarihinden 11 gün sonra.

Tek başına Organize bir DOLANDICILIK SUÇU olan ve T.C.K Madde 158 (1)-f bendine göre cezalandırılması gereken Turkshbank A.Ş.’nin bu suçu ile ilgili hiçbir işlem ve soruşturma yapılmamıştır.

Son derece açık olarak görüldüğü ve tespit edildiği gibi Turkishbank A.Ş. teminat olarak aldığı senedi, kanunlara aykırı bir şekilde, haberimiz ve bilgimiz olmadan alacağından çok daha fazla miktarda doldurarak, tahsil etmek için işlemlere başlamıştır.
BU SUÇTUR VE HELE MUHATAP KURUMSAL KİMLİĞİ OLMASI GEREKEN BİR BANKA İSE DAHA AĞIR BİR SUÇTUR.

Bu suç ile ilgili olarak da 14.06.2011 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunulmuştur.

Soruşturma ile ilgili olarak sahte senedin sözde düzenlenme tarihinden bir hafta sonra, benimle birlikte Turkishbank A.Ş.’ye toplantıya gelen ve ŞAHİT olarak ifade veren emekli bankacı Çetin Çolpan’ın ve şüpheli eski merkez şube müdürü Ali Baba Şanlı’nın ifadeleri değerlendirilmemiş ve İFADELERİNE, KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR kararda hiç yer verilmemiştir.

VE SAVCILIK MAKAMI KAMU DAVASININ AÇILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE DELİL BULUNMADIĞINI GEREKÇE OLARAK GÖSTEREBİLMİŞTİR.

1.4- Şikayetimizin önemli maddi tespitlerinden biri olan senet üzerindeki yazı ve imzaların yaşlarının belirlenmesi ile ilgili olarak, Kriminal Polis Laboratuarları Müdürlüğünün hazırladığı ekspertiz raporunun 2. maddesinde ifade edilen imza ve yazıların yaşlarının, memleketimizde teknik olarak tespitinin mümkün olmadığının ifadesi ile ilgili olarak, ilgili müdürlük ile daha sonra yaptığımız yazışmalarda, YAŞ TESPİTİNİN, yurt dışında ve özellikle A.B.D.’de yapılabildiği konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır.

Kanunların uygulanabilmesi ve ADALET’in sağlanması için, ADLİ TEKNİK’ in son derece ilerlediği çağımızda, özellikle memleketimizde, bazı araştırma laboratuvarların bulunmadığı nedeninin arkasına sığınarak VAR OLAN DELİLLERİN KARARTILMASI ve bu eksikliğin daha geniş bir soruşturma ağı ile giderilmemesi doğru değildir.

Şişli Cumhuriyet Savcılığına verdiğimiz dilekçemizde de ifade ettiğimiz gibi, suç senedinin, bütün masrafları tarafımızdan karşılanmak üzere, yurt dışına gönderilerek, YAZI VE İMZALARIN YAŞLARININ da tespit edilmesi konusundaki talebimizdeki ısrarımızı sürdürüyoruz.

Bu konu ile ilgili olarak, ADALET BAKANLIĞINA bilgi verilerek, ŞİKAYETLERİMİZ İLE BİRLİKTE, HUKUKİ, İDARİ ve TEKNİK YARDIM talebimiz de ayrıca yapılacaktır.

VE SAVCILIK MAKAMI, KAMU DAVASININ AÇILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE DELİL BULUNMADIĞINI GEREKÇE OLARAK GÖSTEREBİLMİŞTİR.

Şikayetimize esas teşkil eden bütün maddi deliller, Ekspertiz ve Mali Bilirkişi raporları ile ortaya çıkarılmış ve doğrulanmış olmasına rağmen, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 4 sayfalık incelenen soruşturma evrakı bölümünde, Bilirkişi raporları ile elde edilen ve doğruluğu tespit edilen İDDİA VE DELİLLERE yer vermiyerek, dilekçelerimiz ile talep etmemize rağmen, yeterli ve gerekli araştırma ve soruşturma yapılmadan ve soruşturmayı eksik bırakarak,17.06.2011 tarihinde, 2011 / 11829 karar numarası ile ‘Kovuşturmaya yer olmadığı’ hakkında karar vermiştir.

Talebimiz üzerine KARARA İTİRAZIMIZ nöbetci Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 22.07.2011 tarihinde, 2011 / 996 Değişik İş no’lu karar ile, Hukuk sistemimize örnek teşkil edecek bir hızla, Yargılama dahi yapılmadan dosya üzerinden, ‘İtirazımızın reddine‘ karar ver
2.

İHMALE UĞRAYAN VE HAKSIZ OLARAK GÖRDÜĞÜMÜZ BU KARARLARI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

‘’Kurumsal kimliğe sahip olması gereken bir bankanın adaleti yanıltmak ve geciktirmek için işlediği suçlar ve bu suçların işlenmesine bilerek veya bilmeyerek göz yumanlar muhakkak cezalandırılacaktır.’’ feryatlarımıza rağmen verilmiş olan TAKİPSİZLİK KARARLARI VE bu kararların Ağır Ceza Mahkemelerinde onaylanmalarına rağmen, aslında var olan fakat ZAMANINDA yeterince araştırılmayan deliller ile soruşturmanın devamı sağlanmış ve soruşturmanın bugün gelmiş olduğumuz noktasında, şikayetimize neden olan bütün suç unsurları ortaya çıkarılmıştır.

2.1- Şikayetimize esas olan suç senedinin Turkıshbank A.Ş.’nin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ve bu nedenle bankanın Merkez Şubesi’nin müdürü olan Semra Oktayoğlu hakkında, , 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 156/1 ve TCK 53/1 Maddeleri uyarınca İDDİANAME düzenlenerek, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde 2012/30 E dosya numarası ile CEZA DAVASI açılmıştır.

Bunun dışında ise, aşağıda Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 19.10.2010 tarihinden 01.12.2013 tarihine kadar süren toplam 29 ay içinde Turkıshbank A.Ş.’ye gönderilmiş olan mektuplar incelendiği zaman, bankanın yapmış olduğu bütün hukuk ve etik dışı yaptırımları, önceden düşünerek ve planlayarak ( Haziran 2010 toplantı CD’si) uyguladığı açık olarak görülmektedir.

Ve bu planlamanın da; Merkez Şube eski müdürü olan ve Levent şube müdürü olarak atanmış olan Sanık Semra Oktayoğlu tarafından, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmasında, iddialarımızı ve devam etmekte olan Soruşturmayı doğrulayarak, adlarını hatırlayamadığı (!) üst yönetimden olan kişilerle ki, bu kişiler Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, eski Genel Müdür Abdullah Akbulak ve eski Genel Müdür Yardımcısı Taner Biçer’dir, birlikte hazırlandığı ifade ve ikrar edilmiştir.

Ayrıca, BDDK tarafından tayin edilen yeminli murakıplar tarafından hazırlanan rapor dava dosyasında görülemediği için, davamız açısından hayati önemde olan bu rapor da gerektiği gibi incelenememiştir.

Bu rapor incelendiğinde görülecektir ki, kayda alınmayan sadece bono olmayıp, Aralık 2008 tarihinde alınan Çorlu’daki araziye ait ipotek de banka kayıtlarında mevcut değildir.

Bankacılık usulünde, kredi verilmesi işlemleri sırasında şube tarafından müşteriye kredi verilmesi için yapılan talep üzerine, banka kredi komitesi tarafından kredi onaylanmasına ilişkin kredi tebliğ mektubu düzenlenerek kredi veren şubeye gönderilmektedir. Bu mektuplarda müşteri tarafından verilen teminatlar da belirtilmektedir.

Yaptığım şikayet üzerine BDDK yeminli murakıpları tarafından düzenlenen raporda şahsım hakkında düzenlenen 12 adet kredi tebliğ mektubu bulunduğu ve bu mektupların teminat kısmında bononun ve Çorlu’daki arazi üzerinde verdiğim ipoteğin yer almadığı belirtilmektedir.

Bu durum ise, gerek bononun gerek ise ipoteğin kasten kayıtlara yansıtılmadığını açık olarak göstermektedir.

2.2- 25.08.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz şikayet ile başlayan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2012/56863 numaralı dosyası ile devam etmekte olan Hukuk sürecinin bugün gelmiş olduğumuz noktasında,

Turkıshbank A.Ş. tarafından düzenlenmiş suç senedi ile suç senedini düzenleyen banka yetkilisinin hazırlamış olduğu ve tahrifat yapılarak üretilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri ile ilgili olarak, Savcılık dosyasına sunmuş olduğumuz Bilirkişi Sayın İsmail Özkan’nın 22.01.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile tespit edilmiş olan HUKUK dışı işlemler ve Ulusal Kriminal Büro’nun 28.02.2013 tarihli ‘’ADLİ BELGE UZMAN MÜTALASI’’ doğrultusunda,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma bürosu, 2012/56863 numaralı dosya ile, Turkıshbank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, eski Genel müdür Abdullah Akbulak, eski Genel müdür yardımcısı Taner Biçer ve sanık Semra Oktayoğlu hakkında; banka tarafından düzenlenmiş suç senedi ile suç senedini düzenleyen banka yetkilisinin hazırlamış olduğu ve tahrifat yapılarak üretilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri ile ilgili olarak, ‘’5411 sayılı Bankacılık Kanununa aykırılık, bedelsiz kalan senedi kullanma, hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik’’ suçlarından, 4 ayrı suç isnadı ile soruşturmaya devam etmektedir.

Ve bu Soruşturma çerçevesinde,

2.2.1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, 01.02.2013 tarihinde, Turkıshbank A.Ş.’den , Genel Kredi Sözleşmelerinin tanzim ve imzası ile şubenin hangi yetkilisinin ve yetkililerin hazır bulunduğunun, ivedilikle tespit edilerek Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesini istemiştir. (Ek.1)

2.2.2. Soruşturma dosyasından da açık olarak görüleceği gibi, 25.08.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına, Turkıshbank A.Ş. hakkında yapmış olduğumuz, KIYMETLİ EVRAKTA SAHTECİLİK ile ilgili şikayet başvurumuzda ifade ettiğimiz bütün hususlar, maddi olarak bilirkişi raporları ile tespit edilmiş ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu; Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 16.03.2011 tarihinde istenmiş olmasına rağmen, ancak 18.13.2013 tarihinde, yani ancak 21 ay sonra sonra teslim alınabilmiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları ile suç senedinin aslı, gerekli araştırma ve tespitlerin yapılabilmesi için, 21.03.2013 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğüne göndermiştir. (Ek.2)
2.3. 2011/74404 numara ile devam etmekte olan Savcılık Soruşturmasına neden olan şikayetimi Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığım 25.08.2010 tarihinden bu güne kadar; 650 gün, 21’inci ay’ın içindeyiz 34 ay veya toplam olarak 2 yıl 10 ay geçmiştir.
Bu süre içinde, şikayetimin esası olan SUÇ SENEDİ, Turkıshbank A.Ş.tarafından Savcılık makamına aylarca teslim edilmemiş, senedin savcılık makamına teslim edilmesi için, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının toplam 5 tekit yazısını kapsayan 7.5 ay veya 224 gün sonra, ancak, Savcılık Makamına ancak teslim edilmiştir.

Buna mukabil, bilirkişi incelemelerinin yapılabilmesi için, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2011 tarihli ve 2010/48802 sayılı, kredi sözleşmelerinin asıllarının da teslim edilmesi ile ilgili yazısına rağmen, üzerinden 22 ay ve yaklaşık olarak 1 tam yıl 8 ay geçmiş olmasına rağmen kredi sözleşmelerinin asılları Cumhuriyet Savcılığına teslim edilmemiş, ekte örneğini sunmuş olduğum ve 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazmış olduğum dilekçeden sonra, Savcılık Makamı yine aylardır göndermiş olduğu tekitlerden netice alınamayınca, yetkili memur göndererek aldırması ile Ocak 2013 tarihinde, yani yıllar sonra Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kasasına alınabilmiştir.

Soruşturmanın, BANKACILIK SUÇLARI kapsamında ise, Cumhuriyet Savcılığının, BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU BAŞKANLIĞINA hitaben yazmış olduğu ‘’…Alınan 16.05.2011 tarihli bilirkişi raporunun değerlendirme ve sonuç kısmının 7. Fıkrasında, şikayet konusu olan 25.12.2008 ödeme tarihli 3.700.000.,bankanın ticari defterlerinde muhasebe kaydının tutulmadığı tespit edilip, bu suç yönünden soruşturma evrakı tefrik edilmiş olmakla, Bilirkişi raporundaki Gerçeğe aykırı muhasebeleştirme ve kayıt dışı işlem tespiti ile ilgili olarak, 5411 sayılı Bankacılık kanununun 156.maddesi gereğince gerekli değerlendirmenin yapılarak, yazılı başvuruda bulunup bulunulmayacağının bildirilmesi rica olunur.’’ yazısına, ancak 3 tekit yazısından sonra, aradan 205 gün ve yaklaşık olarak da 7 ay geçtikten ve aynı günlerde, YARGITAY tarafından suç senedi ile yapılan satışların onaylanmasından sonra ancak cevap gelebilmiş ve Turkısh Bank A.Ş’ nin suçu tespit edilmiştir.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sayın Fehmi Tosun tarafından, 23.09.2010 tarihinde Turkıshbank A.Ş.yetkili ve görevlilerine gönderilmiş olan, suç senedinin aslının, Savcılık Makamına teslim edilmesi ile ilgili, Şüpheli Çağrı Kağıdı ile, Şişli Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Oğuzhan Atamtürk Uyar’ın, 16.03.2011 tarihinde Turkıshbank A.Ş.’ ye göndermiş olduğu Genel Kredi Sözleşmeleri asıllarının, Savcılık Makamına teslim edilmesi ile ilgili mektubundan, bu güne kadar geçen yaklaşık 33 ay içinde Savcılık Makamlarının, Turkıshbank A.Ş.’den bilgi ve belgelerin teslim alınabilmesi için göstermiş olduğu uğraş ve çabalara ait resmi belgelerin tarih sırası ile açıklaması aşağıdadır.

1.İstanbul Cum. Sav. Fehmi Tosun,‘’Adil Altay Güney’in ifade tutanağı’’ 19.10.2010 (Ek.3)
2.İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, ‘’Şüpheli çağrı kağıdı’’ 23.09.2010 (Ek.4)
3.İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, ‘’ Şüpheli davetiyesi’’ 23.09.2010 (Ek.5)
4.İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, ‘’ Senet aslı teslim yazısı’’ 14.10.2010 (Ek.6)
5.İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, ‘’ Senet aslı teslim için tekit’’14.10.2010 (Ek.7)
6.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’ Senet aslı teslim yazısı’’ 09.12.2010 (Ek.8)
7.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’ Senet aslı teslim yazısı’’ 09.12.2010 (Ek.9)
8.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’ Senet aslı tekit ikrarı’’ 05.01.2011 (Ek.10)
9.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’Em.Müd. senedin temini’’ 06.01.2011 (Ek.11)
10.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’ Senedin alınması’’ 26.01.2011 (Ek.12)
11.Şişli Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’Semra Oktayoğlu’nun ifadesi.’’ (Ek.13)
12.Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na 23.02.2011 (Ek.14)
13.Gen. Müd.ve Gen.Müd. yrd.’na ulaşılamadığınıntutanağı 23.02.2011 (Ek.15)
14.Senet aslı ile GKS’leri dolduran kişinin aynı kişi olduğu ihbarı 09.03.2011 (Ek.16)
15.Şişli Cum. Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’GKS asıllarının teslimi ‘’ 16.03.2011 (Ek.17)
16.Şişli Cum. Savcısı Oğuzhan A.Uyar, ‘’ Kriminal Polis Lab.Md.’ne’’ 07.04.2011 (Ek.18)
17.İstanbul Cum. Savcısı Ercan Devrim, ‘’ GKS asılları teslimi hakkında.’’ 11.12.2012 (Ek.19)
18.İstanbul 15.As.Tic. Mahkemesine,’’GKS asıllarının teslimi hakkında’’ 08.01.2013 (Ek.20)
19.İstanbul Cum. Sav. Ercan Devrim, ‘’GKS asıllarının teslimi için tekit’’ 08.01.2013 (Ek.21)
20.GKS ASILLARININ SAVCILIK MAKAMINA TESLİM EDİLMESİ. 18.01.2013 (Ek.22)
21.İstanbul Cum. Savcısı Ercan Devrim, ‘’Krim. Polis Lab.Müdürlüğüne. 21.03.2013 (Ek.2)

VE TURKISHBANK A.Ş. TARAFINDAN NE ZAMAN CEVAPLANDIRILACAĞI BİLİNMEYEN,

22.SAVCILIK MAKAMININ GKS SORGULAMASI 01.02.2013 (Ek.1)
SORUŞTURMAYI ENGELLEME, UZATMA VE DELİLLERİ KARARTMA AMACI TAŞIYAN BU DAVRANIŞIN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR VE SUÇTUR. (BANKALAR KANUNU MADDE 153, MUSTAFA AKIN, BANKACILIK CEZA HUKUKU )
BU SUÇUN DA, İŞLENMİŞ OLDUĞU AÇIK OLARAK GÖRÜLMÜŞ OLMASINA RAĞMEN, SAVCILIK MAKAMI TARAFINDAN, BU SUÇ İLE İLGİLİ OLARAK DA BİR CEZA DAVASI AÇILAMAMIŞTIR.
2.4. Yukarıda açıkladığımız EKSPERTİZ ve MALİ BİLİRKİŞİ raporundan da açık olarak görüldüğü ve tespit edildiği gibi, şube müdürü Semra Oktayoğlu’nun ,Cumhuriyet Savcılığına bankanın avukatı eşliğinde verdiği ifadenin de planlanarak kurgulanmış YALAN olduğu ortaya çıkmıştır ve bu suçtur. (BANKALAR KANUNU MADDE 155. (MUSTAFA AKIN, BANKACILIK CEZA HUKUKU)
2.5. Savcılık Makamının, Genel Kredi Sözleşmelerini kimin hazırladığı konusundaki sorusunun muhatabı Merkez şube müdürü olan Semra Oktayoğlu’ dur. Genel Kredi Sözleşmelerinin hazırlanması ile suç senedinin hazırlanması ile ilgili görevlendirme, şube müdürü olarak kendisi tarafından yapılmıştır. Bu nedenle de bu konularla ilgili olarak, kendisinin haberi olmadığı hakkındaki beyanları ise gerçek dışıdır ve bu konudaki gerek Savcılık Makamında ve gerekse Mahkemelerdeki ifadeleri ise çok açık olarak, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 155. Maddesine aykırıdır.

Merkez şube Müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, ‘’5411 SAYILI BANKACILIK KANUNU’NUN 155. MADDESİ OLAN, GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMAK’’ suçu ile de CEZA DAVASI açılması gerekir.

Şikayet konusu suç senedi ile ilgili olarak, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/48802 Soruşturma numaralı dosyada Semra Oktayoğlu’ nun ifadesi.

‘’ …senedi hem kendisinin hem de eşinin imzalamasını istedik. Kendisi eşi huzurda bulunmadığı için senedi doldurup eşine de imzalatarak getireceğini söyledi. Dolayısı ile şu anda şikayete konu olan senedi kendisi haricen doldurdu ve bankamıza düzenlenmiş ve imzalanmış olarak getirip teslim etti. Hatta beni telefonla arayarak senedin tanzimi ile ilgili miktarını ne kadar yazacağını sordu. Ben de borcunu ve faizini hesaplayarak yaklaşık olarak 3.700.000.00TL olarak doldurmasını söyledim…

Şikayet konusu suç senedi ile ilgili olarak, Emniyet müdürlüğünce hazırlanmış 29.04.2010 tarih ve BLG-2011/4189 Uzmanlık numaralı EKSPERTİZ RAPORU’nun 2. Sayfasının 3 no’ lu maddesinin © bendi,

‘’İnceleme konusu sözleşme fotokopilerindeki el yazıları ile, inceleme konusu senetteki el yazıları arasında ( Adil Altay Güney ibareli el yazıları hariç ) kaligrafik ve grafolojik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlikler bulunduğu müşahede edilmekle,’’

Şikayet konusu suç senedi ile ilgili olarak, BİLİRKİŞİ Grafoloji ve Sahtecilik uzmanı sayın İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan, 22.01.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ nın, 9. Sayfa ve 2.bendi,

‘’İnceleme konusu, alacaklı ‘’TURKISHBANK A.Ş.’’, borçlu ‘’GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ’’ ve kefil ‘’ ADİL ALTAY GÜNEY’’ adlarına tanzim edilmiş 04.12.2008 tanzim ve 25.12.2008 ödeme günü, 3.700.000 / Üçmilyon yediyüzbin YTL meblağlı senet fotokopisindeki el yazılarının, kefil satırında yazılı ‘’ADİL ALTAY GÜNEY’’ isim yazıları hariç, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/604E sayılı dosyasına ‘’TURKISHBANK A.Ş.’’ tarafından sunulan ‘’TURKISHBANK A.Ş.Merkez şubesi’’ ile müşteri ‘’GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNBŞAATLAR LTD.ŞTİ’’, Müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil ‘’Adil Altay Güney’’ ve ‘’Sevil Güney’’ adlarına tanzim edilmiş GKS’lerdeki el yazılarını yazan (Teamülde GKS’ler banka görevlileri tarafından düzenlendiklerinden) BANKA GÖREVLİSİNİN ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞU KANAATİNE VARILMIŞTIR.’’

Bu nedenle de, Genel Kredi Sözleşmelerinin ve bu sözleşmelerin Mahkemeden almış olduğumuz tasdikli fotokopilerin incelenmesi ile, daha önce Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuş olan Genel Kredi Sözleşmelerin karşılaştırılması neticesinde tespit etmiş olduğumuz bulgular, Genel Kredi Sözleşmelerinin bugüne kadar neden Turkıshbank A.Ş tarafından, yıllarca süren talep ve tekit yazılarına rağmen, Savcılık Makamına teslim edilmeyerek, sözleşme asıllarının, suç senedinin aslı ile birlikte kriminal incelemeye gönderilmesinin ve kesin rapor alınmasının engellenmiş olduğunun, son derece açık bir göstergesi olmuştur.

SONUÇ.

1.HAKLI OLDUĞUMUZ VE HAKLI OLDUĞUMUZU DA BİLDİĞİMİZ HALDE, UZAYIP GİDEN SORUŞTURMALAR, ÖNYARGILI OLARAK VE GEREKLİ OLAN İNCELEME VE SORUŞTURMALAR YAPILMADAN VERİLMİŞ KARARLAR İLE, AİLE HAYATIMIZ, VARLIĞIMIZ VE HUZURUMUZ YOK OLDUĞU GİBİ, TİCARİ İTİBARIMIZ DA KAYBETTİRİLMEYE ÇALIŞILARAK, PİYASADA İŞ YAPAMAZ HALE GETİRİLMİŞ DURUMDAYIM.
BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN, YAPILMIŞ VE YAPILMAKTA OLAN BÜTÜN BU HAKSIZLIKLARA KARŞI, HAK VE HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMEK KONUSUNDA KARARLIYIM VE KAZANACAĞIM KONUSUNDA DA İNANÇLIYIM.
TÜRKİYE’DE DE, HAKİMLER VE SAVCILAR VARDIR.
Turkıshbank A.Ş. bugüne kadar, cevap vermeme, geciktirme ve süreyi olabildiğince uzatma uygulamasını; bugüne kadar devam eden Hukuk süreci içinde planlanmış, Resmi Makamların talep etmiş olduğu evrakları geciktirerek ve vermeyerek 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 153. Maddesini de açık olarak ihlal edilerek, ceza davalarının zamanında açılmasını engellemiş ve kazanmış olduğu 2.5 seneyi aşkın ve bizleri perişan eden zaman dilimi içinde, kendisine iyi niyetle ipotek etmiş olduğumuz ve kredi borcumuzun 4 misli değerindeki gayrimenkullerimizi, kendi düzenlemiş oldukları ve Turkıshbank A.Ş.’nin Ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş olan şikayetimize esas suç senedinin kullanılmış olduğu icra satışları ile GASP etmiştir.

Turkıshbank A.Ş. ile 52 aydır sürdürmekte olduğumuz Hukuk Mücadelesi yazılı ve görsel basında da yer almaya başlamış; YENİ ŞAFAK Gazetesi 21.Nisan.2013 tarihinde, ‘’TURKISH VURGUN’’ başlığı ile, geniş ve manşetten verilen bir haber yayınladıktan sonra, 22 ve 23 Nisan günlerinde de Turkıshbank A.Ş. ve avukatları hakkındaki yayınlarına devam etmiş, TV NET Televizyonu ise, 23.Nisan.2013 Tarihindeki ‘’Habere Bakış’’ proğramında, dosyalarda gizli kalan Hukuk Mücadelemizin, Topluma mal edilmesini sağlamıştır.

Şikayetimizle de doğrudan ilgili olan bu haberlerin yayınlanmış olduğu 21.Nisan.2013, 22.Nisan.2013, 24.Nisan.2013 tarihli YENİ ŞAFAK gazeteleri dilekçemizin ekinde olup, 23.Nisan.2013 saat 19.50’de TV NET’ de yapılmış olan ‘’Habere bakış’’ program CD’si ise, Turkıshbank A.Ş.ile Hukuk Mücadelemiz konusunda açmış olduğumuz, ‘’GOOGLE, WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ haber sitesinden izlenebilir.
HER ŞEYE RAĞMEN, UMUDUMUZU KAYBETMEDEN, BU HAKSIZLIKLARA DUR DİYEBİLECEK VE SUÇLULARI KİM OLURSA OLSUN CEZALANDIRACAK BİR MAHKEMENİN DE OLDUĞUNA İNANIYORUZ.
2.Kurumunuzdan gelen, 22.04.2013 tarihli mektupta ifade edilmiş olan, ‘’…şikayetin işleme konulmamasına dair kararın kaldırılmasını gerektiren herhangi bir delil ve durumun bulunmadığı’’ tespitindeki, Sayın Tetkik Hakimi Nuri Karakuş’un bu tespite esas olan çalışma raporlarında, hangi evraklara müracaat edilip incelendikten sonra bu tespitin yapıldığı konusunun da tarafıma acil olarak bildirilmesini ve bu bildirimden sonra da, eksik olan bilgi ve delillerin, yine acil olarak tarafımdan Kurumunuz Genel Kuruluna ulaştırılacağımı, özellikle ifade etmek isterim.
‘’BİR TEK KİŞİYE YAPILAN HAKSIZLIK, TÜM TOPLULUĞA YÖNELMİŞ BİR TEHDİTDİR’’. MONTESQUİU
YUKARIDA AÇIK OLARAK İFADE ETTİĞİMİZ VE BİLİRKİŞİ RAPORLARI İLE DE DOĞRULANAN, FAKAT BUNA RAĞMEN EKSİK BIRAKILAN SORUŞTURMA, ARAŞTIRMA VE YAPTIĞIMIZ ŞİKAYET İLE İLGİLİ GEREKLİ İŞLEMLERİN YAPILMASINI, EMİR VE MÜSAADELERİNİZE ARZ EDERİZ.
SAYGILARIMIZLA.

ADİL ALTAY GÜNEY
YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR
GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.

EKLER:
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu’nun 21.03.2013 tarihli yazısı
2. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu’nun 01.02.2013 tarihli yazısı
3-22. Resmi yazılar.
4. 21.Nisan.2013 tarihli Yeni Şafak Gazete küpürü.
5. 22.Nisan.2013 tarihli Yeni Şafak Gazete küpürü.
6. 23.Nisan.2013 tarihli Yeni Şafak Gazete küpürü.

altayguney@guneykonut.com.tr
http://www.guneykonut.com.tr
http://www.kemerormanevleri.com
TELEFON : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ADRES : ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 /16 BAKIRKÖY – İSTANBUL

İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi

TURKISHBANK A.Ş. HAKKINDA, 25.08.2010 TARİHİNDE ŞİŞLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA YAPMIŞ OLDUĞUMUZ ŞİKAYET İLE İSTANBUL CUMHURİYET SAVCISI SAYIN FEHMİ TOSUN TARAFINDAN BAŞLATILMIŞ OLAN CEZA SORUŞTURMASI;  SUÇ SENEDİ İLE GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN  ASILLARININ TURKISHBANK A.Ş. TARAFINDAN YILLARCA TESLİM EDİLMEMESİ NEDENİ İLE OLAĞAN DIŞI UZAMIŞ VE BANKA TARAFINDAN BİLEREK GECİKTİRİLMİŞTİR.

İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDE,  GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ KEFALETLE İLGİLİ BORCA BAĞLI OLARAK YAPILAN İCRA İŞLEMLERİNE  İTİRAZIMIZIN NETİCESİNDE AÇILMIŞ OLAN DAVA İLE İLGİLİ  OLARAK HAZIRLANMIŞ OLAN YANLI VE HATALI BİLİRKİŞİ RAPORUNA,  SÜRESİ İÇİNDE VERMİŞ OLDUĞUMUZ  VE HAKİM EMİNE GÖKSUN ÖZÇELİK TARAFINDAN DİKKATE ALINMAYAN VE AŞAĞIDA ÖRNEĞİNİ YAYINLAMIŞ OLDUĞUMUZ İTİRAZ DİLEKÇESİNDEN SADECE 22 GÜN SONRA, GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN ASILLARI, İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN YÜRÜTÜLMEKTE OLAN 2012/56863 NUMARALI SORUŞTURMA KAPSAMINDA, 18.01.2013 TARİHİNDE, YANİ ŞİKAYETİMİZDEN 2.5 YILA YAKIN BİR SÜRE SONRA, İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDEN RES’EN ALINABİLMİŞ VE GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN ASILLARI, SUÇ SENEDİ İLE BİRLİKTE İSTANBUL KRİMİNAL POLİS LABORATUVARLARI MÜDÜRLÜĞÜ’NE ANCAK GÖNDERİLEBİLMİŞTİR.

İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan 28.05.2013 tarihli ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ve  Uzman Bilirkişi İsmail ÖZKAN tarafından hazırlanmış olan 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile yapılmış olan  tespitler doğrultusunda,

 1.Suç senedinin, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 30.12.2013 tarihinde 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 156. Madde’sine istinaden HAPİS CEZASI  ile cezalandırılan,  Merkez Şube Müdürü Semra Oktayoğlu ile banka yetkili ve avukatlarının Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelere, ısrarla yapmış oldukları  yazılı ve sözlü olarak beyanlarının aksine, suç senedinin bizim tarafımızdan değil, tamamen bilgimizin dışında ve GKS’leri düzenlemiş olan Turkıshbank A.Ş. yetkilisi tarafından düzenlenmiş olduğu,

 2.Suç senedinin düzenleme tarihi bölümünde silinti ve tahrifat olduğu,

 3.Genel Kredi Sözleşmelerinin tamamında silinti, tahrifat ve sonradan ilaveler yapıldığı ve  ilave GKS oluşturulduğu,

 4.26.04.2007, 19.07.2007, 21.09.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerindeki eşim Sevil Güney adına atılı olan imzaların, kendi eli ürünü olmayıp, takliden atılmış olduğu,

 5.21.09.2007 tarihli GKS’nin Kredi limitinin arttırılması ile ilgili sayfasındaki yetkili Müdür Ali Baba Şanlı imzasının Ali Baba Şanlı’nın eli ürünü olmayıp, takliden atılmış olduğu,

 6. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 30.12.2013 tarihinde hapis ile cezalandırılan ve suçların işlendiği tarihte Merkez Şube Müdürü iken, halen Levent Şubesi Müdürü olan Semra Oktayoğlu’nun, 19.07.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini, o tarihte Merkez Şube Müdürü olmadığı halde,  aylar sonra silinmiş sözleşmeleri yeniden doldurup düzenlerken imzalamış olduğu,

7. Bu güne kadar gözden kaçırılmış olan ve Genel Kredi Sözleşmeleri ile suç senedini düzenleyen banka görevlisinin, suçun işlenmiş olduğu tarihte Merkez Şube Müdürü olan Semra Oktayoğlu’nun olabileceği,

 KRİMİNAL RAPORLARLA KESİN OLARAK TESPİT EDİLMİŞTİR.

GEREKLİ VE YETERLİ HİÇBİR ARAŞTIRMA VE İNCELEME  YAPILMADAN,  BİLİRKİŞİLERİN CEVAP VERMELERİ İÇİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞUMUZ SORULARIN HİÇBİRİNE CEVAP DAHİ VERİLMEDEN VE  SADECE TURKISHBANK A.Ş.’Yİ KORUMAK AMACI İLE HAZIRLANMIŞ OLDUĞU ANLAŞILAN, YANLI BİLİRKİŞİ RAPORU İLE İLGİLİ OLARAK AŞAĞIDAKİ İTİRAZ DİLEKÇESİ, CEVAP SÜRESİ İÇİNDE İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE VERİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN, MAHKEME EK RAPOR ALINARAK RAPORDAKİ EKSİK VE HATALI TESPİTLERİN ORTAYA ÇIKARILMASINA MÜSAADE ETMEYEREK DAVAYI BANKA LEHİNE BİTİRMİŞTİR. 

VE 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ, TAMAMININ SİLİNEREK YENİDEN YAZILMIŞ OLDUĞU, KEFALET İMZALARI DAHİL OLMAK ÜZERE YETKİLİ ŞUBE MÜDÜRÜ İMZALARININ  DAHİ GEÇMİŞE DÖNÜK OLARAK VE SAHTE OLARAK ATILDIĞI TESPİT EDİLMİŞ OLAN GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNE BAĞLI OLARAK, TURKISHBANK A.Ş. LEHİNE KARAR VEREREK DAVAYI BİTİRMİŞTİR.

İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ HAKİMİ EMİNE GÖKSUN ÖZÇELİK’İN TURKISHBANK A.Ş. LEHİNE VERMİŞ OLDUĞU KARARLA İLGİLİ OLARAK AVUKATLARIMIZIN YAPMIŞ OLDUĞU TEMYİZ BAŞVURUSU İSE,  AVUKAT ATİLLA ÇETİNER’İN DAVA DOSYASINDA VEKALETİ OLMASINA RAĞMEN, VEKALETİ OLMADIĞI GEREKÇESİ İLE,  HAKİM EMİNE GÖKSUN ÖZÇELİK TARAFINDAN KABUL EDİLMEYEREK,  TURKISHBANK A.Ş. LEHİNE VERİLMİŞ OLAN  KARAR KESİNLEŞTİRİLMİŞTİR. 

HAKİM EMİNE GÖKSUN ÖZÇELİK’İN  BİLEREK VERMİŞ OLDUĞUNA İNANDIĞIMIZ  YANLI VE HATALI KARARLARLA İLGİLİ OLARAK İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE VERİLMİŞ OLAN VE HATALARIN DÜZELTİLMESİ İLE İLGİLİ DİLEKÇELERİN YANINDA,  BİZLERİ BÜYÜK MADDİ VE MANEVİ ZARARA SOKAN,  İSTANBUL 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ HAKİMİ EMİNE GÖKSUN ÖZÇELİK HAKKINDA AÇILACAK TAZMİNAT DAVASININ YANINDA,  CEZALANDIRILMASI İSTEMİ İLE DE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA SUÇ DUYURUSU YAPILMIŞTIR.

 

‘’HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O  ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.’’

İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞINA                                                                                                                                                 25.12.2012

                                               

                                                  

  ‘ EĞER   DEDİKLERİMİZİ    YAPMAZSAN,  HAYATI  SANA  ZEHİR

EDERİZ. (Hakan Börteçene, Yönetim Kurulu Başkanı)

                                                

 ‘’ BAKIN YASA YÖNETMİYOR BANKAYI, İNSANLAR YÖNETİYOR.’’     

(Taner Biçer, Genel Müdür yardımcısı. Toplantı CD’si ve notları.)

 

‘’ İPİNİZ ÇEKİLDİ VE SİZİN İŞİNİZ BİTTİ.’’

 (Avukat Günay Yılmaz, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi önü.)

  

‘’NEDEN? ÇÜNKÜ BENİM ELİMDE YASAL HAKLARIM VAR. VE BENİM ELİMDE TEMİNATI OLDUĞU SÜRECE BU YASAL HAKLARI SONUNA KADAR ALIRIM.’’

(Taner Biçer, Genel Müdür yardımcısı, Toplantı CD’si ve notları)

                             

KONU     :  BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ.

Dosya no: 2010/604 E

Hazırladıkları raporu 08.11.2012 tarihinde Mahkemenize sunmuş olan BİLİRKİŞİLER, Emekli banka müdürü Şaban UÇAK, emekli banka müdürü Mevlüt Şengür ve Yrd. Doç. Dr. Aslı Makaracı tarafından hazırlanmış olan tek taraflı  BİLİRKİŞİ RAPORU,  Turkishbank A.Ş. ile 48 aydır sürdürmeye çalıştığımız, HAK ve HUKUK mücadelemizin en olumsuz ve ibret alınması gereken sayfalarından birini daha oluşturmuştur.

Bizim için önemli ve merak konusu olan diğer bir husus ise, tayin edilmiş olan heyetten avukatımızın ısrarı ile çıkartılmış olan, Turkıshbank A.Ş.’nin eski müdürlerinden sayın bilirkişinin de bu heyette bulunması halinde çıkabilecek raporun niteliğinin ne olabileceğidir.

SAYIN BİLİRKİŞİLER, BİLİRKİŞİ RAPORUNU;  GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.’NİN, 31.12.2008 TARİHİNE KADAR KULLANMIŞ OLDUĞU KREDİ NEDENİ İLE TURKISHBANK A.Ş.’YE OLAN GERÇEK BORCUNUN OLUŞMASINA NEDEN OLAN KAYITLAR, İŞLEMLER, UYGULAMALAR VE BU İŞLEMLERLE İLGİLİ UYGULAMALARDAKİ KANUNLARIN ÖNGÖRDÜĞÜ ŞARTLARA UYULUP UYULMADIĞI   HAKKINDA  HİÇBİR ARAŞTIRMA VE İNCELEME  YAPMADAN DOĞRUDAN DOĞRUYA, BANKANIN BİLDİRMİŞ OLDUĞU BORÇ TUTARINI  KABUL EDEREK,  HAZIRLAMIŞLARDIR.

1.Turkıshbank A.Ş. ile yapılmış, ilki 26.04.2007’de, sonuncusu da 28.04.2008’de olmak üzere, toplam 4 adet Genel Kredi Sözleşmesi ile, toplam 5.200.000.00TL’lik kredi anlaşması yapılmış ve bu kredilerin karşılığında teminat olarak bankaya 10.200.000.00TL değerinde gayrimenkul ipoteği verilmiştir.

1.1.  Karşılıklı olarak imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmelerinde belirtilen 5.200.000.00TL kredinin hesabın doğruluğu konusundaki itirazımız olmakla, sadece 2.941.545.00 TL’ si kullandırılmıştır.

1.2.  Kullandırılmış olan son kredi tarihi olan 31.07.2008’de, kullanılmamış bakiye kredi alacağımız 2.258.455.00TL’dir. VE KARŞILIĞINDA GAYRİMENKUL TEMİNATI VERMİŞ OLDUĞUMUZ  VE GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNDE BELİRTİLMİŞ OLAN  BAKİYE KREDİ ALACAĞIMIZ, devam eden Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında kullandırılmamış, Kasım ayında, krediye esas olan taahhüt işimiz zamanında bitirilmiş ve geçici kabul aşamasına gelinmiş olduğu halde, küresel kriz bahane edilerek, bakiye kredi alacağımızın kullanılması engellenmiştir. FAKAT KULLANDIRMADIKLARI KREDİ DİLİMİNE KARŞILIK OLARAK ALMIŞ OLDUKLARI TEMİNAT İPOTEKLERİNİ İADE ETMEDİKLERİ GİBİ, GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNDE BELİRTİLMİŞ OLAN FAKAT  KULLANDIRMADIKLARI KREDİ TUTARINDAKİ KEFALET TUTARLARINI DA İADE ETMEYEREK, KULLANDIRMADIKLARI KREDİNİN DE ÜZERİNDEN İCRA VE HACİZ İŞLEMLERİ UYGULAMIŞLARDIR.

1.3.  Kullandırılmış olan son kredinin tarihi olan 31.07.2008 tarihine kadar olan 15 ay süresince, Turkıshbank A.Ş.’ye  696.485.76 TL faiz ve 1.329.000.00TL ana para ödemesi ile toplam 2.025.485.76 TL  geri ödeme yapılmıştır. (Kullanılmış olan kredinin % 69’u)

1.4.   Kasım ayında bakiye kredinin kullandırılması için, ellerinde yeterli miktarın çok üzerinde ipotek olmasına rağmen, ilave teminat ipoteği talep edilmiş ve bu ipotek de verildiği halde çok küçük miktarlardaki piyasa borçlarımız için gereken bakiye kredi alacağımız için yine ödeme yapılmayarak, Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti.  BİLEREK VE PLANLANARAK Küresel Kriz ortamında nakit sıkıntısı içine itilmiştir.

VE BÜTÜN BU GERÇEKLER BİLİRKİŞİ RAPORUNDA TESPİT EDİLMEDİĞİ GİBİ,  ANLAŞMASI YAPILAN KREDİ KARŞILIĞINDA, GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİ İMZALAMIŞ OLAN KEFİL VE ASİLLERİN, KULLANDIRILMAYAN KREDİ İLE DE SORUMLU TUTULMALARI  SAĞLANMAYA ÇALIŞILMIŞTIR.

2. Sayın Bilirkişiler, Bilirkişi raporunun 12.sayfasının B bendinin 2 numaralı bölümünde Genel Kredi Sözleşmesinin 56. Maddesine atıfta bulunarak, ‘’…sözleşme maddelerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getireceklerini kabul  beyan ve taahhüt ederler.’’ hükmünü ileri sürerek, Sözleşmelere atılmış olan imzaların kefillerin kefaretinin geçerli olduğu kanaatinde olduklarını beyan ederlerken,

2.1.   Turkıshbank A.Ş. , Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti. ve kefiller tarafından imzalanmış olan Genel Kredi sözleşmelerinin, ayrım yapmadan bütün taraflar için aynı şekilde bağlayıcı hükümler içerdiğini,

2.2.   Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti. ile sözleşmeleri kefil olarak imzalamış olan Adil Altay Güney ve Sevil Güney’in, şirketin, Genel Kredi sözleşmelerinde karşılıklı olarak imza altına alınarak kullanılacak olan toplam 5.200.000.00TL tutarındaki kredinin kefaleti nedeni ile imza atmış olmalarına rağmen;  Turkıshbank A.Ş. tarafından, Genel Kredi Sözleşmelerinde kararlaştırılmış ve kullanılacak olan bu krediye karşılık da gayrimenkul ipoteği alınmış olmasına rağmen,  sadece 2.941.545.000.00TL kredi kullandırmış olduğunu, sözleşmelerde belirtilmiş olan kredi tutarının 2.258.455.00 TL tutarındaki bakiye kredi tutarını ise kullandırmadığını, başka bir deyişle, Sözleşme ile kayıt altına alınmış olan 5.200.000.00 TL kredinin, % 56.5’ unu kullandırdığını, % 43.5’ unu ise kullandırmadığı halde kefilleri kullandırılmayan krediden de sorumlu tuttuğunu,

2.3.   Ayrıca da Turkıshbank A.Ş.’nin, Genel Kredi Sözleşmelerinde karşılıklı olarak imza atılan kredinin teminatı olarak alınmış olan 10.200.000.00TL tutarındaki gayrimenkul ipoteğinin de, kullandırılmayan 2.258.455.00 TL’lik Genel Kredi Sözleşmelerine göre bakiye kredi tutarının yani kullandırılmayan % 43.5’un  teminatı olan 4.437.000.00 TL tutarındaki gayrimenkul ipoteğinin iade edilmediğini,

2.4.   Turkishbank A.Ş.’nin,  bakiye krediyi kullandırmadığı ve bakiye kredinin teminatı olan gayrimenkul ipoteklerini  iade etmediği gibi, sanki krediyi kullandırmış gibi, kredinin tamamı üzerinden İcra takibine geçtiğini,

2.5.      Bütün bu işlemlerin ise açık olarak Hukuk ve İnsan haklarına aykırı olduğunu, kabul edilemeyeceğini ve ceza soruşturmasına neden olacağını, herhalde düşünememişlerdir.

BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA İSE, BUNU KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN OLMADIĞI GİBİ BASİT BİR HATA OLARAK GÖRMEMİZ DE MÜMKÜN DEĞİLDİR.

5411 sayılı Bankalar kanununun 155. Maddesindeki ‘’Gerçeğe aykırı beyanda bulunma’’ suçuyla korunan hukuksal yarar, bankacılık düzenidir. Bunun yanı sıra kamu güvenine karşı işlenen suçlardan belgede sahtecilik suçlarının özel bir türü olan bu suçla, bankacılık alanında önemli bir unsur olan ‘’GÜVEN’’ adlı hukuksal değer korunmaktadır. Zira, bankacılık düzenini sağlamakla yükümlü kişi ve kuruluşlar ile bankacılık alanındaki hukuka aykırılıkları cezalandırmakla görevli kurumların, üstlendikleri fonksiyonları etkin bir biçimde yerine getirebilmeleri, aynı şekilde bankalardan elde edilecek güvenilir bilgi ve belgelere ve bankaların gerçeğe uygun kayıtlarına dayanmaktadır. (MUSTAFA AKIN, BANKACILIK CEZA HUKUKU)

3.Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz gibi Turkıshbank A.Ş.; Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında, usul gereği zorlaması ile, TEMİNAT olarak,  BOŞ ve imzaları atılmış olarak almış olduğu senedi; tek taraflı olarak ve haber vermeden 04.12.2008 düzenleme tarihi ve 20 gün sonra yani 25.12.2008 tarihinde de ödeme günü yazarak, kredi borcunun çok üzerinde bir rakamla 3.700.000.00TL.olarak doldurmuş ve bu senetle ilgili banka işlemleri ve herhangi bir yazılı ihbar da yapılmadığı için de, varlığından habersiz olunan sözde senet ödenemediği için, bu senet bahane edilerek,   ödenmemiş hiçbir devre faizi  ve geçerli hiçbir nedene bağlı olmadan kanunlara ve belki çok daha önemli olması gereken ETİK AHLAKA aykırı olarak 31.12.2012 tarihinde kredi hesabı KÖTÜ NİYETLE kat edilmiştir.

Ve yine Turkıshbank A.Ş. aşağıda fotokopisini verdiğimiz SUÇ SENEDİ ile yapmış olduğu,  baskın ve infaz gibi haciz ve satış işlemleri ile kendi gayrimenkul değerlendirme firmalarının vermiş olduğu değerlendirme raporlarına göre, kredi borcumuzun en az 3 katı, piyasa fiyatlarına göre 4 katı olan bütün varlığımızı GASP etmiştir.

Bu suç senedi ve bankanın bazı yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmış olduğumuz suç duyurusu hakkında yapılan soruşturma  2012/56863 Dosya numarası ile, Turkıshbank A.Ş.’nin avukatlarının ÖLÜM TEHDİTLERİ ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlatmış olduğu soruşturma ise 2012/8238 Dosya numarası ile devam etmektedir.

Banka tarafından hazırlanmış olan SUÇ SENEDİNİN imzalar hariç, üzerindeki bütün yazıların, Genel Kredi Sözleşmelerinin üzerindeki yazılarla aynı elden çıkmış olduğu;  Turkıshbank A.Ş.’ nin suç senedini aylarca, Genel Kredi sözleşmelerini ise yıllardır teslim etmemesi üzerine, ancak fotokopileri üzerinden  Kriminal inceleme ile tespit edilmiş, fakat asılları teslim edilmediği için de KESİN RAPOR alınamamıştır. (Turkıshbank A.Ş. 2010/48802 numaralı soruşturma sırasında, Savcılık makamına, senet aslını,  7.5 AY, 224 GÜN  geçtikten  ve  savcılık makamının göndermiş olduğu 5 tekit yazısından sonra ancak Emniyet Müdürlüğü kanalı ile teslim etmiştir. Genel Kredi Sözleşmesinin asıllarını ise bu güne kadar TESLİM ETMEMİŞTİR.)

3.1.Suç senedinin fotokopisi,

3.2.Genel Kredi Sözleşmelerinden imza sayfasından bir bölüm, fotokopi.

3.3.Suç senedini düzenlemiş olan elden senet yazı örnek detayı.

3.4.Genel Kredi Sözleşmelerini düzenlemiş olan elden yazı örnek detayı.

Emniyet müdürlüğünce hazırlanmış 29.04.2010 tarih ve BLG-2011/4189 Uzmanlık numaralı EKSPERTİZ RAPORU’nun 2. sayfasının 3 no’ lu maddesinin (c) bendi,

‘’İnceleme konusu sözleşme fotokopilerindeki el yazıları ile, inceleme konusu senetteki el yazıları arasında ( Adil Altay Güney ibareli el yazıları hariç ) kaligrafik ve grafolojik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlikler bulunduğu müşahede edilmekle,’’

Başsavcılık makamına bugüne kadar teslim edilmemiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Mahkemenizden istenmesine rağmen, Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları, Bilirkişilerde olması nedeni ile gönderilememiştir.

Bu nedenle de, Turkıshbank A.Ş. yetkilileri ve avukatları; ‘’ …senedi hem kendisinin hem de eşinin imzalamasını istedik. Kendisi eşi huzurda bulunmadığı için senedi doldurup eşine de imzalatarak getireceğini söyledi. Dolayısı ile şu anda şikayete konu olan senedi kendisi haricen doldurdu ve bankamıza düzenlenmiş ve imzalanmış olarak getirip teslim etti. Hatta beni telefonla arayarak senedin tanzimi ile ilgili miktarını ne kadar yazacağını sordu. Ben de borcunu ve faizini hesaplayarak yaklaşık olarak 3.700.000.00TL olarak doldurmasını söyledim…’’ (Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/48802 Soruşturma numaralı dosyada Semra Oktayoğlu’ nun ifadesi) şeklindeki  beyanlarına devam edebilmektedir.

ÇIPLAK GÖZLE DAHİ BANKA TARAFINDAN VE AYNI ELLE YAZILARAK DÜZENLENMİŞ OLDUĞU AÇIK OLARAK BELLİ OLAN SUÇ SENEDİNİN, SENET ASLI VE GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN ASILLARININ KRİMİNAL İNCELEMESİNİN YAPILMASI  NETİCESİNDE, İDDİALARIMIZIN GERÇEK OLDUĞU VE UĞRAMIŞ OLDUĞUMUZ MADDİ VE MANEVİ YIKIMIN BOYUTLARI AÇIK OLARAK ORTAYA ÇIKARILACAKTIR.

VE SAYIN BİLİRKİŞİLER, HAZIRLAMIŞ OLDUKLARI 20 SAYFALIK RAPORUN 14.SAYFA, 3. BÖLÜMÜNDE BU KONU İLE İLGİLİ OLARAK SADECE 2 SATIR OLARAK,

‘’DAVALILAR VEKİLİNİN ,3.700.000 TL LIK SENEDİN DAVALILARIN İRADESİ DIŞINDA BOŞ OLARAK ALINDIĞI YÖNÜNDEKİ BEYANININ TAKDİRİ SAYIN MAHKEMENİZE AİTTİR’’

DİYEBİLMEKTEDİR Kİ, TAKDİR İSE SAYIN MAHKEMENİZİNDİR.

BUNDAN DAHA DA ÖNEMLİ OLARAK BU SUÇ SENEDİNİ TURKISHBANK A.Ş.’NİN TİCARİ DEFTERLERİNDE KAYDININ BULUNMADIĞI HER NEDENSE TESPİT EDİLEMEMİŞ VE ŞİKAYETİMİZ ÜZERİNE TURKISHBANK A.Ş.’NİN BBDK TARAFINDAN CEZALANDIRILDIĞI, MERKEZ ŞUBE MÜDÜRÜ SEMRA OKTAYOĞLU’NUN İSE 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNUN 156. MADDESİNE AYKIRILIKTAN İSTANBUL 8.AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANMAKTA OLDUĞU HAKKINDA  İSE HERHANGİ BİR YORUM YAPILMAMIŞTIR.

VE,  SAYIN BİLİRKİŞİLER, ‘’5411 SAYILI BANKACILIK KANUNU MADDE 156. İŞLEMLERİN KAYIT DIŞI BIRAKILMASI VE GERÇEĞE AYKIRI MUHASEBELEŞTİRME’’ SUÇU İŞLEYEREK CEZA ALAN VE AĞIR CEZADA YARGILANAN BİR BANKANIN, KENDİLERİNE SUNMUŞ OLDUKLARI EVRAKLARI, GERÇEK VE AÇIK TALEPLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA   BİR ARAŞTIRMA YAPMADAN, SÖZDE DEĞERLENDİREREK  TEK TARAFLI BİR RAPOR HAZIRLAMIŞLARDIR.

4. Bilirkişi raporunda, sözde incelenmiş olan belgeler doğrultusunda,

4.1. Güney Konut organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti.’nin gayrimenkulleri üzerine hacizlerin

konmuş olduğu,

 4.2. Kredili mevduat hesabına ait Ekim ve Kasım dönem faizlerinin ödenmemiş olduğu,

Ve davacı bankanın da bu nedenle hesapları 31.12.2008 tarihi itibarı ile keserek alacaklarınının tamamını geri istediğini ve Sözleşmenin 11.2 ve 16.5 maddeleri gereğince ise, davacı bankanın böyle bir hakkının mevcut olduğu ifade edilmektedir.

Halbuki sayın bilirkişiler ifade etmiş oldukları gibi Genel Kredi Sözleşmelerini GERÇEKTEN İNCELEMİŞ OLSALARDI; ATIFTA BULUNDUKLARI GENEL KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN 11. 2 MADDESİNİN BAŞLIĞINDA, ’’Müşterinin, bu sözleşme veya banka ile akdettiği diğer herhangi bir sözleşme hükümlerini ihlal etmesi …’’ diyerek  başlayan şartlarında,’’…resen tayin edeceği bir süre içinde alacağının geri ödenmesini talep edebilir yahut sözleşmeyi fesh edebilir.’’ Ön şartını koyarak, kredi sözleşmesinin fesh edilebilmesi için, HERHANGİ BİR SÖZLEŞME İHLALİNİN GEREKLİLİĞİNİ ve eğer fesih yapılsa dahi, bankaya borcun ödenebilmesi için kesinlikle, süresini banka dahi tespit etse, ödeme için UYGUN BİR SÜRENİN VERİLMESİNİN ŞART KOŞULDUĞUNU;

16.5 Maddesinde ise. ‘’Müşteri, vadesi gelen ana para, faiz veya bu sözleşme tahtında ödenmesi gerekli herhangi bir tutarın vadesinde ödenmemesi…’’ diye başlayan şartlarında, kesinlikle ödenmesi gereken fakat ödenmemiş olan bir taahhüdün bulunmasını şart koşmakla beraber, eğer böyle bir aksaklığın bulunması halinde ise,’’…Bankaca yapılacak yazılı bildirimden 30 gün içinde bu durumun giderilmemesi…,üzerinde haciz veya benzeri bir işlem yapılıp bunların 30 gün içinde kaldırılmaması…’’ halinde, ön şartlarını koyarak, özellikle de BANKANIN YAPMAK ZORUNDA OLDUĞU YAZILI BİLDİRİMDEN SONRA DA 30 GÜN SÜRE VERİLMESİ KONUSUNDA, yine ön şartının bulunduğunu, öğrenmiş olurlardı.

Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti’nin, kredili mevduat hesabına ait imzalanmış ayrı bir Sözleşmesi olmadığı gibi, imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmeleri doğrultusunda kullanmış olduğu kredi ile ilgili olarak da, kredinin kat edildiği güne kadar, ödenmemiş tek bir devre faizi, yerine getirilmemiş tek bir taahhüdü yoktur.

Kullanılmış olan krediye karşılık olarak, zamanında ödenmemiş hiçbir devre faizinin bulunmaması nedeni ile, kredili mevduat hesabı, hesabının kat edilmesi için mücbir bir sebep yaratabilmek için uydurulmuştur.

Bu nedenle de, bankanın bu konu ve ödemelerle ilgili olarak da tek bir yazılı bildirimi yoktur. ÇÜNKÜ BÖYLE BİR ŞEY YOKTUR.

5. Sayın Bilirkişiler, hesaplarına esas olarak almış oldukları ve kabul etmeye çalıştıkları temerrüdün gerçekleştiği konusunda ise büyük yanılgıya düşmüşlerdir.

KREDİ HESABININ HAKSIZ VE KANUNLARA AYKIRI OLARAK KAT EDİLMESİ VE HESAP KAT İHTARNAMESİNE ZAMANINDA YAPILMIŞ İTİRAZ İLE KESİNLEŞMEMESİNDEN DOLAYI, KESİNLEŞMİŞ BİR HESAP KAT İŞLEMİ YOKTUR.

Ayrıca Banka,  68/b maddesi çerçevesinde, borçlu cari hesap sözleşmelerinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta veya uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermediği için, açık olarak TEMERRÜT GERÇEKLEŞMEMİŞTİR.

Sayın bilirkişilerin bütün bu kanun ve kuralları bilmiyor olması veya incelemede görmemiş olması kabul edilemez.

6.  Sayın Bilirkişiler Genel Kredi Sözleşmelerinin asıllarının tek tek incelendiğini ifade etmişlerdir fakat ,

6.1.  19.07.2007’de, Ataköy’de toplam değerleri 1.500.000 TL’yi aşan 3 adet dairemi ipotek ederek, 500.000.TL olarak imzalamış olduğum 2. Sözleşmedeki Turkıshbank A.Ş. yetkilisine ait imzanın, sözleşmeler açık imzalı olarak alınıp sonradan doldurulduğu için, 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmakta olan, sözleşme tarihinden  ancak 8 ay sonra müdür olarak atanan,  fakat SÖZLEŞME TARİHİNDE merkez şube ile ilişkisi olmayan ve yetkili olmayan Semra Oktayoğlu’ na ait olduğunun,

6.2.   21.09.2007’de, Ataköy’de değeri 800.000 TL olan dairemi ipotek vererek yapmış olduğum 600.000 TL’lik üçüncü kredi sözleşmesinde, Turkıshbank A.Ş. yetkilisi olarak  Müdür Ali Şanlı’ nın imzası olmakla beraber, ardından ilave kredi  ile ilgili olarak verilen 500.000.TL’lik ipotekten sonra,imzaları boş olarak alınarak sonradan düzenlenmiş olan,  yine bu krediye ait limit artırımı sayfasının ise 1.500.000.TL olarak doldurulduktan sonra atılmış olan müdür imzasının, Ali Baba Şanlı’ nın değil, taklit edilmiş olduğunun,

İNCELENEREK ANLAŞILAMAMIŞ VE TESPİT EDİLEMEMİŞ OLMASI KABUL EDİLEMEZ.

Ve, bu nedenle de Turkıshbank A.Ş.’nin, Cumhuriyet Savcılarının mükerrer tekitlerine rağmen, yıllardır sözleşme asıllarını neden vermediğinin nedenlerinden biri daha  ortaya çıkarılmıştır.

Ve, bu yüzden de özellikle, Ali Baba Şanlı’ nın sahte imzasının atılmış olduğu 2.100.000.TL’lik sözleşme, 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin talebine kadar yıllardır ortaya çıkarılmamıştır.

Ve bu sözleşme, ne gariptir ki, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/48802 Dosya numaralı soruşturması  nedeni ile yapılmış olan, 16.05.2011 tarih ve 2010 / 48802 Hazırlık numaralı Mali Bilirkişi Mehmet Nuri TOPLU’ nun hazırlamış olduğu  BİLİRKİŞİ RAPORUNDA  yoktur.

Yukarıda açık olarak ifade etmeye çalıştığımız gibi, sayın Bilirkişiler, Genel Kredi Sözleşmelerinin asıllarını, bir asıl evrak hakkındaki inceleme, araştırma ve değerlendirmeyi gerektiği gibi yapmadığı gibi, bu sözleşmeler ile ilgili olarak, herhalde önem verdiklerine inanmak istediğim, karşılıklı olarak imza altına alınmış ve kullanılmış olan kredinin ve bu kredilerin tahsis edilmesi nedeni ile Turkishbank A.Ş’ye verilmiş olan gayrimenkul ipoteklerinin birbirleri ile olan ilişki ve bağlantılarını anlayamamışlardır.

7.  Sayın Mahkemenizce görülmekte olan Davanın asıl nedeni ise, Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti , kefiller olan Adil Altay Güney ve Sevil Güney’in, şirketin kullanmış olduğu kredi karşılığında iyi niyetle  teminat olarak vermiş oldukları  ve  kullanacak oldukları kredinin 3 katı,  daha sonra ise,  bankanın tek taraflı olarak kredi sözleşmelerinde imza altına alınmış olan kredi tutarının tamamını kullandırmayarak ve sadece % 56.5’ unu kullandırarak ve % 43.5’ unu kullandırmayarak ve kullandırmadığı kredi tutarının karşılığı olan 4.437.000.00TL tutarındaki gayrimenkul ipoteğini de iade etmediği için 4 katı tutarındaki ve davalılar, ellerindeki ipotek işlemlerine müsait, şirket ve şahsi bütün gayrimenkullerini bankaya ipotek etmiş oldukları ve ailenin haciz konabilecek olan hiçbir gayrimenkulü kalmadığı halde  sadece,  Adil Altay Güney’in irtifak tapusu ile sahip olduğu ve irtifaklı tapu olduğu için de  ipotek edilemeyen, Kemer Country Orman evlerindeki hissesinin, suç senedi ile yapılmış olan haciz ve satış işlemlerinin, Taşkın Haciz nedeni ile, İstanbul 11. İcra Mahkemesi tarafından İPTAL edilmesinden sonra, kalan tek ihtimal olan kefalet nedeni ile haciz koymak ve elde etmektir.

Kimin kötü niyetli olduğu konusu ise, ekte görüldüğü gibi, hiçbir gerçek neden yokken, haksız bir şekilde kredi hesabının 31.12.2008 tarihinde kat edilmesinden ve baskın şeklindeki İcra işlemlerinden sonra, ellerinde kredi borcunun en az 3 katı gayrimenkul ipoteği varken, icra işlemlerinin başlamasından SADECE 15 GÜN SONRA; 15.Ocak.2008 tarihinde Turkıshbank A.Ş.’nın avukatı olan Yalım Şentürk’ün,  İstanbul 14.İcra Müdürlüğüne vermiş olduğu ve elimizde kalan son gayrimenkul olan ve intifa hakkı ile sahip olduğumuz için bankaya ipotek edilemeyen  son gayrimenkulümüzün satışı (Bu gayrimenkul Kemer Country Orman projesi’ nin içinde, arazi, çevre ve mimari özellikleri açısından bir benzeri bulunmayan son derece özel ve kıymetli bir gayrimenkuldür) ve menkul olarak ifade etmiş oldukları yaşam eşyalarımızın haczi ile ilgili olarak, ellerinde kullandırmış oldukları kredinin 4 katı gayrimenkul ipoteği varken,  İcra müdürlüğüne verdikleri dilekçelerinde ve bu haksız satışın ve icra işlemlerinin iptal edilmesi ile ilgili, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 26.07.2010 tarihli ve  2010/1593 sayılı gerekçeli kararında görebilirsiniz.

‘’…dolayısıyla borç miktarı kadar taşınmaz hacizli ve ipotekli iken mahkemece değeri 280.000 TL olarak belirlenen intifa hakkının haciz ve satışının, ipotekli taşınmazlar dahi satılmazdan evvel talep edilmesinde İİK 85 ve TMK 2. Madde kapsamında korunmaya değer bir hak ve hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davacı yanın şikayetinin kabulü ile intifa hakkına konulan haczin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

            HÜKÜM: Ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah edildiği üzere;

1-Davacı yanın İİK 85 madde kapsamında kalan şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Göktürk  mevkiinde bulunan taşınmaz üzerine tesis edilmiş intifa hakkına konulan haczin KALDIRILMASINA,…’’

Ve Turkıshbank A.Ş. bu satışın iptal edildiği gün olan 26.07.2010 tarihinden, sadece 15 gün sonra, 12.08.2010 tarihinde, sözde kefalet nedeni ile aynı gayrimenkule yeniden icra ve haciz işlemi uygulamaya çalışmıştır.

Sayın Mahkemenizde görülmekte olan davanın asıl nedeni de budur.

 

SONUÇ

Yüce Mahkemenize intikal etmiş olan ve Turkıshbank A.Ş. avukatlarının delil olarak kabul edilmemesini istediği, yüzlerce sayfa delil ve yeteri kadar da şahit ile ispat etmeye çalıştığımız; Turkıshbank A.Ş.’nin hiçbir haklı nedene dayanmadan etik, ahlak ve Hukuk dışı olarak kredi hesabımızın kat edilmesi işlemleri ve infaz şeklindeki yaptırımları, 1 tek gün dahi süre vermeden ve son derece değerli gayrimenkullerimizin serbest satışlarına müsaade edilmeyerek, (BİZ BANKA OLARAK KANUNİ HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANIRIZ. Genel müdür yardımcısı Taner Biçer, Toplantı CD’si ve tutanağı ) kullanmış olduğumuz kredinin yaklaşık olarak 4 katı değerindeki gayrimenkulümüzü İcra Satışları ile sözde kanunlara uygun olarak  gasp etmek istemesine ve banka yönetimindeki bazı kişilerin gasp etmiş oldukları bu gayrimenkulleri  piyasaya gerçek fiyatlarından satarak, maddi ve manevi olarak yıkılışımızın üzerinden büyük kanun dışı gelirler elde etmelerine  karşı yürütmeye çalıştığımız Hukuk mücadelesi, bugün geldiğimiz noktada, değil banka çalışanlarının cezalandırılması, Turkıshbank A.Ş.’nin KAPATILMASI noktasına gelmiştir.

BU NEDENLE, ÖNCELİKLE TEK TARAFLI OLARAK VE SAYIN MAHKEMENİZE SUNMUŞ OLDUĞUMUZ VE ÖZELLİKLE BİLİRKİŞİ HEYETİNİN ARAŞTIRMASINI VE DEĞERLENDİRMESİNİ İSTEMİŞ OLDUĞUMUZ KONULARIN HİÇBİRİ HAKKINDA ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME YAPILMADIĞI, ÖZELLİKLE HUKUKİ KONULARDA HEMEN HİÇ BİR YETERLİ VE DOĞRU YORUM YAPILMADIĞINDAN, BİLİRKİŞİ RAPORUNUN REDDİNE VE  ÖZELLİKLE DE  DAVA KONUSU YAPMIŞ OLDUĞUMUZ,  HAKSIZ VE USULSÜZ OLARAK YAPILMIŞ OLAN İŞLEMLERİN TESPİTİ İLE BİRLİKTE HAKKIMIZDA YAPILMIŞ OLAN İCRA İŞLEMLERİNİN DE İPTAL EDİLMESİNİ, TAKDİRLERİNİZE  ARZ EDERİZ,

SAYGILARIMLA.

 

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

EK.

  1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, Bilirkişiler Mevlüt Şengür ve Şaban Uçak hakkında, 24.12.2012 tarih ve 2012/169815 Sayı numaralı  şikayet başvurusu.

altayguney@guneykonut.com.tr

www.guneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

CEP      : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ADRES : ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4 – 1/16,                       BAKIRKÖY – İSTANBUL