HÜRRİYET GAZETESİ, VAHAP MUNYAR VE TURKISHBANK A.Ş. (2)

TURKISHBANK A.Ş. İLE HUKUK MÜCADELEM

 

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

ANKARA’DA DA HAKİM’LER VARDIR.

Turkishbank A.Ş. ile yapmakta olduğumuz Hukuk mücadelesini oluşturan Yargı sürecinde,  bankanın yetkili ve avukatlarının, Soruşturma Makamları ve Mahkemelere vermiş oldukları beyan ve ifadelerde,  bankacılık şemsiyesi altına gizlenerek  uyguladıkları, yalan, aldatma ve konuyu saptırmaya çalışmanın yanında, soruşturma veya davalarla ile ilgili belgelerin asıllarının yetkili makamlara teslim edilmemesi neticesinde banka lehine gecikerek,  7. senesine girmekte olduğumuz Hak ve Hukuk Mücadelesi, Turkishbank A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene’nin, ‘’Eğer dediklerimizi yapmazsan, hayatı sana zehir ederiz.’’  açık tehdidi ile başlamış olan çok yönlü ve birbirlerine bağlı bir Hukuk mücadelesidir.

Turkishbank A.Ş.’nin uygulamış olduğu bütün Hukuk ve Etik dışı yaptırımlar incelendiğinde, bankanın bütün bu Hukuk dışı işlemleri, birbirlerine bağlı olarak ve çok önceden düşünüp planlayarak uyguladığı açık olarak ortaya çıkarılmıştır.

Bu nedenle, yapmakta olduğumuz Hukuk mücadelesi içinde, açılmış olan dava ve soruşturmalarla ilgili olarak ve bu dava ve soruşturmaların esasını oluşturan bütün konular, aslında bir zincirin parçası olarak ve esası doğrudan ilgilendiren bilgi ve belgelerden ayrı olarak değerlendirilemez.

AÇIKLAMALAR                                                                                        :

Turkıshbank A,Ş.’nin, elinde kullanmış olduğum kredinin 4 katı değerinde gayrimenkul ipoteği varken ve küresel kriz bahanesi ile ilave ipotek dahi aldığı ve bu krediye ait zamanında ödenmemiş tek bir devre faizi de olmadığı halde, hiç bir bildirimde bulunmadan ve Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında zorla almış oldukları   boş senedi, kullanılmış kredinin çok üzerinde bir değerde doldurarak uygulamış oldukları infaz gibi icra ve haciz işlemlerine karşı, 80 aydır sürdürdüğüm HAK ve HUKUK mücadelesi ile ilgili ve belgelere dayanan bilgiler aşağıdadır.

7 yıla ulaşan bir zaman dilimi içinde, Turkıshbank A.Ş.’nin; Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında ve sözde usul gereği nedeni ile  zorla almış oldukları boş senet; kullanılmış olan kredinin 4 katı tutarında gayrimenkul ipoteği de verilmiş olduğu ve bu kredi ile ilgili ödenmemiş hiçbir devre faizi de olmadığı halde,  banka tarafından  ve  bilgi verilmeden, kullanılmış kredinin çok üzerinde bir tutar olan 3.700.000.TL borç tutarı ile ve senedin üzerine sözde 04.12.2008 düzenleme tarihi yazılarak ve yine  senedin sözde düzenleme tarihinden sadece 21 gün sonra olan 25.12.2008 tarihinde de ödeme tarihi olmak üzere doldurulduktan sonra ve kendi düzenlemiş oldukları bu senetle ilgili olarak kanun gereği hiçbir ihtar yapılmadan ve   bilgimiz dışında olduğu için de ödenememesi bahane edilerek, 31.12.2008 tarihinde kredi hesabımız kat edilmiştir.

Kredi hesabının kat edildiği sırada, miktarı dava sürecinde olan fakat bankanın kendi kayıtlarına göre kullanılmış olan   2.941.545.00 TL  krediye karşılık  1.329.455.00 TL kredi  geri ödemesi yapılmış ve bu süre içinde toplam  696.485.76 TL dönem faizi ödenmiştir.

 Ve, yine bu süre içinde  krediler ile ilgili olarak ödenmemiş hiçbir devre faizi yoktur.

Kredi hesabının kat edilmesinden sonra ve kendi düzenlemiş oldukları SUÇ SENEDİ ile uygulamış oldukları icra işlemlerinden sonra ise, ilk 6 ay’da bankaya nakit olarak 1.558.695.00TL daha ödenmiştir. Bu ödeme ile beraber kullanılmış olduğu iddia edilen 2.941.545.00 TL krediye karşılık bankaya yapılmış olan nakit ödemelerin toplamı 3.584.635.76TL’ye ulaşmıştır.

 Buna rağmen, faiz haricinde  kalmış olan 1.328.850.00TL borca karşılık,  toplam değerleri 9.000.000.00TL’yi aşan gayrimenkuller, infaz gibi İcra işlemleri ile eritilerek, İcra satışları ile   gasp edilmiştir.

 Turkishbank A.Ş.’nin, kendi düzenlemiş oldukları bu senedi kullanarak uygulamış olduğu infaz gibi icra işlemlerine karşı sürdürmekte olduğumuz Hak ve Hukuk mücadelesinin; 25.08.2010 tarihinde, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz şikayet ile başlayan  Hukuk süreci ve  banka tarafından düzenlenmiş suç senedi ile suç senedini düzenlemiş  olan banka yetkilisinin hazırlamış olduğu ve tahrifat yapılarak üretilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri ile yapılan HUKUK dışı işlemler, bölümler halinde ve kısaltılarak aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

‘’Arz ettiğimiz bu kuralların, bilirkişi incelemeleri ile bertaraf edilerek tersine çevrilmesi, müvekkillerimin ve bankamızın telafi edilemeyecek derecede büyük ve çok ağır bir mağduriyetine sebebiyet verecek vahamettedir.’’ (Turkıshbank A.Ş. Avukat Sümer Altay, 2011)

Yukarıdaki olağan dışı ve dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmemesi için üstü örtülü olarak Savcılık Makamının tehdit edildiği beyan; Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, şikayetimizin doğrultusunda ve  Turkıshbank A.Ş. ile ilgili şikayet dosyasının ‘’ Bilirkişi tarafından incelenmesi’’ kararına karşı olarak, 09.05.2011 tarihinde,  2010/488802 sayılı Soruşturma dosyasına verilmiş olan dilekçeden alınmıştır.

Şikayetimizin başındaki, belgelerin üzerlerindeki yazıların, yaşları da dahil olmak üzere Kriminal incelemelerinin A.B.D’ de yapılması talebimize karşı ise, yine Turkishbank A.Ş.’nin avukatları,

‘’ Şikayet eden borçlunun bu beyanlarından sonra kriminolojik incelemenin ABD’de yapılması talebine hiçbir şekilde muvafakat vermiyoruz.’’

Beyanı ile karşı çıkmışlardır. Fakat,  Atalar sözüdür, ’’Yarası olan gocunur.’’ ve yine Atalar sözüdür  ‘’Gerçeğin en kötü tarafı, eninde sonunda ve bir gün ortaya çıkmasıdır.’’

Savcılık makamına yapılmış olan bu açık örtülü tehdide rağmen,  dosya bilirkişiye gönderilmiş ve bilirkişi tarafından hazırlanmış olan 16.05.2011 tarihli raporla, suç senedinin bankanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ve ayrıca, Güney Konut Organize Yapılar ve İnş.Ltd. ile Turkishbank A.Ş. arasında, 26.4.2007 tarihli 2.000.000.00TL, 19.07.2007 tarihli 600.000.00TL ve 21.09.2007 tarihli 500.000.00TL olmak üzere, 3 adet ve  toplam 3.100.000.00TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmış olduğu tespit edilmiştir.

Turkishbank A.Ş.’nin İcra işlemlerinde kullanmış olduğu senedin bankanın kayıtlarında bulunmaması nedeni ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 156.Maddesi olan, ‘’İşlemlerin  kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme.’’ suçu ve BDDK’nın da müdahil olması ile banka aleyhine İstanbul   8. Ağır Ceza Mahkemesinde CEZA DAVASI açılmış ve  merkez şube müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, şikayet konusu senedin bankanın resmi defterlerine kayıt yapılmaması suretiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 156.maddesine  muhalefet suçundan, 30.12.2013 tarih ve 2012/30 E. Sayılı karar ile 10 AY HAPİS kararı verilmiştir.

 Fakat şikayetimizin esas unsurları olan senet ve sözleşmelerin kimin tarafından yazılarak hazırlandığı ve yapılmış olan tahrifat ve sahteciliklerin tespit edilebilmesi için gerekli olan  Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları,  2.5 yıl boyunca ve Turkishbank A.Ş.’ye gönderilmiş olan sayısız Tekit yazısına rağmen, Savcılık Makamına teslim edilmemiştir.

Sözleşme asılları teslim edilmediği için de, suç senedinin aslı ile birlikte Kriminal incelemeye gönderilerek diğer iddialarımızı doğrulayan kesin rapor alınamamıştır.

Genel Kredi Sözleşmelerin asıllarının, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ve ancak 25.08.2010 tarihinde, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz suç duyurusundan yıllar sonra olan 18.01.2013 tarihinde res’en alınması ile,  Güney Konut Organize Yapılar ve İnş.Ltd. ile Turkishbank A.Ş. arasında  ve  Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaptırılmış olan ‘’Mali Bilirkişi raporu’’ ile sayılarının 3 adet ve toplam tutarlarının 3.100.000.00TL olduğu tespit edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin sayısının, 26.4.2007 tarihli 2.600.00.00TL, 19.07.2007 tarihli 500.000.00, 21.09.2007 tarihli 2.100.000.00TL ve 28.04.2008 tarihli 2.000.000.00TL olarak 4’e ve toplam tutarlarının ise 5.200.000.00TL’ye çıkartılmış olduğu tespit edilmiştir.

Ve, bu tespitlerden sonra ve  ancak 21.03.2013 tarihinde, sözleşmeler suç senedinin aslı ile birlikte,  kriminal inceleme yapılması  için gönderilebilmiştir.

İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu 21.03.2013 tarihli ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ile,

‘’Arz ettiğimiz bu kuralların, bilirkişi incelemeleri ile bertaraf edilerek tersine çevrilmesi, müvekkillerimin ve bankamızın telafi edilemeyecek derecede büyük ve çok ağır bir mağduriyetine sebebiyet verecek vahamettedir.’’

 Diyerek dilekçe veren  Avukat Sümer Altay’ın korkusu gerçekleşmiş ve yıllardır iddia etmiş olduğumuz gibi, banka yetkili ve avukatlarının Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve Mahkemelere vermiş oldukları ifade ve beyanların yalan olduğu, suç senedinin, Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlayan banka yetkilisi tarafından düzenlenmiş olduğu ve,

Genel Kredi Sözleşmelerinin tamamının, silinip yeniden yazılarak üzerlerinde tahrifat yapılmış olduğu tespit edilmiştir.

 Ayrıca, Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile de,  4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ünde Sevil Güney adına atfen atılmış olan imzaların Sevil Güney’in eli ürünü olmayıp takliden atılmış olduğu ve kredi miktarının arttırılmasına ait Sözleşmede, banka yetkilisi ve müdür olarak Ali Baba Şanlı adına atfen atılmış olan imzanın da,  Ali Baba Şanlı’nın Savcılık makamına vermiş olduğu beyan dilekçesinde de açık olarak belirtmiş etmiş olduğu gibi, kendi el ürünü olmayıp, takliden atılmış olduğu,  kriminal raporlarla kesin olarak tespit edilmiştir.

 Soruşturmaya esas iddialarımızla ilgili yeni delilerin kesin olarak ve kriminal raporlarla tespit edilerek dosyaya kazandırılmış  olmasına rağmen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından; KAMU DAVASI açılması için yasanın öngördüğü anlamda sunulmuş olan ‘’YENİ DELİLLER’’ ile, 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 173/6 Maddesi uyarınca, Bakırköy 8.Ağır Ceza  Mahkemesinden karar verilmesi talep edilmiştir.

Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesinin ‘’Talebin reddine’’  kararını vermesi üzerine de, Turkishbank A.Ş.nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene,  eski Genel Müdür Abdullah Akbulak, eski Genel Müdür Yardımcısı Taner Biçer ve Merkez şube eski Müdürü Semra Oktayoğlu hakkındaki,  5411 sayılı Bankacılık Kanununa aykırılık, Bedelsiz kalan senedi kullanma, Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma ve Özel belgede sahtecilik,   suçlarını kapsayan 2012/56863  sayılı Ceza soruşturması ile ilgili Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan RED kararı,  ”Kanun yararına bozma”  talebi ile ADALET BAKANLIĞI’ na gönderilmiştir.

 Ve,

 ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel  Müdürlüğü, 01.09.2014 tarih ve 94660652-105-34-6696-2014-16713/56641 Sayılı Kararla, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının bozulmasının istenmesi talebi ile dosyayı YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiştir.

Dosya, 02.10.2010 tarihinde, YARGITAY 11.CEZA DAİRESİ’ ne gönderilmiş ve 2014 /18696 Numara ile arşivde iken iç yapılanma ve görev değişikliği ile YARGITAY 21.CEZA DAİRESİ’ne devir edilmiştir.

Dosya üzerinde inceleme yapan YARGITAY 21.Ceza Dairesi, 16.06.2015 tarihinde 2015/2060 Karar numaralı YARGITAY İLAMI ile, “Kanun yararına bozma” talebinin esasını oluşturan suçlara ilave olarak “Nitelikli dolandırıcılık” suçunun da ilave edilmesinin sorulması amacı ile ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve dosya 2014/6696 Dosya numarası ile incelemeye alınmıştır. 

 

 

KAMU OYUNA DUYURULUR.

SAYGILARIMIZLA.

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.

FİTEM (FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU)

HÜRRİYET GAZETESİ, VAHAP MUNYAR VE TURKISHBANK A.Ş. 31.01.2016 (1)

31.01.2016 PAZAR GÜNÜ HÜRRİYET GAZETESİNDE VAHAP MUNYAR İMZALI TURKİSHBANK A.Ş  İLE İLGİLİ OLARAK VE BANKANIN YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN BÖRTEÇENE İLE YAPILMIŞ OLAN BİR HABER-RÖPORTAJ YAYINLANDI.

TURKISHBANK A.Ş. İLE YAPMIŞ OLDUKLARI HAK VE HUKUK DIŞI YAPTIRIM VE UYGULAMALARI NEDENİ İLE VE BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN  7 SENEYİ BULAN BİR HAK VE HUKUK MÜCADELESİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM. DEVAM ETMEKTE OLAN HUKUK DAVALARININ YANINDA,  İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN, YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN BÖRTEÇENE, ESKİ GENEL MÜDÜR  VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ ABDULLAH AKBULAK, ESKİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI TANER BİÇER VE MERKEZ ŞUBE MÜDÜRÜ SEMRA OKTAYOĞLU HAKKINDA  “RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK, AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI VE  5411  SAYILI BANKACILIK KANUNUNA MUHALEFET” SUÇLARINDAN AÇILMIŞ OLAN CEZA SORUŞTURMASI DOSYASI İLE İLGİLİ OLARAK AVUKAT REŞAT PETEK’İN “KANUN YARARINA BOZMA” TALEBİ,  YARGITAY 21.CEZA DAİRESİ’NİN  BU SUÇLARA İLAVE OLARAK  “NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK”  SUÇUNUN DA İLAVE EDİLMESİ TALEBİ İLE ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERİLMİŞTİR.

MERKEZ ŞUBE MÜDÜRÜ SEMRA OKTAYOĞLU İSE, İSTANBUL 8.AĞIR CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN AYRICA “HAPİS” İLE CEZALANDIRILMIŞTIR.

İSTANBUL 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE, BANKANIN AVUKATLARI OLAN GÜNAY YILMAZ VE YALIM ŞENTÜRK HAKKINDA,  “TEHDİT VE HAKARET” SUÇLARINDAN AÇILMIŞ OLAN CEZA DAVASI YARGITAY SAFHASINDADIR.

BENİMLE VE DİĞER TURKISHBANK A.Ş. MAĞDURLARI İLE İLGİLİ OLARAK DEVAM ETMEKTE OLAN DİĞER DAVA VE SAVCILIK SORUŞTURMALARINI “GOOGLE,WORDPRESS GÜNEY KONUT” SİTESİNDE İZLEYEBİLİR VE TAKİP EDEBİLİRSİNİZ. 

GÖNLÜM İSTERDİ Kİ, YİNE HÜRRİYET GAZETESİ VE YİNE AYNI SUTUNLARDA,  BEN VE DİĞER MAĞDURLARLA BİRLİKTE VE BELGELER IŞIĞINDA TURKISHBANK A.Ş. İLE İLGİLİ BİR HABER RÖPORTAJ YAPABİLSİN.

HÜRRİYET GAZETESİNDEN İLGİ VE HABER BEKLİYORUZ.

KAMU OYUNA DUYURULUR.

SAYGILARIMIZLA.

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

FİTEM (FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU)

 

 

 

TURKISHBANK A.Ş.’NİN GENEL MÜDÜRLERİNDEN ERHAN ÖZÇELİK HAKKINDA, BİR BAŞKA BANKADAKİ GÖREVİ İLGİLİ OLARAK YAPILMAKTA OLAN SORUŞTURMANIN TAMAMLANDIĞI VE İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NIN, ”İDDİANAME” HAZIRLADIĞI ÖĞRENİLMİŞTİR.

YENİ ŞAFAK GAZETESİNİN ”TURKISH VURGUN” MANŞETİNDEN VE VEİS ATEŞ’İN TV NET PROĞRAMINDAN SONRA GÖREVİNDEN AYRILMIŞ OLAN  TURKISHBANK A.Ş.’NİN GEÇMİŞ DÖNEM GENEL MÜDÜRÜ ERHAN ÖZÇELİK’İN İSMİNİN, YİNE GÖREV YAPMIŞ OLDUĞU BİR BAŞKA BANKA  HAKKINDA İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA YAPILMIŞ OLAN SUÇ DUYURUSU NETİCESİNDE AÇILMIŞ OLAN SORUŞTURMANIN DA İÇİNDE BULUNDUĞU ÖĞRENİLMİŞTİR.

07.06.2015 tarihinde VATAN gazetesinde Elif Altın  tarafından yayınlanan habere göre,  Fatih Terim, eşi Fulya Terim, Petek Dinçöz, Can Tanrıyar ve Hıncal Uluç gibi ünlü isimlerle, işadamları İlham Gamgam, Mehmet Tahir Demirpence, Ümit Nalbantoğlu, Angelo Della Valle, Fabio Pierotti Cei’nin de bulunduğu 61 kişinin,  2012 yılında bir bankanın Levent özel bankacılık şubesinde usulsüzlük yapılarak 17,5 milyon dolar zarara uğratıldıklarının ortaya çıkarılmasından sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturmanın tamamlandığı ve  Bankanın genel müdür yardımcısı, şube müdürü, bölge müdürlerinin de aralarında bulunduğu 20 şüpheli hakkında “zimmet, güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik“ suçlarından 30 yıldan 170 yıla kadar değişen hapis cezaları ile cezalandırılmalarının istenmiş olduğu ve İDDİANAME’nin İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği  ve ayrıca BDDK’ya da suç duyurusunda bulunulacağı öğrenilmiştir.

Usulsüz işlemlerin o dönemde Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özçelik’in onayı ve şikayet edilen diğer ilgililerin sözlü talimatıyla başlatıldığı belirtillmiş olan İDDİANAME’nin  kabul edilmesi halinde ilgililerin yargılanmalarının başlayacağı öğrenilmiştir.

‘TURKİSH VURGUN” ve ”Turkıshbank’ta sahte belge skandalı” olarak gazetelerde manşet olan Turkishbank A.Ş. ile 7.senesine girdiğim Hak ve Hukuk mücadelesinin bir parçası olarak,  bankanın yönetim kurulu başkanı Hakan Börtecene, Erhan Özçelik’ten önceki Genel Müdürü Abdullah Akbulak, geçmiş dönem genel müdür yardımcısı Taner Biçer ile İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hapis ile cezalandırılmış olan geçmiş dönem Merkez şube müdürü Semra Oktayoğlu hakkında ”Resmi belgede sahtecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa muhalefet” suçlarından devam etmekte olan Ceza Soruşturması ile ilgili KANUN YARARINA bozma talebimiz ADALET BAKANLIĞI tarafından kabul edilmiş olup, dosya YARGITAY 21.Ceza Dairesi tarafından incelemeye alınmıştır.

7.senesine girmiş olduğum Hak ve Hukuk mücadelem sırasında, bütün şikayetlerime ve ısrarlı takiplerime rağmen, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın, en azından benim şikayetlerimle ilgili olarak gerek Turkishbank A.Ş. ve gerekse Atılım Faktoring A.Ş. ile ilgili denetim ve yaptırımlarının eksik veya yetersiz olduğu,  şikayetlerimin ise kağıt üzerinde ve dosyalarda kalabildiği, son derece açık olarak ve üzüntü ile tespit edildiği için, yukarıdaki gazete haberi ve soruşturma ile ilgili olarak, BDDK’nın ne yapacağı ise,  özellikle çok önemlidir.

Bu nedenle, değişen Başkanı ile BDDK’nın,  Banka ve finans kurumlarının yapmış olduğu Hukuk dışı yaptırım ve uygulamalara ve daha doğrusu ise işlenmiş olan suçlara karşı nasıl bir tavır alacağı ve yaptırım uygulayabileceği veya diğer bir deyişle bankaların lehine olarak faiz lobisinin baskısına dayanıp dayanamayacağı önümüzdeki günlerin cevap bekleyen en önemli sorusudur.

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR, FİTEM

KAMUOYU AÇIKLAMASI

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

KAMUOYU AÇIKLAMASI

22.11.2014 tarihinde 21.15’de BURSA TV’de ‘’OYUN BOZAN’’ proğramına konuk konuşmacı olarak katıldıktan sonra, 23.11.2014 tarihinde sabaha karşı misafir olduğum otelden, Bursa Emniyet Müdürlüğündeki nezarete alınmama neden olan ‘’Yakalama kararı’’ ve bu kararın perde arkası.

22.11.2014 tarihinde, BURSA TV’de, saat 21.15’de başlamış olan ve Sayın Abdurrahman Dilipak ve Sayın Demir İnal ile birlikte katılarak konuk konuşmacı olduğumuz ve ancak gece yarısı 0.20’de sona erebilen ve Kenan Yasan’ın yönettiği ‘’Oyun Bozan’’ programından sonra misafir olduğum otel odasından, sabaha karşı 4.40 sıralarında, Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesinden 2 Polis memuru ile alınarak Bursa Emniyet Müdürlüğünde nezarete götürüldüm.

Yaklaşık 5 saat nezarette kaldıktan sonra Sayın Abdurrahman Dilipak’ın Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek duruma müdahale etmesi ile 23.11.2014 günü saat 11.00’e doğru ifademin alınması için Bursa Adliyesine sevk edildim. Savcı Nazmi Güven tarafından alınan ifadem sırasında, Turkishbank A.Ş. adına, avukat Dr.Duygun Yarsuvat ve avukat Nurcan Çöl tarafından, hakkımda ‘’ Sahtecilik, suç uydurma ve dolandırıcılık’’ suçlaması ile yapmış oldukları suç duyurusu nedeni ile ve ihtimal ki, 22.1.2014 tarihinde BURSA TV’de yayınlanacak olan ve FİTEM olarak katıldığımız programa çıkmamın engellenebilmesi için 19.11.2014 tarihinde yakalama emri çıkarıldığını öğrendim.

Halbuki bahis konusu suçlama 20.03.2013 tarihinde yapılmış ve aleyhimde açılmış olan 2013/42455 sayılı soruşturma ile ilgili olarak da, 14.11.2013 tarihinde Savcı Ekrem Türkoğlu’na soruşturma ile ilgili ifade ile şikayet konusu iddialar hakkında bilgi ve belgelerle ilgili açıklamalar yapılmıştır.

2013/42455 numaralı soruşturmaya ait 14.11.2013 tarihli SORGULAMA TUTANAĞI’ nın ifade bölümü aşağıdadır.

‘’SORULDU: Ben suçlamaları kabul etmem, iddia edilen bankayla yapılan kredi sözleşmelerindeki tahrifat iddiası benimle ilgili değildir, dosyada da anlaşılacağı üzere belirtilen bankadan kredi çektiğim doğrudur, ancak miktarı, ödemeleri, faizleri konusunda çeşitli ihtilaflar meydana gelince bunlarla alakalı hukuk ve ceza mahkemelerinde pek çok davalar görülmüştür.

Özellikle soruşturmaya konu somut kredinin konusu olan sözleşme evrakında sahtecilik yapılıp bir takım rakamların değiştirildiği hususunda benim daha önce müşteki sıfatı ile şikayetim olmuştu, halen bu olayın soruşturması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/56863 soruşturma nolu dosyasında Savcı Ercan Devrim’de devam etmektedir. Dosyada soruşturma tamamlanmış, nihai olarak sahteciliğe yönelik bilirkişi raporu da alınmıştır. Bu dosya şikayetcileri, o dosyada şüpheli konumundadır, zannedersem devam eden hukuk davalarında süre kazanmak, belirttiğim soruşturma dosyasına da karşı delil amaçlı bu tür şikayette başvurmuşlardır. 2012/56863 soruşturma nolu dosyanın konusu, tarafları ve delilleri aynıdır, sadece tarafları yer değiştirmiş vaziyettedir, ben öncelikle belirttiğim nedenlerle her iki dosyanın birleştirilmesini, ona göre soruşturmanın yürütülmesini istiyorum, gerekli görünürse ayrıntılı ve esasa ilişkin savunmalarımı da daha sonra bildireceğim, ancak belirttiğim dosyadaki delillerden de anlaşılacağı üzere böyle bir işlemi yapmakta benim menfaatim yoktur, evrakların aslı bankadadır, fiilen böyle bir şeyi yapmam mümkün değildir. Benim olayla ilgili şimdilik söyleyeceklerim ve beyanlarım bundan ibarettir, dedi.’’

Benim bu ifadem ve delillere dayanan açıklamalarım üzerine, Savcı Ekrem Türkoğlu tarafından, aynı gün yani 14.11.2013 tarihinde 2013/42455-5447 sayılı kararla, hakkımda yapılmış olan ve doğru olmayan iddiaların bulunduğu şikayetle ilgili dosyayı, bu dosyadaki şikayetçilerin ‘’ŞÜPHELİ’’ oldukları ve Savcı Ercan Devrim tarafından uzun zamandır yürütülmekte olan 2012/56863 sayılı soruşturma ile birleştirilmesi kararı verilmiştir.

Devamında ise aradan yine 4 ay geçtikten sonra, 12.03.2014 tarihinde Savcı Ercan Devrim’in, yürütmekte olduğu soruşturma ile ilgili olarak Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesine talep yazısı göndererek, Turkishbank A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, eski Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Akbulak, eski Genel Müdür Yardımcısı Taner Biçer ve Merkez Şube eski Müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, Resmi belgede sahtecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması, 5411 sayılı Bankacılık kanununa muhalefet ve senedin anlaşmaya aykırı olarak ve alacak miktarından fazla olarak doldurulması suçlarından, Ceza Davalarının açılması için 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 173/6 maddesi uyarınca karar verilmesini istemesine rağmen bu talep, Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 29.04.2014 tarihli ve 2014/1132 değişik iş sayılı kararla ret edilmiştir.

Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ve dosya içeriği hakkında yeterli incelemelerin yapılmadan verildiğine inanmak istediğimiz bu haksız ve yanlış karar üzerine,  dosya,  Avukat Reşat Petek tarafından 17.06.2014 tarihinde ‘’KANUN YARARINA BOZMA’’ talebi ile ADALET BAKANLIĞI’’ na gönderilmiştir.

Ve, ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, KANUN YARARINA BOZMA talebimiz kabul edilerek, dosya 01.09.2014 tarihli ve 2014-16713/56641 sayılı kararla, 02.10.2014 tarihinde incelenmek üzere YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ na gönderilmiştir.

ADALET BAKANLIĞI tarafından kanun yararına bozma talebimiz kabul edilerek, Turkishbank A.Ş.’nin en üst yöneticileri olan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, eski Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Akbulak, eski Genel Müdür Yardımcısı Taner Biçer ve Merkez Şube eski Müdürü Semra Oktayoğlu hakkında Ceza dava ve davalarının yolunun açılması üzerine;  yürütülmekte olan Ceza Soruşturması ile birleştirilmiş olan ve şüphelilerin sözde müşteki olarak gösterilmeye çalışıldığı ve soruşturma numarası 2013/79264 olarak değiştirilen soruşturma ile ilgili olarak işlemler devam ettirilerek UYAP üzerinden veya SMS’le bilgi verilmeden ‘’Yakalama’’ kararı çıkartılarak, belki de tutuklanmamın sağlanması ve gerek şahsi ve gerekse FİTEM (Finansal tetikçilik ve yolsuzlukla mücadele Platformu) adına yazılı ve görsel basında açıklama yapmamın önü kesilmeye çalışılmıştır.

23.11.2014 tarihinde Bursa Emniyet Müdürlüğü nezarethanesinden alınarak sevk edilmiş olduğum Bursa Adliyesinde sayın Savcı Nazmi Güven’e,  22.11.2014 tarihine kadar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma ile ilgili olarak gerek UYAP veya gerekse SMS’le  ilgili herhangi bir uyarı bilgi gelmediğini de ifade ederek vermiş olduğum ve yapılmakta olan soruşturma ile ilgili de çok genel bilgileri kapsayan ifadeden sonra, sayın Savcı’dan,  elimde bulunan ve kendisine gösterdiğim bilgi ve belgeleri muhakkak soruşturma savcısı olan Levent Çığıl’a da göstermem tavsiyesini aldıktan sonra Bursa Adliyesinden ayrıldım.

Bursa Adliyesinin çıkışında bekleyen sayın Kenan Yasan ve BURSA TV’ye kısa bir açıklama ile durum değerlendirmesi yaptıktan sonra ki bu açıklama ektedir, Televizyon Haber Merkezinde, sıkıntılı ve üzücü durum nedeni ile destek olmak için gelen FİTEM yöneticileri ve üyelerinden bir kısmı ile birlikte yaptığım Basın açıklamasından sonra İstanbul’a döndüm.

Hemen ertesi günü olan 24.12.2014 tarihinde öğlenden sonra, İstanbul Çağlayan Adliyesinde, soruşturma savcısı Levent Çığıl’ı odasında, ‘’Yakalama kararı’’ çıkartmış olduğu soruşturma hakkında bilgi almak ve kendisine de bilgi vermek amacı ile ziyaret ettim. Katibesi ile çalışmakta olan sayın Savcı Levent Çığıl,  o gün itibarı ile 10 gün izinli olduğunu ve çalışmakta olmasına rağmen izinli olduğu için ancak izinden döndükten sonra görüşebileceğimizi söyledikten sonra, kendisinden dosyanın bir suretini alabilmek için müsaade istediğimde ise, kendisi yokken vekil savcıdan dilekçe ile talep edebileceğim tavsiyesini aldıktan sonra odasından ayrıldım.

Turkishbank A.Ş. ve başta Av.Dr.Duygun Yarsuvat olmak üzere avukatları tarafından yapılmak istenen; ADALET BAKANLIĞI tarafından bozulma istemi ile gönderilen ve YARGITAY tarafından incelenmekte olan ‘’Kanun Yararına bozma’’ talebimizin dayanmakta olduğu tahrifat ve sahtecilikle ilgili delillerle belgelerin, aslında banka tarafından değil, benim tarafımdan yapılmış olabileceğine dair bir savcılık soruşturması ve buna bağlı olarak da bir Ceza davası açılmasını sağlayarak, kavram kargaşası ile YARGITAY’da dosyamızı incelemekte olan Yüksek Hakimlerin aklını karıştırmaktır.

Ve yine bunun yanında yapılmak istenen, Turkishbank A.Ş.’nin ve başta Dr.Duygun Yarsuvat olmak üzere avukatları hakkında; TCK.MADDE 207 ve TCK.MADDE 277  bağlamında açılmış  ve 1 yıldır İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Büro’da  Sayın Savcı  Mehmet Güncan tarafından yürütülmekte olan 2013/20727 Dosya numaralı Ceza soruşturması için,  şikayetçi aleyhine bir delil yaratmaya çalışılarak,  Turkishbank A.Ş.’ nin avukatları hakkında açılacak 2. ceza dava ve davalarının açılmasının engellenmeye çalışılması veya en azından geciktirilmesidir.  (Alıntı, Adil Altay Güney’in ‘’FİNANSAL TERÖR ve BANKA’’ belgesel kitabı.)

 

ADİL ALTAY GÜNEY, FİTEM

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR
GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

Ekler.
1.Bursa Adliyesi 23.11.2014 tarihli ifade tutanağı.
2. Adliye önü açıklama.
3. Basın açıklaması.

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

http://www.güneykonut.com.tr
http://www.kemerormanevleri.com
altaygüney@güneykonut.com.tr
cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ATAKÖY 11.KISIM ZAMBAK BLOK A/8 BAKIRKÖY-İSTANBUL

KURBAN BAYRAMINIZI KUTLAR, SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLERİZ.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR,  FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU

 

 

Türk-Arap Ortak Eğitim Okulları,MESCİT.

”ERİŞ VAKFI TÜRK-ARAP ORTAK EĞİTİM OKULLARI PROJESİ” KAMPÜS MESCİDİ.

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN HAKKINDA, YAPMIŞ OLDUĞU KÜFÜR,HAKARET VE TEHDİTLER NEDENİ İLE ADALET BAKANLIĞI’NA DA ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLDİ.

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN‘IN,  MAKAMINDA VE DEVAMINDA MAHKEME KALEMİNDE YAPMIŞ OLDUĞU, HAKARET, KÜFÜR VE TEHDİTLERİ NEDENİ İLE,  15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ’ NE  2.KEZ REDDİ HAKİM TALEBİ YAPILDIKTAN  SONRA, 30.06.2014 TARİHİNDE  HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA VE 16.07.2014 TARİHİNDE DE ADALET BAKANLIĞI’NA  ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLMİŞTİR.  

İSTANBUL 15.İCRA MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN’IN  HAKİMLİK VAKAR VE ONURUNA YAKIŞMADIĞI GİBİ,  İNSANLIK ONURUNU DA AYAKLAR ALTINA ALMIŞ OLAN  BU SÖYLEM DAVRANIŞLARI NEDENİ İLE EN KISA ZAMANDA GEREKTİĞİ ŞEKİLDE CEZALANDIRILACAĞINA İNANIYORUZ.

 

 

 ‘’HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.’’

 

T.C. ADALET BAKANLIĞI

ADALET BAKANI   SAYIN BEKİR BOZDAĞ                                                                                        16.07.2014

 

ŞİKAYET EDEN            :  Adil Altay GÜNEY  (49021106766)

Ataköy 11.Kısım Zambak blok A/8,              Bakırköy – İSTANBUL

ŞİKAYET EDİLEN      :  Hakim Dursun Karaman (34223)

İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi.

KONU                                   :  İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi Dursun Karaman’ın  di-

lekçe vermek için gitmiş olduğum makamında ve devamla Kalem-

de, küfür ve hakaret ederek dövmekle tehdit etmesi.

DELİLLER                       : İddiama konu dilekçe sureti, 25.06.2014 günü 15.İcra Hukuk Mah-

kemesi  Kaleminde  görevli personel’in tanıklıkları,  2014/40 Esas

dava dosyası.

 

 

AÇIKLAMA                   :

05.12.2012 tarihli ADALET BAKANLIĞI şikayet dilekçemizle ilgili olarak  Sayın Bakanlığınızın talimatları ile açılmış olan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosunda, 2013/3976 Soruşturma Numarası ile devam etmekte olan Soruşturmanın, ana unsurlarında biri olan Turkıshbank A.Ş. ile devam etmekte olan Hukuk davamızın hakimi, İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi Dursun Karahan hakkındaki  şikayetlerimizin, ayrıca Sayın Makamınıza da sunularak, Sayın Makamınızın da  bilgilendirilmesi hakkındadır.

Davacı olduğumuz ve Davalı Turkıshbank A.Ş. aleyhine açılmış olan 2012/1007 Esas numaralı  ‘’İHALENİN İPTALİ’’  Davası hakkında aleyhimizde verilmiş olan kararın,  Yargıtay 12.Hukuk Dairesinden  Bozularak dönmesinden sonra, İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesinde yeniden açılmış olan 2014/40 Esas Numaralı dava dosyamızla ilgili olarak,  23.06.2014 tarihinde vermiş olduğum dilekçeden sonra, 24.06.2014 tarihinde yapılmış olan 4 numaralı duruşmada, Turkıshbank A.Ş. avukatlarının Yargıtay kararına direnilmesi taleplerine uygun olarak,  ’Usul ve yasaya uygun olmayan Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 24.09.2013 tarihli bozma ilamına uyulmamasına karar verilip, tefhimle açık yargılamaya devam olundu.’’  Kararı verilmiştir.

Avukatım olmadan yapılmış ve karara bağlanmış olan  4 Numaralı Celse’nin Tutanağa geçirilmemiş olan konuşmalarının,  tespit edilerek kayıtlara geçirilebilmesi için,  25.06.2014 tarihinde bu konuşmaları kapsayan bir dilekçeyi, UYAP taramasını yaptırdıktan sonra, 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi olan şikayetli Hakim Dursun Karaman’ı  makamında ziyaret ederek,  havalesinin yapılması için kendisine teslim ettim.

Vermiş olduğum dilekçe şikayetli Hakim tarafından okunduktan sonra,  şikayetli Hakim, bu dilekçeye ne gerek olduğunu ve burasının bir (Teknik Hukuk terimleri ) bağlı  İcra Mahkemesi olduğundan bahisle,   her şeyin yazılmasının zorunlu olmadığını ve zaten vermiş olduğum 4 sayfalık dilekçe yüzünden  zorunlu olmadığı halde fazlasını yazdığını ifade ederek,  bu dilekçeyi alarak havale yapmak istemediğini ve her zaman olduğu gibi, yine benim avukat olmadığımı ve çok bilir geçinerek  bilgim olmadan fikir sahibi olmaya çalıştığımı ve zaten duruşmadan sonra devam eden duruşma sırasında avukatların da, ‘’…bu nasıl bir adam böyle, hem çok biliyor ve hem de avukatları sevmiyor…’’ şeklinde arkamdan yorum yaptıklarını söyledi.

Bunun üzerine ise ben de, zaten avukat olmadığımı fakat davalarımı takip etmeye çalıştığımı duruşmada da söylediğimi ve avukatım olmadan duruşmada karar alınmasının bir hak ihlali olduğunu ifade ettim.  Ayrıca Turkıshbank A.Ş. tarafından GASP edilmiş haklarımı alabilmek için de 6 yılı aşkın bir süredir de, HAK ve HUKUK mücadelesi yapmaya çalıştığımı ifade ederek, şikayetli Hakim’e, MASANIZDA HÜKÜM VEREBİLMENİZ İÇİN CANIMI  BİLE VEREBİLECEĞİM halde,  bana karşı neden devamlı hakaret ederek kötü davrandığını sorduğumda,  ‘’BANA    …ÖTÜNÜ YİYEYİM  AYAKLARI YAPMA  LAN.‘’   diyerek bağırarak küfürle hakaret etti.

Bu çirkin ve yakışıksız  küfürden sonra, şikayetli Hakim’e,  belki de babası yaşında olabileceğimi ve  bu küfürün yakışmadığını söylediğim zaman,  dilekçeyi havale etmeyeceğini ve istersem Mahkeme Kalemindeki  dosya’sına koymamı sert bir şekilde söyleyerek odasından çıkmamı istedi.

Şikayetli Hakim’in odasından çıktıktan sonra,  doğrudan 15.İcra Mahkemesi Kalemine giderek, ilgili erkek memura, dilekçenin bir nüshasına alındısının yapılarak, dosyasına konmasını rica ederken, şikayetli Hakim arkamdan 15.İcra Mahkemesi Kalemine gelerek,  ‘’…bu adam size ne söyledi…’’ diye bağırarak devamında, ‘’…size Hakim olarak dilekçeyi almadığımı mı söyledi?…’’ diyerek üzerime yürüdü.   Ben de böyle bir şey söylemediğimi, sadece alındı yapılarak dosya’ya konması gerektiğini söylediğimi belirterek, kalemde çalışan bütün kalem personeline, söylediklerimi doğrulattım.

Şikayetli Hakim ithamlarının doğru olmadığını anladıktan sonra,  arkamdan Kalem’e neden geldiniz soruma,   ‘’…senin yüzünden ben de önyargılı oldum…’’   cevabını vermesi üzerine de ben,  evet  Reddi Hakim yapmamın da nedeni de işte bu bana karşı önyargılı olmanız ve devamlı olarak   bana hakaret ederek kötü davranmanızdır,  dedikten sonra, şikayetli Hakim’e  odasında  bana söylemiş  olduğu  son derece çirkin bir küfür ve hakaret olan,  ‘’BANA   …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN. ‘’  diyerek bağırmasının doğru olmadığını  ifade ederek,  kendisine bütün bunları neden yaptığını sordum.

Şikayetli Hakim’in bu soruma karşılık  Kalem Çalışanlarına açıklaması ise,  ‘’ ÇÜNKÜ BU ADAM BANA, MASAM’DA KARAR VEREBİLMEM İÇİN CANINI VEREBİLECEĞİNİ SÖYLEDİ… VE BEN DE,  …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN DEDİM. ’’  olmuştur.

Şikayetli Hakim bu son derece çirkin söyleminden sonra ise,  bütün kalem personelinin önünde   ‘’ne yapmak istiyorsun, kavga mı istiyorsun, hadi gel,  ben boks yaptım, seni döverim, …’diyerek aşağılamaya devam ederek tehdit etmiştir.  Ben ise, burasının Adliye olduğunu ve ayrıca kendisinden de büyük olduğumu,   söylemiş olduğu sözlerin ise kendisine yakışmadığını, Hak ve Hukuk mücadelem için çalıştığımı söyledim. Devamında,  aslında  ADALET için kendilerinden çok şeyler beklenmesine rağmen, beklentilerimizin boşa çıktığını ve  banka avukatları ile kol kola girerek bütün varlığımızın  banka tarafından GASP edilmesine neden olduğunu söyledim.  Bunun överim,üzerine şikayetli Hakim,    ‘’…ne demek istiyorsun, ben rüşvet mi yiyorum, para mı alıyorum,  onu mu söylemek istiyorsun…’’ diyerek tekrar üzerime yürümeye çalıştı.  Bunun üzerine de cevaben, bunu bilemeyeceğimi ve böyle bir şey de söylemediğimi ifade ederek, umudumuzun ADALET ve gücümüzün ise HUKUK olduğunu ifade ettikten sonra,    şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın cevabı ise,  olağan üstü iç yaralayıcı, endişe verici ve düşündürücüdür.

‘’ANAYASA MAHKEMESİ VAR Dİ Mİ ?’’

Bunun üzerine şikayetli Hakim Dursun Karaman’a, buna gerek olmadığını ve tek Hakimin de kendisi olmadığını ve Türkiye’de de Hakimlerin ve  YARGITAY’ın olduğunu söyleyerek, bu çirkin olayın çok daha fazla büyümesine müsaade etmeden, Müdüre hanımın ve  sanırım Katibe hanımın ricası ile kalemden ayrıldım.

Ben Kalem’in önünden ayrılıp koridora yöneldiğim sırada şikayetli Hakim  arkamdan hala bağırmaya devam ediyordu.

‘’BU ADAM,  KENDİSİNE BU ADAM  DENMESİNİ  BİLE HAKARET ADDEDİYOR.’’

 

NETİCE VE TALEBİMİZ :

Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın  yapmış olduğu  KÜFÜR, HAKARET ve TEHDİTLER ile ilgili olarak, ADALET BAKANLIĞI ve HSYK başta olmak üzere ilgili bütün makam ve mercilere şikayet hakkımı kullanarak hakkında şikayette bulunuyorum. Ayrıca kendisi hakkında tazminat davası açma hakkımı da saklı tutarak, 

 

  1. Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın, özünde ahlaki ve etik  olmayan bütün davranışları ve  bu davranışların herhalde sebebini  oluşturan  yanlı  kararlarının incelenmesini,

 

  1. Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın, 06.2014 tarihinde dilekçe vermek için gitmiş olduğum odasındaki ve devamında Mahkeme Kalemindeki davranış ve söylemleri, Hakimlik vakar ve onuruna yakışmadığı gibi, insanlık onurunu da ayaklar altına alan ve  şahsıma karşı da HAKARET, KÜFÜR ve TEHDİT içermektedir.  Bu nedenle, şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında şikayetçi olduğumdan gerekli yasal işlemlerin yapılmasını,

 

Arz  ve talep ederim.

 

SAYGILARIMLA.

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.

Ek.

 

1.Şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında İddiama konu 26.06.2014 tarihli dilekçe sureti.

2.Şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında 2.kez REDDİ HAKİM talebi.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

altayguney@guneykonut.com.tr

www.guneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

CEP      : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ADRES : ATAKÖY 11.KISIM ZAMBAK BLOK A/8                                            BAKIRKÖY – İSTANBUL

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN HAKKINDA 30.06.2014 TARİHİNDE HSYK’YA ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLDİ.

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN‘IN,  MAKAMINDA VE DEVAMINDA MAHKEME KALEMİNDE YAPMIŞ OLDUĞU, HAKARET, KÜFÜR VE TEHDİT NEDENİ İLE, HAKİM DURSUN KARAMAN HAKKINDA 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ’ NE  2.KEZ REDDİ HAKİM TALEBİ YAPILDIKTAN  SONRA, HAKİM DURSUN KARAMAN HAKKINDA AYRICA HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA DA ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLMİŞTİR.  HSYK’ YA  30.06.2014 TARİHİNDE VERİLEN  ŞİKAYET DİLEKÇESİ, İSTANBUL ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMESİ ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞI TARAFINDAN 9147 SAYI İLE İŞLEME ALINMIŞTIR.

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN HAKKINDA YAPILMIŞ OLAN 2.KEZ REDDİ HAKİM TALEBİ VE HSYK’YA YAPILAN  ŞİKAYET BAŞVURULARI;   10.03.2014 TARİHLİ VE İLK  REDDİ HAKİM TALEBİMİZİN REDDİNİN TEMYİZİ  İÇİN  YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE  GÖNDERİLEN TEMYİZ DOSYASINA,   UYAP  KANALI İLE EKLENEBİLMESİ İÇİN ,  İSTANBUL 21.İCRA HUKUK MAHKEMESİ  KALEMİ’NE  TESLİM EDİLMİŞTİR.

 

 

‘’HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.’’

 

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU SAYIN BAŞKANLIĞINA

Sunulmak üzere

 

İSTANBUL ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA                                30.06.2014

 

                                                                                        

ŞİKAYET EDEN            :  Adil Altay GÜNEY  (49021106766)

                                           Ataköy 11.Kısım Zambak blok A/8,              Bakırköy – İSTANBUL

ŞİKAYET EDİLEN         :  Hakim Dursun Karaman (34223)

                                           İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi.

 

KONU                             :  İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi Dursun Karaman’ın  di-

                                           lekçe vermek için gitmiş olduğum makamında ve devamla Kalem-

                                           de, küfür ve hakaret ederek dövmekle tehdit etmesi.

DELİLLER                       : İddiama konu dilekçe sureti, 25.06.2014 günü 15.İcra Hukuk Mah-

                                           kemesi  Kaleminde  görevli personel’in tanıklıkları,  2014/40 Esas

                                           dava dosyası.

AÇIKLAMA                    : 

 

Davacı olduğumuz ve Davalı Turkıshbank A.Ş. aleyhine açılmış olan 2012/1007 Esas numaralı  ‘’İHALENİN İPTALİ’’  Davası hakkında aleyhimizde verilmiş olan kararın,  Yargıtay 12.Hukuk Dairesinden  Bozularak dönmesinden sonra, İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesinde yeniden açılmış olan 2014/40 Esas Numaralı dava dosyamızla ilgili olarak,  23.06.2014 tarihinde vermiş olduğum dilekçeden sonra, 24.06.2014 tarihinde yapılmış olan 4 numaralı duruşmada, Turkıshbank A.Ş. avukatlarının Yargıtay kararına direnilmesi taleplerine uygun olarak,  ’Usul ve yasaya uygun olmayan Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 24.09.2013 tarihli bozma ilamına uyulmamasına karar verilip, tefhimle açık yargılamaya devam olundu.’’  Kararı verilmiştir.

Avukatım olmadan yapılmış ve karara bağlanmış olan  4 Numaralı Celse’nin Tutanağa geçirilmemiş olan konuşmalarının,  tespit edilerek kayıtlara geçirilebilmesi için,  25.06.2014 tarihinde bu konuşmaları kapsayan bir dilekçeyi, UYAP taramasını yaptırdıktan sonra, 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi olan şikayetli Hakim Dursun Karaman’ı  makamında ziyaret ederek,  havalesinin yapılması için kendisine teslim ettim.

Vermiş olduğum dilekçe şikayetli Hakim tarafından okunduktan sonra,  şikayetli Hakim, bu dilekçeye ne gerek olduğunu ve burasının bir (Teknik Hukuk terimleri ) bağlı  İcra Mahkemesi olduğundan bahisle,   her şeyin yazılmasının zorunlu olmadığını ve zaten vermiş olduğum 4 sayfalık dilekçe yüzünden  zorunlu olmadığı halde fazlasını yazdığını ifade ederek,  bu dilekçeyi alarak havale yapmak istemediğini ve her zaman olduğu gibi, yine benim avukat olmadığımı ve çok bilir geçinerek  bilgim olmadan fikir sahibi olmaya çalıştığımı ve zaten duruşmadan sonra devam eden duruşma sırasında avukatların da, ‘’…bu nasıl bir adam böyle, hem çok biliyor ve hem de avukatları sevmiyor…’’ şeklinde arkamdan yorum yaptıklarını söyledi.

Bunun üzerine ise ben de, zaten avukat olmadığımı fakat davalarımı takip etmeye çalıştığımı duruşmada da söylediğimi ve avukatım olmadan duruşmada karar alınmasının bir hak ihlali olduğunu ifade ettim.  Ayrıca Turkıshbank A.Ş. tarafından GASP edilmiş haklarımı alabilmek için de 6 yılı aşkın bir süredir de, HAK ve HUKUK mücadelesi yapmaya çalıştığımı ifade ederek, şikayetli Hakim’e, MASANIZDA HÜKÜM VEREBİLMENİZ İÇİN CANIMI  BİLE VEREBİLECEĞİM halde,  bana karşı neden devamlı hakaret ederek kötü davrandığını sorduğumda,  ‘’BANA    …ÖTÜNÜ YİYEYİM  AYAKLARI YAPMA  LAN.‘’   diyerek bağırarak küfürle hakaret etti.

Bu çirkin ve yakışıksız  küfürden sonra, şikayetli Hakim’e,  belki de babası yaşında olabileceğimi ve  bu küfürün yakışmadığını söylediğim zaman,  dilekçeyi havale etmeyeceğini ve istersem Mahkeme Kalemindeki  dosya’sına koymamı sert bir şekilde söyleyerek odasından çıkmamı istedi.

Şikayetli Hakim’in odasından çıktıktan sonra,  doğrudan 15.İcra Mahkemesi Kalemine giderek, ilgili erkek memura, dilekçenin bir nüshasına alındısının yapılarak, dosyasına konmasını rica ederken, şikayetli Hakim arkamdan 15.İcra Mahkemesi Kalemine gelerek,  ‘’…bu adam size ne söyledi…’’ diye bağırarak devamında, ‘’…size Hakim olarak dilekçeyi almadığımı mı söyledi?…’’ diyerek üzerime yürüdü.   Ben de böyle bir şey söylemediğimi, sadece alındı yapılarak dosya’ya konması gerektiğini söylediğimi belirterek, kalemde çalışan bütün kalem personeline, söylediklerimi doğrulattım.

Şikayetli Hakim ithamlarının doğru olmadığını anladıktan sonra,  arkamdan Kalem’e neden geldiniz soruma,   ‘’…senin yüzünden ben de önyargılı oldum…’’   cevabını vermesi üzerine de ben,  evet  Reddi Hakim yapmamın da nedeni de işte bu bana karşı önyargılı olmanız ve devamlı olarak   bana hakaret ederek kötü davranmanızdır,  dedikten sonra, şikayetli Hakim’e  odasında  bana söylemiş  olduğu  son derece çirkin bir küfür ve hakaret olan,  ‘’BANA   …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN. ‘’  diyerek bağırmasının doğru olmadığını  ifade ederek,  kendisine bütün bunları neden yaptığını sordum.

Şikayetli Hakim’in bu soruma karşılık  Kalem Çalışanlarına açıklaması ise,  ‘’ ÇÜNKÜ BU ADAM BANA, MASAM’DA KARAR VEREBİLMEM İÇİN CANINI VEREBİLECEĞİNİ SÖYLEDİ… VE BEN DE,  …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN DEDİM. ’’  olmuştur.

Şikayetli Hakim bu son derece çirkin söyleminden sonra ise,  bütün kalem personelinin önünde   ‘’ne yapmak istiyorsun, kavga mı istiyorsun, hadi gel,  ben boks yaptım, seni döverim, …’diyerek aşağılamaya devam ederek tehdit etmiştir.  Ben ise, burasının Adliye olduğunu ve ayrıca kendisinden de büyük olduğumu,   söylemiş olduğu sözlerin ise kendisine yakışmadığını, Hak ve Hukuk mücadelem için çalıştığımı söyledim. Devamında,  aslında  ADALET için kendilerinden çok şeyler beklenmesine rağmen, beklentilerimizin boşa çıktığını ve  banka avukatları ile kol kola girerek bütün varlığımızın  banka tarafından GASP edilmesine neden olduğunu söyledim.  Bunun üzerine şikayetli Hakim,    ‘’…ne demek istiyorsun, ben rüşvet mi yiyorum, para mı alıyorum,  onu mu söylemek istiyorsun…’’ diyerek tekrar üzerime yürümeye çalıştı.  Bunun üzerine de cevaben, bunu bilemeyeceğimi ve böyle bir şey de söylemediğimi ifade ederek, umudumuzun ADALET ve gücümüzün ise HUKUK olduğunu ifade ettikten sonra,    şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın cevabı ise,  olağan üstü iç yaralayıcı, endişe verici ve düşündürücüdür.

‘’ANAYASA MAHKEMESİ VAR Dİ Mİ ?’’

Bunun üzerine şikayetli Hakim Dursun Karaman’a, buna gerek olmadığını ve tek Hakimin de kendisi olmadığını ve Türkiye’de de Hakimlerin ve  YARGITAY’ın olduğunu söyleyerek, bu çirkin olayın çok daha fazla büyümesine müsaade etmeden, Müdüre hanımın ve  sanırım Katibe hanımın ricası ile kalemden ayrıldım.

Ben Kalem’in önünden ayrılıp koridora yöneldiğim sırada şikayetli Hakim  arkamdan hala bağırmaya devam ediyordu.

‘’BU ADAM,  KENDİSİNE BU ADAM  DENMESİNİ  BİLE HAKARET ADDEDİYOR.’’

 

NETİCE VE TALEBİMİZ :

Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın  yapmış olduğu  KÜFÜR, HAKARET ve TEHDİTLER,  ADALET BAKANLIĞI ve HSYK başta olmak üzere ilgili bütün makam ve mercilere şikayet hakkımı kullanarak hakkında şikayette bulunuyorum. Ayrıca kendisi hakkında tazminat davası açma hakkımı da saklı tutarak,

 1.Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın,  özünde ahlaki ve etik  olmayan bütün davranışları ve  bu davranışların herhalde sebebini  oluşturan  yanlı kararlarının incelenmesini,

 2.Şikayetli Hakim Dursun Karaman’ın,  25.06.2014 tarihinde dilekçe vermek için gitmiş olduğum odasındaki ve devamında Mahkeme Kalemindeki davranış ve söylemleri, Hakimlik vakar ve onuruna yakışmadığı gibi, insanlık onurunu da ayaklar altına alan ve  şahsıma karşı da HAKARET, KÜFÜR ve TEHDİT içermektedir.  Bu nedenle, şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında şikayetçi olduğumdan gerekli yasal işlemlerin yapılmasını,

Arz  ve talep ederim.

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.

 Ek.

 1.Şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında İddiama konu 26.06.2014 tarihli dilekçe sureti.

2.Şikayetli Hakim Dursun Karaman hakkında 2.kez REDDİ HAKİM talebi.

 

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

altayguney@guneykonut.com.tr

www.guneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

CEP      : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

 

ADRES : ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4 – 1/16,                       BAKIRKÖY – İSTANBUL

 

İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN HAKKINDA, YAPMIŞ OLDUĞU HAKARET, KÜFÜR VE TEHDİT NEDENİ İLE 2.KEZ REDDİ HAKİM TALEP EDİLDİ.

11.03.2014 TARİHİNDE HAKKINDA REDDİ HAKİM  TALEBİNDE BULUNDUĞUMUZ İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMİ DURSUN KARAMAN,  23.06.2014 TARİHİNDE VERMİŞ OLDUĞUMUZ DİLEKÇEDEN SONRA,  24.06.2014 TARİHİNDE YAPILAN VE YARGITAY‘ IN İPTAL KARARI KABUL EDİLMEYEREK ALEYHİMİZE KARAR VERİLEN DURUŞMANIN CELSE TUTANAĞINA GEÇİRİLMEYEN KONUŞMALARA AİT DİLEKÇENİN VERİLMESİ İÇİN 25.06.2014 TARİHİNDE GİTMİŞ OLDUĞUMUZ MAKAMINDA VE DEVAMINDA KALEM’DE YAPMIŞ OLDUĞU  HAKARET, KÜFÜR ve TEHDİT  NEDENİ İLE, 26.06.2014 TARİHİNDE, İSTANBUL 15.İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE   HAKİM DURSUN KARAMAN HAKKINDA,  2. KEZ REDDİ HAKİM TALEBİ YAPILMIŞTIR.

30.06.2014 TARİHİNDE DE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA YAPACAĞIMIZ ŞİKAYET DİLEKÇESİ DE  AYNI GÜN BU SİTE’DE YAYINLANACAKTIR.

 

 

‘’HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.’’

 

İSTANBUL 15. İCRA HUKUK  MAHKEMESİ

HAKİMLİĞİNE                                                                                               25.06.2014

 

 

Dosya no         : 2014/40 Esas

 KONU               : HAKİM DURSUN KARAMAN HAKKINDA, 2. KEZ REDDİ HAKİM

                            TALEBİ.   

 

Mahkemenizde, Davacı olduğumuz ve Davalı Turkıshbank A.Ş. aleyhine açılmış olan  2012/1007 Esas numaralı  ‘’İHALENİN İPTALİ’’  Davası ilgili olarak, 23.06.2014 tarihinde vermiş olduğum dilekçeden sonra, 24.06.2014 tarihinde yapılmış olan duruşmada, Turkıshbank A.Ş. avukatlarının Yargıtay kararına direnilmesi taleplerine uygun olarak, ’Usul ve yasaya uygun olmayan Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 24.09.2013 tarihli bozma ilamına uyulmamasına karar verilip, tefhimle açık yargılamaya devam olundu.’’ kararının verildiği 4 Numaralı Celse Tutanağına geçirilmeyen konuşmaların,  tespit edilerek kayıtlara geçirilmesi ile ilgili olarak,  25.06.2014 tarihinde bu konuşmaları kapsayan bir dilekçe hazırlanarak UYAP taraması yaptırıldıktan sonra, 15.İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi olarak,  dosyaya sunulmak üzere, makam odanızda havale için tarafınıza teslim edilmiştir.

 Dilekçe tarafınızdan okunduktan sonra, bu dilekçeye ne gerek olduğunu ve burasının bir (Teknik Hukuk terimleri ) bağlı  İcra Mahkemesi olduğundan bahisle,   her şeyin yazılmasının zorunlu olmadığını ve zaten vermiş olduğum 4 sayfalık dilekçe yüzünden zaten zorunlu olmadığı halde fazlasını yazdığınızı ifade ederek,  bu dilekçeyi alarak havale yapmak istemediğinizi ve her zaman olduğu gibi yine benim avukat olmadığımı ve çok bilir geçinerek  bilgim olmadan fikir sahibi olmaya çalıştığımı ve zaten duruşmadan sonra devam eden duruşma sırasında avukatların da, ‘’…bu nasıl bir adam böyle, hem çok biliyor ve hem de avukatları sevmiyor…’’ şeklinde arkamdan yorum yaptıklarını söylediniz.

Bunun üzerine ise ben de, zaten avukat olmadığımı fakat davalarımı takip etmeye çalıştığımı duruşmada da söylediğimi ve avukatım olmadan duruşmada karar alınmasının bir hak ihlali olduğunu ifade ettim.  Ayrıca Turkıshbank A.Ş. tarafından GASP edilmiş haklarımı alabilmek için de 6 yılı aşkın bir süredir de, HAK ve HUKUK mücadelesi yapmaya çalıştığımı ifade ederek, MASANIZDA HÜKÜM VEREBİLMENİZ İÇİN CANIMI  BİLE VEREBİLECEĞİM halde,  bana karşı neden devamlı hakaret ederek kötü davrandığınızı sorduğumda ise,  ‘’BANA …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN.‘’   diyerek bağırmanız,  yakışıksız ve son derece çirkin  bir KÜFÜRDÜR  ve  HAKARETTİR.  Bu çirkin ve yakışıksız  küfürden sonra,   belki de babanız yaşında olabileceğimi ve  bu küfürün size yakışmadığını söyledikten sonra ise,  dilekçeyi havale etmeyeceğinizi ve istersem Mahkeme Kalemindeki  dosya’sına koymamı sert bir şekilde söyleyerek odanızdan çıkmam gerektiğini ifade ettiniz.

Odanızdan çıktıktan sonra doğrudan 15.İcra Mahkemesi Kalemine giderek, ilgili erkek memura, dilekçenin bir nüshasına alındısının yapılarak, dosyasına konmasını rica ederken, siz yeniden 15.İcra Mahkemesi Kalemine gelerek,  ‘’…bu adam size ne söyledi…’’ diye bağırarak devamında, ‘’…size Hakim olarak dilekçeyi almadığımı mı söyledi?…’’ diyerek üzerime geldiniz. Ben de böyle bir şey söylemediğimi, sadece alındı yapılarak dosya’ya konması gerektiğini söylediğimi belirterek, kalemde çalışan bütün kalem personeline, söylediklerimi doğrulattım.  İthamınızın doğru olmadığının sizin tarafınızdan anlaşılmasından sonra, arkamdan Kalem’e neden geldiniz soruma,   ‘’…senin yüzünden ben de ön yargılı oldum…’’ cevabını vermeniz üzerine de, evet Reddi Hakim yapmamın da nedeni de işte bu bana karşı önyargılı olmanız ve devamlı olarak   bana hakaret ederek kötü davranmanız  olduğunu  ve  odanızda bana yapmış olduğunuz son derece çirkin bir küfür ve hakaret olan,  ‘’ BANA   …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN. ‘’  gibi küfürlerin söylenmesinin de doğru olmadığını  ifade ederek,  bütün bunları neden yaptığınızı sorduktan sonra,   Kalem Çalışanlarına açıklamanız, ‘’ ÇÜNKÜ BU ADAM BANA,  MASAM’DA KARAR VEREBİLMEM İÇİN CANINI VEREBİLECEĞİNİ SÖYLEDİ… VE BEN DE,  …ÖTÜNÜ YİYEYİM AYAKLARI YAPMA LAN DEDİM. ’’ olmuştur.

Bu son derece çirkin söyleminizden sonra ise bütün kalem personelinin önünde   ‘’ne yapmak istiyorsun, kavga mı istiyorsun, hadi gel,  ben boks yaptım, seni döverim, …diyerek aşağılamaya devam ederek tehdit ettiniz.  Ben ise burasının Adliye olduğunu ve sizden de büyük olduğumu,  ayrıca  söylemiş olduğunuz sözlerin yakışmadığını, Hak ve Hukuk mücadelem için çalıştığımı söyleyerek, aslında  ADALET için kendilerinden çok şeyler beklenmesine rağmen, beklentilerimizin boşa çıktığını ve  banka avukatları ile kol kola girerek bütün varlığımızın  banka tarafından GASP edilmesine neden olduğunuzu söyledim.  Bunun üzerine ise,    ‘’…ne demek istiyorsun, ben rüşvet mi yiyorum, para mı alıyorum,  onu mu söylemek istiyorsun…’’ diyerek üzerime yürümeye çalıştınız.  Bunun üzerine de size, bunu bilemeyeceğimi ve böyle bir şey de söylemediğimi ifade ederek, umudumuzun ADALET ve gücümüzün ise HUKUK olduğunu ifade ettikten sonraki cevabınız ise,  olağan üstü iç yaralayıcı, endişe verici ve düşündürücüdür.

 ‘’ANAYASA MAHKEMESİ VAR Dİ Mİ ?’’

 Bunun üzerine ise size, buna gerek olmadığını ve tek Hakimin de sizin olmadığınızı ve Türkiye’de de Hakimlerin ve  YARGITAY’ ın olduğunu söyleyerek, bu çirkin olayın çok daha fazla büyümesine müsaade etmeden, Müdüre hanımın ve  sanırım Katibe hanımın ricası ile kalemden ayrılırken, arkamdan hala bağırıyordunuz.

‘’ BU ADAM,  KENDİSİNE BU ADAM DENMESİNİ  BİLE HAKARET ADDEDİYOR.’’

 

Bütün bu yapmış olduğunuz HAKARET ve TEHDİTLER nedeni ile ADALET BAKANLIĞI ve HSYK başta olmak üzere ilgili bütün makam ve mercilere şikayet dilekçeleri verildikten başka,  şahsınız hakkında  tazminat ve hakaret davası da dahil olmak üzere,  davalar açılarak  haklarımızın  aranmasına devam edilecektir. 

 

NETİCE VE TALEBİMİZ:

Yukarıda açıklamış olduğum ve bütün İstanbul 15.İcra Mahkemesi Kalemi personelinin de şahit olduğu olağan üstü çirkin ve küfürlü hitap, hakaret, tehdit ve  davranışlarınız  nedeni ile sizi protesto ediyor ve  2. Defa olarak  REDDİ HAKİM  talep ediyorum.

Talebimin kabul edilmesini arz ederim.

 

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’, ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ.

altayguney@guneykonut.com.tr

www.guneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

CEP      : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

 

ADRES :  ZUHURAT BABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4 – 1/16,                       BAKIRKÖY-İSTANBUL

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI, BAKIRKÖY 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE 12.03.2014 TARİHİNDE, KARAR TALEP YAZISI GÖNDERDİ.

Abdulrahman Al-Bahar’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu NATIONAL BANK OF KUWAİT’in de büyük hissedarlarından olduğu Turkıshbank A.Ş.’nin,  Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene,  eski Genel Müdür Abdullah Akbulak, eski Genel Müdür yardımcısı Taner Biçer ve İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da ayrıca  HAPİS ile cezalandırmış olan Levent şubesi müdürü Semra Oktayoğlu hakkında yürütülmekte olan CEZA SORUŞTURMASI ile ilgili olarak,  İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI, 12.03.2014 tarihinde, BAKIRKÖY 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’ne KARAR TALEP yazısı göndermiştir.

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI tarafından gönderilmiş olan KARAR TALEP yazısının esasını oluşturan ve YARGITAY BAŞKANLIĞI’na gönderilmiş olan 21.05.2012 ve 28.01.2013 tarihli dilekçeler doğrultusunda hazırlanarak gönderilecek olan  dilekçenin de esasını oluşturan YENİ DELİLLER,  aşağıda Kamu Oyunun bilgilerine sunulmuştur.   

 

KAMU OYUNUN BİLGİLERİNE SAYGIYLA SUNULUR,                                                                                 06.04.2014

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 12.03.2014 tarihinde, Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Turkıshbank A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı Hakan Börteçene, eski genel müdür Abdullah Akbulak, eski genel müdür yardımcısı Taner Biçer ve İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrıca hapis ile cezalandırılmış olan Levent şubesi müdürü Semra Oktayoğlu hakkında yürütülmekte olan 2012/56863 numaralı Soruşturma dosyasına sunulmuş olan yeni delillerin,  CMK.173/6 maddesi anlamında “YENİ DELİL” kabul edilip edilmeyeceği, kovuşturmaya geçilip geçilmeyeceği hususunda karar talep yazısı göndermiştir.

 Şüpheliler hakkında, Kamu Dava ve Davalarının  açılması için, 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 173/6 Maddesi uyarınca yasanın öngördüğü anlamda  Soruşturma dosyasında bulunan ve  Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karar verilmesi talep edilen ve kamu davasının açılması için yeterli şüphenin varlığını gösteren ve internet sitemizde de yayınlanmış olan ‘’YENİ DELİLLER’’  aşağıda belirtilmiştir.

 

 CMK. 173/6 MADDESİ BAĞLAMINDA

 KAMU DAVASININAÇILMASINI GEREKTİREN  YENİ  DELİLLER:

 

  1. Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 22.01.2013 tarihli, ‘’MÜTALAA BEYANI’’
  2. Turkıshbank A.Ş.’nin, krediler döneminde Merkez şube müdürü olan Ali Baba Şanlı’nın, 04.02.2013 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermiş olduğu BEYAN ve İHBAR DİLEKÇESİ.
  3. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu, 28.05.2013 tarihli, ‘’UZMANLIK RAPORU’’
  4.   Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 24.07.2013 tarihli, ‘’MÜTALAA BEYANI’’
  5. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Kapatılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı)’nın 2010/48802 sayılı dosyasında bulunan 16.05.2011 tarihli ‘’MALİ BİLİRKİŞİ RAPORU’’ ile, sayısı 3 adet ve toplamları 3.100.000.00TL olarak tespit edilen Genel Kredi Sözleşmeleri’nin, İstanbul 15.asliye Ticaret Mahkemesinden res’en alınmış olan sözleşmelerde yapılan incelemelerle de sabit olduğu gibi, silinip yeniden yazılırken sayılarının da  arttırılarak 4 adet’e ve toplamlarının 5.200.000.00TL’ sına çıkarılmış olduğunun YENİ DELİL OLARAK tespit edilmesi.
  6.       KYO kararı verildikten sonra Şüpheli SEMRA OKTAYOĞLU, şikayet konusu senedi banka resmi defterlerine kayıt yapmamak suretiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 156.maddesine  muhalefet suçundan İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarih ve 2012/30 E. Sayılı kararı ile neticeten 10 AY HAPİS CEZASINA  mahkum edilmiş olup, temyiz aşamasında olan bu karar da YENİ DELİLDİR.

 

A Ç I K L A M A L A R

 

  1.         Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 22.01.2013 tarihli, ‘’MÜTALAA BEYANI’’

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Kapatılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı) 2010/488802 sayılı Soruşturma dosyasında bulunan Genel Kredi Sözleşme fotokopileri ile, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/604 E sayılı dosyasında bulunan Genel Kredi Sözleşmelerinin fotokopileri tasdik ettirilerek alınmış, bu fotokopiler üzerinde yapılan kriminal inceleme neticesinde, 2 ayrı yazıların bulunduğu 2 ayrı sayfadaki imzaların tıpatıp aynı olmasının mümkün olmadığı nedeni ile, sayfaların hazırlanmasında kopyalama yapılmış olabileceği ve bunun için Genel Kredi Sözleşmelerinin asıllarının incelenmesi gerektiği ve İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden alınmış olan Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlamış olan Banka yetkilisinin, aynı zamanda SUÇ SENEDİNİ de düzenlemiş olduğunun  tespiti yapılmıştır.

 

  1.        Turkıshabank A.Ş.’nin, krediler döneminde Merkez şube müdürü olan Ali Baba Şanlı’nın, 04.02.2013 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermiş olduğu ‘’BEYAN ve İHBAR DİLEKÇESİ.’’

04.02.2007 tarihinde Turkıshbank A.Ş.’nin bahis konusu kredi sürecinin büyük kısmında Merkez şube müdürü iken Mart 2008 tarihinde Bakırköy şubesine müdür olarak atanmış olan Ali Baba Şanlı’nın, 04.02.2013 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosunda, Sayın Savcı Ercan Devrim’e bizzat vermiş olduğu beyan dilekçesinde, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden tasdikli suret olarak almış olduğumuz Genel Kredi Sözleşmelerinin tarih olarak kendi dönemini kapsamış olsa dahi, düzenlenmelerinden haberi olmadığı, bu düzenlemelerin bilgisi dışında yapılmış olduğu ve 21.09.2009 tarihli sözleşmenin limit artışı sayfasındaki kendi imzasına benzetilerek atılmış imzanın kendi imzası olmadığı belirtilmiştir.

Soruşturma açısından hayati önem taşımasına rağmen, Sayın Savcı Ercan Devrim tarafından talep yazısında değerlendirilmeyen bu beyan doğrultusunda, Ali Baba Şanlı’nın  imzası incelenmiş ve Savcılık Makamına yapmış olduğu ihbar bildirim ve beyanı, 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile ayrıca kayıt altına alınmıştır.

  1.        İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu, 28.05.2013 tarihli, ‘’UZMANLIK RAPORU’’

Şişli Cumhuriyet Başsavcığı’na verilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri ile ilgili imza sayfalarının fotokopileri ile, daha sonra verilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri’nin imza sayfalarının  fotokopilerinde tespiti yapılmış olan, imzaların tıpatıp aynı fakat  yazıların değişik olması ve bunun fiziki olarak imkansız olması nedeni ile Genel Kredi Sözleşmesi asılları İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarları Müdürlüğü tarafından incelenmiş ve bütün Genel Kredi Sözleşmelerinde silinti ve tahrifat yapıldığı, hazırlanmış olan ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ile kesin olarak tespit edilmiştir.

 

28.05.2013 tarihli, UZMANLIK RAPORU Sayfa 2, Paragraf 1

‘’Tarafımızdan kırmızı renk kurşun kalemle çerçeve içersine alınan bölümlerdeki halen mevcut el yazılarının, evvelce aynı yerlerdeki (kurşun kalemle yazılmış) ibarelerin fiziksel yolla silinmelerinden sonra yazılmış oldukları tespit edilmiştir.’

Ayrıca,

‘’İnceleme konusu 4 adet kredi sözleşmesindeki yukarıda tespiti yapılarak tarafımızdan kırmızı renk kurşun kalemle çerçeve içersine alınan bölümlerdeki el yazıları haricinde kalan el yazılarının – söz konusu sözleşmelere  ait sayfa fotokopilerine atfen-  sözleşmelerin ilk tanzimlerinde yazılmayıp mevcut yerlerine sonradan yazılmış oldukları kanaatine varılmıştır.’’

Tespitleri yapılarak, Genel Kredi Sözleşmelerindeki tahrifat iddialarımızın doğru olduğu ve sayfaların fiziksel yollu silinmelerden sonra yeniden yazıldığı ortaya çıkarılmıştır.

İlave olarak da ifade etmek isteriz ki, silinmiş olan yazılar kurşunkalem değil, mürekkepli kalem ve dolmakalemle yazılmıştır. Ali Baba Şanlı’nın tespit etmiş olduğu ve kendi dolmakalemi ile yazmış olduğu halde sonradan silinmiş olan sayfa da buna örnektir.

Ayrıca bu silinmeler ile ilgili olarak, kimyasal yolla silinmenin de yapılmış olabileceği ve bunun tespiti  için de uygun laboratuar ortamının gerektiği, Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’nın raporunda ifade edilmiştir.

Ve yine, Genel Kredi Sözleşmelerinin ve bu sözleşmelerin 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden  almış olduğumuz tasdikli fotokopilerin incelenmesi ile, daha önce Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuş olan Genel Kredi Sözleşmeleri fotokopilerinin karşılaştırılması neticesinde tespit etmiş olduğumuz bulgular, Genel Kredi Sözleşmelerinin  Turkıshbank A.Ş tarafından, neden yıllarca süren talep ve tekit yazılarına rağmen, Savcılık Makamına teslim edilmeyerek, sözleşme asıllarının, suç senedinin aslı ile birlikte kriminal incelemeye gönderilmesinin ve kesin rapor alınmasının engellenmiş olduğunun, son derece açık bir göstergesi olmuştur.

 

  1.         Uzman Bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan 24.07.2013 tarihli, ‘’MÜTALAA BEYANI’’

4.1.     Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına ve 15. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulmuş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin tasdikli fotokopileri üzerinde incelemelerde bulunan Uzman Bilirkişi sayın İsmail ÖZKAN’ ın  24.07.2013  tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile yapılmış olan tespitler, Genel Kredi Sözleşmelerindeki tahrifat ve kopyalamanın yanında, 4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ü olan, 26.04.2007, 19.07.2007, 21.09.2007 tarihli GKS’lerdeki Sevil Güney adına atılı bulunan imzaların ve 21.09.2007 tarihli GKS’nin Kredi Limitinin arttırılması ile ilgili sayfasındaki Sevil Güney adına atfen atılmış olan imzaların, Sevil Güney’in eli ürünü değil, takliden atılmış olduklarını ortaya çıkarılmıştır.

Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ Sayfa 7,

‘’26.04.2007 tarihli GKS’de, 19.07.2008 tarihli GKS’de, 21.09.2007 tarihli GKS’de ve aynı GKS’nin kredi limitinin arttırılmasına ilişkin sayfasında Sevil Güney adına atılı bulunan imzaların Sevil Güney’in eli ürünü olmadıkları… kanaatine varılmıştır.’’

 

4.2.     21.09.2007 tarihli Sözleşme’nin Kredi Limitinin arttırılması ile ilgili sayfasındaki Merkez Şube Müdürü olarak Ali Baba Şanlı adına atılmış olan imzanın, Ali Baba Şanlı’ nın 04.02.2013 tarihinde vermiş olduğu beyan dilekçesinde de açık olarak belirtmiş olduğu gibi kendisine ait olmadığı ve  takliden  atılmış olduğu açık olarak tespit edilmiştir.

 

04.02.2007 tarihinde Turkıshbank A.Ş.’nin bahis konusu kredi sürecinin büyük kısmında Merkez şube müdürü görevli iken Mart 2008 tarihinde Bakırköy şubesine müdür olarak atanmış olan Ali Baba Şanlı’ nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosunda, Sayın Cumhuriyet Savcısı Ercan Devrim’e bizzat vermiş olduğu beyan dilekçesinde (Ek.2), İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden tasdikli suret olarak almış olduğumuz Genel Kredi Sözleşmelerinin tarih olarak kendi dönemini kapsamış olsa dahi, düzenlenmelerinden haberi olmadığı, bu düzenlemelerin bilgisi dışında yapılmış olduğu ve 21.09.2009 tarihli sözleşmenin limit artışı sayfasındaki kendi imzasına benzetilerek atılmış imzanın kendi imzası olmadığı belirtilmiştir.

 

Sayın Cumhuriyet Savcısı Ercan Devrim tarafından değerlendirmeye alınması herhalde unutulan bu beyan doğrultusunda, Ali Baba Şanlı’nın imzası da incelenmiş ve Savcılık Makamına yapmış olduğu ihbar bildirim ve beyan 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile ayrıca kayıt altına alınmıştır.     

Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’

‘’…21.09.2007 tarihli GKS’nin limitin arttırılmasına ilişkin sayfasında, banka yetkilisi adına atılı bulunan imzalardan sol tarafta atılı bulunan ve Ali Baba Şanlı’ ya izafe edilen imzanın Ali Baba Şanlı’nın eli ürünü olmadığı, kanaatine varılmıştır.’’

 

4.3.     Suç senedinin, haberimiz ve bilgimiz olmadan, yıllardır Merkez şube Müdürü Semra Oktayoğlu ve Turkıshbank A.Ş. avukatları Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk’ün, CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA,  İCRA MAHKEMELERİ’NE, HUKUK MAHKEMELERİ’NE VE İSTANBUL 8.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE  vermiş oldukları ve suç senedinin bizim tarafımızdan ve borcumuza karşılık olarak hazırlanarak Turkıshbank A.Ş.’ye teslim ettiğimiz, ifade ve iddialarının aksine,  bütün şikayet ve iddialarımız doğrulanarak, suç senedinin, Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlamış olan TURKISHBANK A.Ş. YETKİLİSİ TARAFINDAN, yani ‘’AYNI ELİN DÜZENLEMİŞ OLDUĞU’’  KESİN OLARAK TESPİT EDİLMİŞTİR.

 

4.4. –  Senet üzerindeki düzenleme tarihinde silinti ve tahrifat tespiti yapılmış, ayrıca senet ve bütün Genel Kredi Sözleşmelerinde yapıldığı tespit edilen silinti ve tahrifatların kimyasal yolla tahrifat yapılmış olabileceği tespiti yapılmıştır.

 

Uzman Bilirkişi İsmail Özkan tarafından hazırlanmış olan ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan 28.05.2013 tarihli ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ile tespit edilmiş olan, SUÇ SENEDİ ve Genel Kredi Sözleşmelerindeki fiziksel silinti ve kazıntıların KİMYASAL YOLLA yapılmış olabileceği görüşü ifade edilerek, ancak bu tespitlerin yapılabilmesi için uygun fiziki ortamın temin edilememesine rağmen, SUÇ SENEDİNİN düzenleme tarihinin günler hanesi bölümünde kazıntı, silinti ve tahrifat olduğu, SUÇ SENEDİ üzerindeki düzenleme tarihinde tahrifat yapılmış olduğu ve ayrıca senet dahil bütün Genel Kredi Sözleşmelerinde kimyasal yolla tahrifat yapılmış olabileceği de tespit edilmiştir.

Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ Sayfa 8,

‘’ Son zamanlarda belgelerin kimyasal maddelere maruz bırakılarak matbu basım özelliklerinin ve mürekkepli yazıların zayıflatıldığı, bilahare üzerlerinde daha önce mevcut yazıların fiziksel yöntemle silinmelerini müteakip silinen yerlere tahrifen başka kayıtların yazılabildiği sahtecilik olaylarıyla karşılaşılmaktadır.

İnceleme konusu senette düzenleme tarihinin ‘’04/12/…8’’ olarak siyah mürekkepli kalemle yazılmış olmasına rağmen günler hanesi onlar basamağının altında mavi mürekkepli kalemle oluşturulmuş ‘’1’’ rakamına benzer bir hattın mevcudiyeti, sadece fiziksel değil, kimyasal silinti yapılıp yapılmadığının araştırılmasını da gerektirebilir.

 

4.5.     19.07.2007 tarihli Sözleşmede imzası bulunan ve 2012/56863 numaralı Soruşturmanın sanıklarından olan Semra Oktayoğlu’nun, o tarihte Merkez şubede görevli olmadığı anlaşılmıştır.

28.05.2013 tarihli, UZMANLIK RAPORU Sayfa 5, Paragraf 12

‘’…bahse konu imzaların, Semra Oktayoğlu isimli şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır.’’

28.05.2013 tarihli, UZMANLIK RAPORU Sayfa 2, Paragraf 1

‘’…Sözleşmelerin ilk tanziminde yazılmayıp, mevcut yerlerine sonradan yazılmış oldukları kanaatine varılmıştır.’’  

Ve tespit edilmiş olan bütün bu bulgular ile, iddia etmiş olduğumuz gibi Genel Kredi Sözleşmelerinin, sayı ve tutarlarının arttırılması amacı ile silinip tahrif edilerek sonradan düzenlenmiş olduğunun tespiti de yapılmıştır.

 

  1.        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Kapatılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı)’ nın 2010/48802 sayılı dosyasında bulunan 16.05.2011 tarihli ‘’MALİ BİLİRKİŞİ RAPORU’’ (Ek.5) ile, sayısı 3 adet ve toplamları 3.100.000.00TL olarak tespit edilen Genel Kredi Sözleşmeleri’nin, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden res’en alınmış olan sözleşmelerde (Ek.6) yapılan incelemelerle de sabit olduğu gibi, silinip yeniden yazılırken sayıları da  arttırılarak, 4 adet’e ve toplamlarının 5.200.000.00TL’ sına çıkarıldığı da YENİ tespit edilmiştir.

Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/488802 sayılı soruşturma dosyasına verilmiş olan 3  adet sözleşme Genel Kredi Sözleşmesinin tarih ve miktarları aşağıdadır.

 

  1. 26.04.2008  tarihli  2.000.000. YTL
  1. 19.07.2007  tarihli     600.000. YTL
  2. 21.09.2007 tarihli      500.000. YTL                          TOPLAM : 3.100.000. YTL

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’ne göndermiş olduğu Genel Kredi Sözleşmeleri ise aşağıdadır.

 

  1. 26.04.2007 tarihli    600.000 YTL
  2. 19.07.2007 tarihli    500.000 YTL
  1. 21.09.2007 tarihli 2.100.000 YTL
  2. 28.04.2008 tarihli 2.000.000 YTL                              TOPLAM : 5.200.000 YTL

 

Yukarıda da açık olarak görüldüğü gibi, Genel Kredi Sözleşmelerinin üzerlerinde silinip tahrifat yaparak sayılarının 3’den 4’e ve miktarlarının da 3.100.000.00YTL’den, 5.200.000.00YTL’ye  arttırılmış olduğu kesin olarak tespit edilmiştir.

 

  1.         KYO kararı verildikten sonra Şüpheli SEMRA OKTAYOĞLU, şikayet konusu senedi banka resmi defterlerine kayıt yapmamak suretiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 156.maddesine  muhalefet suçundan İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2013 tarih ve 2012/30 E. Sayılı kararı ile neticeten 10 AY HAPİS CEZASINA  mahkum edilmiş olup, temyiz aşamasında olan bu karar da YENİ DELİLDİR.

 

KAMUOYU’ NUN BİLGİSİNE SAYGILARIMIZLA ARZ OLUNUR

 

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

 

www.güneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

altaygüney@güneykonut.com.tr

cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

 

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                    BAKIRKÖY – İSTANB

KÖŞE YAZISINDA, TURKISHBANK A.Ş. İLE HUKUK MÜCADELEMİZDEN BAHSEDEN SAYIN ABDURRAHMAN DİLİPAK’A MEKTUP

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ   Haz. Ali (Ra)

 

 

 

 

Sayın Abdurrahman Dilipak Hocam,                                                                                                23.02.2014

 

Şikayet Tarihi                     : 28.12.2012

Şikayet eden                       : Adil Altay Güney

Şikayet edilen                    : Hakim Emine Goksun Özçelik

Konu                                      : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi Emine

                                                   Göksun Özçelik’in  HSYK’ ya şikayet edilmesi.          

AÇIKLAMALAR

1.HSYK ile ilgili yeni düzenlemelerin yapıldığı kanun teklifi ile ilgili tartışmaların yapıldığı bu günlerde, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi Emine Göksun Özçelik hakkında 28.12.2012 tarihinde, HSYK’a yapmış olduğumuz şikayet hakkında bilgi vermek istiyorum.

2.Turkıshbank A.Ş.ile 62 aydır sürdürmeye çalıştığımız Hak ve Hukuk mücadelesinin önemli safhalarından biri olan ve Güney Konut Organize Yapılar ve İnşaatlar Ltd.Şti’nin banka ile yapmış olduğu ve Savcılık soruşturması ile Hukuk Mahkemelerine konu olan Genel Kredi Sözleşmelerine kefalet ile ilgili olarak eşim ve benim aleyhime yapılmış olan icra işlemlerine itirazımız üzerine, bankanın açmış olduğu ‘’İtirazın iptali’’ davası ile bankanın yapmış olduğu, KAMU YARARINI HİÇE SAYAN VE TÜKETİCİ HAKLARI AÇISINDAN MÜŞTERİSİNE KARŞI SORUMLULUK HUKUKUNU DA, HİÇE SAYAN,  Hukuk dışı yaptırımların mahkeme kanalı ile ortaya çıkarabileceğimiz umudunu taşıdığımız  İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ndeki dava, bu araştırmaların hiçbiri yapılmadan ve banka hakkında sürdürülmekte olan ceza soruşturmaların bekletici sebep yapılması taleplerimiz de göz önüne alınmadan, tek yönlü ve hatalı, aslında bilirkişilerinde Ceza Mahkemelerinde yargılanmalarını gerektiren bir bilirkişi raporuna istinaden, Hakim Emine Göksun Özçelik tarafından aleyhimize karar verilerek sona erdirilmiştir.

Halbuki, Hakim Emine Göksun Özçelik’in,  Karar’a dayanak olarak göstermiş olduğu  Bilirkişi raporunda gerçek bir incelemenin yapılmadığı;  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan 2012/56863 sayılı Ceza Soruşturması sırasında ortaya çıkarılmıştır. Yapılmakta olan bu soruşturma ile davaya konu olan Genel Kredi sözleşmelerinin, tamamında silme ve tahrifat yapılarak sonradan yeniden yazıldığı, sayı ve miktarları arttırılarak yeniden düzenlemiş olan 4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ündeki eşim Sevil Güney adına atılmış olan imzaların takliden atılmış olduğu, sonradan doldurulduğu için de, geçmişe dönük olarak atılmış olan bir önceki müdür olan Ali Baba Şanlı’nın imzasının da takliden atılmış olduğu ve İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 156. Maddesine istinaden hapis cezası alan Merkez şube müdürü Semra Oktayoğlu’nun banka şubesinde görevli olmadığı zamanları kapsayan ve yaklaşık 1 yıl önceki sözleşmeyi yetkili olarak imzalamış olduğu, laboratuar raporları ile tespit edilmiştir.

Bilirkişi raporuna itiraz süremizin son günü vermiş olduğumuz itiraz dilekçemizin verildiği günün ertesi günü yapılan duruşmada, kanunlarla verilmiş olan hakkımız olduğu halde,  itirazımızla ilgili ek rapor alınması gerekirken, ek rapor alınması talebimiz dikkate alınmamış ve bir gün önceden yapmış olduğumuz ve Hakim tarafından duruşmada kabul edileceği ifade edilen ‘’REDDİ HAKİM’’ talebimiz,  dikkate dahi alınmadan, apar topar duruşma sona erdirilmiştir.

Bunun üzerine ek’te örneğini sunmuş olduğumuz dilekçe ile Hakim Emine Göksun Özçelik cezalandırılması istemi ile 28.12.2012 tarihinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na, bilirkişilerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet edilmiştir.

Özellikle de dikkatinizi çekmek istediğim en önemli husus, Turkıshbank A.Ş. tarafından dava açılması sırasında yatırılması gereken dava harçlarının, 2 yılı aşkın bir süre yatırılmadığı halde, mahkemenin nasıl devam edebildiği ve Hakimin buna nasıl müsaade edebildiğidir.

Yıllar boyu ödenmemiş olan harçların, karar duruşması öncesi Hakim tarafından uyarılarak ödenmesi sağlanmış ve hemen bir sonraki duruşmada banka lehine karar verilerek mahkeme sona erdirilmiştir. Yapılmış olan bu çok büyük haksızlığın Yargı Makamlarınca özellikle değerlendirileceğine inanıyorum.

Diğer taraftan ise, bizleri perişan eden Turkıshbank A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene’nin yıllar önce yapmış olduğu ’Dediklerimizi yapmazsan hayatı sana zehir ederiz.’’ tehdidinin uygulanması sonucunda içine düşürülmüş olduğumuz maddi imkansızlık nedeni ile, verilmiş olan Hukuk dışı kararın temyiz edilebilmesi için, bizim tarafımızdan ödenmesi gereken harçlar ile ilgili olarak Mahkemeden ‘’ADLİ YARDIM’’ talep edilmiş ve Mahkeme tarafından kabul edilmeyen talebimiz ile ilgili  red kararına olan itirazımız YARGITAY’ a gönderilmiştir.

YARGITAY tarafından yapılacak olan yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş olduğumuz halde, bu talebimiz  kabul edilmeyerek dosya incelemesinin yeterli görüldüğü itiraz dosyamızın incelenmesi ile YARGITAY 19. Hukuk Dairesi tarafından, 15.07.2013 tarihinde oybirliği ile adli yardım talebimizin reddine karar verilmiştir. Adli yardım talebimizin reddine karar verilmesi için gerekçe olarak da, 6100 sayılı HMK’nın 2011’de yürürlüğe giren 334.Maddesine atıf yapılarak ‘’…yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu yönünde kanaat uyandırmaya yeterli görülmediği…’’ ileri sürülmüştür.

Oysa HMK md.334, 6459 sayılı ‘’İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’’ un 22.Maddesi ile değiştirilmiş olup, Resmi Gazete’de yayınlandığı 29.04.2011 tarihinden bu yana yürürlüktedir ve yeni metinde ise, kanaat uyandırmaya yeterli görülmemesi açık olarak eksik görülerek, ‘’…taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla…’’ hükmü getirilmiştir.

Bu nedenle de son derece açık bir şekilde YARGITAY 19.Hukuk Dairesi tarafından verilmiş olan hatalı kararın düzeltilmesi ve itirazımızın kabulü  talebi ile 09.09.2013 tarihinde TARGITAY 19.Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dilekçe verilerek hatalı kararın düzeltilmesi istenmiştir.

Fakat 28.12.2012 tarihinde HSYK’ ya şikayet etmiş olduğumuz İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi Emine Göksun Özçelik,  yine olağan dışı bir maddi hata yaparak, avukatımızın dosyada bulunan açık vekaletnamesine rağmen, vekalet bulunmadığını gerekçe göstererek itiraz dilekçesini YARGITAY’ a göndermeden,  Mahkeme kararını kesinleştirmiştir.

Bu durumda da, 15.Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi Emine Göksun Özçelik  hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeniden müracaat edilerek, Hakim hakkında yeni bir suç duyurusunda daha bulunulmuştur.

Sonuç olarak,

İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi olan Emine Göksun Özçelik hakkında HSYK’ya yapmış olduğumuz ilk şikayet başvurumuzdan bugüne yaklaşık olarak  1 yıl 1 ay ve 23 gün, toplam olarak da 422 gün geçtiği halde, şikayetimiz ile ilgili olarak hiçbir işlem yapılmamıştır.

İşte, hazırlanmış olan yeni kanun düzenlemesi ile ilgili olarak, gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında karşı söylemlerde bulunanların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yukarıda açık olarak ifade etmiş olduğum gibi şikayetimin üzerinden 1 yıl 1 ay ve toplam olarak 422 gün geçtiği ve bu gecikme nedeni ile de son derece büyük maddi ve manevi zararlara uğradığım halde, herhalde bu güne kadar şikayetim ile ilgili hiçbir işlem yapmamış olan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruludur.

Bilgilerinize arz ederim.

Saygılarımla..

 

ADİL ALTAY GÜNEY                                                                   

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

altayguney@guneykonut.com.tr      www.guneykonut.com.tr     www.kemerormanevleri.com

CEP      : 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ADRES : ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4 – 1/16, BAKIRKÖY – İSTANBUL

http://ilkerdogan18.wordpress.com/2013/page/20/