HÜRRİYET GAZETESİ, VAHAP MUNYAR VE TURKISHBANK A.Ş. (2)

TURKISHBANK A.Ş. İLE HUKUK MÜCADELEM

 

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

ANKARA’DA DA HAKİM’LER VARDIR.

Turkishbank A.Ş. ile yapmakta olduğumuz Hukuk mücadelesini oluşturan Yargı sürecinde,  bankanın yetkili ve avukatlarının, Soruşturma Makamları ve Mahkemelere vermiş oldukları beyan ve ifadelerde,  bankacılık şemsiyesi altına gizlenerek  uyguladıkları, yalan, aldatma ve konuyu saptırmaya çalışmanın yanında, soruşturma veya davalarla ile ilgili belgelerin asıllarının yetkili makamlara teslim edilmemesi neticesinde banka lehine gecikerek,  7. senesine girmekte olduğumuz Hak ve Hukuk Mücadelesi, Turkishbank A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene’nin, ‘’Eğer dediklerimizi yapmazsan, hayatı sana zehir ederiz.’’  açık tehdidi ile başlamış olan çok yönlü ve birbirlerine bağlı bir Hukuk mücadelesidir.

Turkishbank A.Ş.’nin uygulamış olduğu bütün Hukuk ve Etik dışı yaptırımlar incelendiğinde, bankanın bütün bu Hukuk dışı işlemleri, birbirlerine bağlı olarak ve çok önceden düşünüp planlayarak uyguladığı açık olarak ortaya çıkarılmıştır.

Bu nedenle, yapmakta olduğumuz Hukuk mücadelesi içinde, açılmış olan dava ve soruşturmalarla ilgili olarak ve bu dava ve soruşturmaların esasını oluşturan bütün konular, aslında bir zincirin parçası olarak ve esası doğrudan ilgilendiren bilgi ve belgelerden ayrı olarak değerlendirilemez.

AÇIKLAMALAR                                                                                        :

Turkıshbank A,Ş.’nin, elinde kullanmış olduğum kredinin 4 katı değerinde gayrimenkul ipoteği varken ve küresel kriz bahanesi ile ilave ipotek dahi aldığı ve bu krediye ait zamanında ödenmemiş tek bir devre faizi de olmadığı halde, hiç bir bildirimde bulunmadan ve Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında zorla almış oldukları   boş senedi, kullanılmış kredinin çok üzerinde bir değerde doldurarak uygulamış oldukları infaz gibi icra ve haciz işlemlerine karşı, 80 aydır sürdürdüğüm HAK ve HUKUK mücadelesi ile ilgili ve belgelere dayanan bilgiler aşağıdadır.

7 yıla ulaşan bir zaman dilimi içinde, Turkıshbank A.Ş.’nin; Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalanması sırasında ve sözde usul gereği nedeni ile  zorla almış oldukları boş senet; kullanılmış olan kredinin 4 katı tutarında gayrimenkul ipoteği de verilmiş olduğu ve bu kredi ile ilgili ödenmemiş hiçbir devre faizi de olmadığı halde,  banka tarafından  ve  bilgi verilmeden, kullanılmış kredinin çok üzerinde bir tutar olan 3.700.000.TL borç tutarı ile ve senedin üzerine sözde 04.12.2008 düzenleme tarihi yazılarak ve yine  senedin sözde düzenleme tarihinden sadece 21 gün sonra olan 25.12.2008 tarihinde de ödeme tarihi olmak üzere doldurulduktan sonra ve kendi düzenlemiş oldukları bu senetle ilgili olarak kanun gereği hiçbir ihtar yapılmadan ve   bilgimiz dışında olduğu için de ödenememesi bahane edilerek, 31.12.2008 tarihinde kredi hesabımız kat edilmiştir.

Kredi hesabının kat edildiği sırada, miktarı dava sürecinde olan fakat bankanın kendi kayıtlarına göre kullanılmış olan   2.941.545.00 TL  krediye karşılık  1.329.455.00 TL kredi  geri ödemesi yapılmış ve bu süre içinde toplam  696.485.76 TL dönem faizi ödenmiştir.

 Ve, yine bu süre içinde  krediler ile ilgili olarak ödenmemiş hiçbir devre faizi yoktur.

Kredi hesabının kat edilmesinden sonra ve kendi düzenlemiş oldukları SUÇ SENEDİ ile uygulamış oldukları icra işlemlerinden sonra ise, ilk 6 ay’da bankaya nakit olarak 1.558.695.00TL daha ödenmiştir. Bu ödeme ile beraber kullanılmış olduğu iddia edilen 2.941.545.00 TL krediye karşılık bankaya yapılmış olan nakit ödemelerin toplamı 3.584.635.76TL’ye ulaşmıştır.

 Buna rağmen, faiz haricinde  kalmış olan 1.328.850.00TL borca karşılık,  toplam değerleri 9.000.000.00TL’yi aşan gayrimenkuller, infaz gibi İcra işlemleri ile eritilerek, İcra satışları ile   gasp edilmiştir.

 Turkishbank A.Ş.’nin, kendi düzenlemiş oldukları bu senedi kullanarak uygulamış olduğu infaz gibi icra işlemlerine karşı sürdürmekte olduğumuz Hak ve Hukuk mücadelesinin; 25.08.2010 tarihinde, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz şikayet ile başlayan  Hukuk süreci ve  banka tarafından düzenlenmiş suç senedi ile suç senedini düzenlemiş  olan banka yetkilisinin hazırlamış olduğu ve tahrifat yapılarak üretilmiş olan Genel Kredi Sözleşmeleri ile yapılan HUKUK dışı işlemler, bölümler halinde ve kısaltılarak aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

‘’Arz ettiğimiz bu kuralların, bilirkişi incelemeleri ile bertaraf edilerek tersine çevrilmesi, müvekkillerimin ve bankamızın telafi edilemeyecek derecede büyük ve çok ağır bir mağduriyetine sebebiyet verecek vahamettedir.’’ (Turkıshbank A.Ş. Avukat Sümer Altay, 2011)

Yukarıdaki olağan dışı ve dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmemesi için üstü örtülü olarak Savcılık Makamının tehdit edildiği beyan; Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, şikayetimizin doğrultusunda ve  Turkıshbank A.Ş. ile ilgili şikayet dosyasının ‘’ Bilirkişi tarafından incelenmesi’’ kararına karşı olarak, 09.05.2011 tarihinde,  2010/488802 sayılı Soruşturma dosyasına verilmiş olan dilekçeden alınmıştır.

Şikayetimizin başındaki, belgelerin üzerlerindeki yazıların, yaşları da dahil olmak üzere Kriminal incelemelerinin A.B.D’ de yapılması talebimize karşı ise, yine Turkishbank A.Ş.’nin avukatları,

‘’ Şikayet eden borçlunun bu beyanlarından sonra kriminolojik incelemenin ABD’de yapılması talebine hiçbir şekilde muvafakat vermiyoruz.’’

Beyanı ile karşı çıkmışlardır. Fakat,  Atalar sözüdür, ’’Yarası olan gocunur.’’ ve yine Atalar sözüdür  ‘’Gerçeğin en kötü tarafı, eninde sonunda ve bir gün ortaya çıkmasıdır.’’

Savcılık makamına yapılmış olan bu açık örtülü tehdide rağmen,  dosya bilirkişiye gönderilmiş ve bilirkişi tarafından hazırlanmış olan 16.05.2011 tarihli raporla, suç senedinin bankanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ve ayrıca, Güney Konut Organize Yapılar ve İnş.Ltd. ile Turkishbank A.Ş. arasında, 26.4.2007 tarihli 2.000.000.00TL, 19.07.2007 tarihli 600.000.00TL ve 21.09.2007 tarihli 500.000.00TL olmak üzere, 3 adet ve  toplam 3.100.000.00TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmış olduğu tespit edilmiştir.

Turkishbank A.Ş.’nin İcra işlemlerinde kullanmış olduğu senedin bankanın kayıtlarında bulunmaması nedeni ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 156.Maddesi olan, ‘’İşlemlerin  kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme.’’ suçu ve BDDK’nın da müdahil olması ile banka aleyhine İstanbul   8. Ağır Ceza Mahkemesinde CEZA DAVASI açılmış ve  merkez şube müdürü Semra Oktayoğlu hakkında, şikayet konusu senedin bankanın resmi defterlerine kayıt yapılmaması suretiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 156.maddesine  muhalefet suçundan, 30.12.2013 tarih ve 2012/30 E. Sayılı karar ile 10 AY HAPİS kararı verilmiştir.

 Fakat şikayetimizin esas unsurları olan senet ve sözleşmelerin kimin tarafından yazılarak hazırlandığı ve yapılmış olan tahrifat ve sahteciliklerin tespit edilebilmesi için gerekli olan  Genel Kredi Sözleşmelerinin asılları,  2.5 yıl boyunca ve Turkishbank A.Ş.’ye gönderilmiş olan sayısız Tekit yazısına rağmen, Savcılık Makamına teslim edilmemiştir.

Sözleşme asılları teslim edilmediği için de, suç senedinin aslı ile birlikte Kriminal incelemeye gönderilerek diğer iddialarımızı doğrulayan kesin rapor alınamamıştır.

Genel Kredi Sözleşmelerin asıllarının, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ve ancak 25.08.2010 tarihinde, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz suç duyurusundan yıllar sonra olan 18.01.2013 tarihinde res’en alınması ile,  Güney Konut Organize Yapılar ve İnş.Ltd. ile Turkishbank A.Ş. arasında  ve  Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaptırılmış olan ‘’Mali Bilirkişi raporu’’ ile sayılarının 3 adet ve toplam tutarlarının 3.100.000.00TL olduğu tespit edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin sayısının, 26.4.2007 tarihli 2.600.00.00TL, 19.07.2007 tarihli 500.000.00, 21.09.2007 tarihli 2.100.000.00TL ve 28.04.2008 tarihli 2.000.000.00TL olarak 4’e ve toplam tutarlarının ise 5.200.000.00TL’ye çıkartılmış olduğu tespit edilmiştir.

Ve, bu tespitlerden sonra ve  ancak 21.03.2013 tarihinde, sözleşmeler suç senedinin aslı ile birlikte,  kriminal inceleme yapılması  için gönderilebilmiştir.

İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu 21.03.2013 tarihli ‘’UZMANLIK RAPORU’’ ile,

‘’Arz ettiğimiz bu kuralların, bilirkişi incelemeleri ile bertaraf edilerek tersine çevrilmesi, müvekkillerimin ve bankamızın telafi edilemeyecek derecede büyük ve çok ağır bir mağduriyetine sebebiyet verecek vahamettedir.’’

 Diyerek dilekçe veren  Avukat Sümer Altay’ın korkusu gerçekleşmiş ve yıllardır iddia etmiş olduğumuz gibi, banka yetkili ve avukatlarının Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve Mahkemelere vermiş oldukları ifade ve beyanların yalan olduğu, suç senedinin, Genel Kredi Sözleşmelerini hazırlayan banka yetkilisi tarafından düzenlenmiş olduğu ve,

Genel Kredi Sözleşmelerinin tamamının, silinip yeniden yazılarak üzerlerinde tahrifat yapılmış olduğu tespit edilmiştir.

 Ayrıca, Uzman Bilirkişi İsmail Özkan’ın 24.07.2013 tarihli ‘’MÜTALAA BEYANI’’ ile de,  4 adet Genel Kredi Sözleşmesinin 3’ünde Sevil Güney adına atfen atılmış olan imzaların Sevil Güney’in eli ürünü olmayıp takliden atılmış olduğu ve kredi miktarının arttırılmasına ait Sözleşmede, banka yetkilisi ve müdür olarak Ali Baba Şanlı adına atfen atılmış olan imzanın da,  Ali Baba Şanlı’nın Savcılık makamına vermiş olduğu beyan dilekçesinde de açık olarak belirtmiş etmiş olduğu gibi, kendi el ürünü olmayıp, takliden atılmış olduğu,  kriminal raporlarla kesin olarak tespit edilmiştir.

 Soruşturmaya esas iddialarımızla ilgili yeni delilerin kesin olarak ve kriminal raporlarla tespit edilerek dosyaya kazandırılmış  olmasına rağmen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından; KAMU DAVASI açılması için yasanın öngördüğü anlamda sunulmuş olan ‘’YENİ DELİLLER’’ ile, 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 173/6 Maddesi uyarınca, Bakırköy 8.Ağır Ceza  Mahkemesinden karar verilmesi talep edilmiştir.

Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesinin ‘’Talebin reddine’’  kararını vermesi üzerine de, Turkishbank A.Ş.nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene,  eski Genel Müdür Abdullah Akbulak, eski Genel Müdür Yardımcısı Taner Biçer ve Merkez şube eski Müdürü Semra Oktayoğlu hakkındaki,  5411 sayılı Bankacılık Kanununa aykırılık, Bedelsiz kalan senedi kullanma, Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma ve Özel belgede sahtecilik,   suçlarını kapsayan 2012/56863  sayılı Ceza soruşturması ile ilgili Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan RED kararı,  ”Kanun yararına bozma”  talebi ile ADALET BAKANLIĞI’ na gönderilmiştir.

 Ve,

 ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel  Müdürlüğü, 01.09.2014 tarih ve 94660652-105-34-6696-2014-16713/56641 Sayılı Kararla, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının bozulmasının istenmesi talebi ile dosyayı YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiştir.

Dosya, 02.10.2010 tarihinde, YARGITAY 11.CEZA DAİRESİ’ ne gönderilmiş ve 2014 /18696 Numara ile arşivde iken iç yapılanma ve görev değişikliği ile YARGITAY 21.CEZA DAİRESİ’ne devir edilmiştir.

Dosya üzerinde inceleme yapan YARGITAY 21.Ceza Dairesi, 16.06.2015 tarihinde 2015/2060 Karar numaralı YARGITAY İLAMI ile, “Kanun yararına bozma” talebinin esasını oluşturan suçlara ilave olarak “Nitelikli dolandırıcılık” suçunun da ilave edilmesinin sorulması amacı ile ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve dosya 2014/6696 Dosya numarası ile incelemeye alınmıştır. 

 

 

KAMU OYUNA DUYURULUR.

SAYGILARIMIZLA.

ADİL ALTAY GÜNEY, YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞAATLAR LTD.ŞTİ.

FİTEM (FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU)

TURKISHBANK A.Ş. VE ATILIM FAKTORİNG A.Ş. İLE HUKUK MÜCADELEMİ ANLATAN, ”FİNANSAL TERÖR VE BANKA” BELGESEL KİTABIM, EYLÜL BAŞINDA KİTAPÇILARDA.

TURKISHBANK A.Ş.VE ATILIM FAKTORİNG A.Ş. İLE 7 SENEDİR YAPMAKTA OLDUĞUM HAK VE HUKUK MÜCADELESİNİN  BÜTÜN SAFHALARINI,  BELGELERİ İLE BİRLİKTE AÇIKLAYAN VE BUNA BAĞLI OLARAK DA BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN, BANKACILIK VE FİNANS SİSTEMİNİ DENETLEMEKLE GÖREVLİ DEVLET KURUMLARININ VE  HUKUK SİSTEMİMİZİN AKSAYAN YÖNLERİNİN MERCEK ALTINA ALINMIŞ OLDUĞU,  ”FİNANSAL TERÖR VE BANKA” ADLI BELGESEL KİTABIMIN 1.CİLDİ,  EYLÜL BAŞINDA  SATIŞA SUNULACAKTIR.

ADİL ALTAY GÜNEY, İSTANBUL 2015.

FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU 29.10.2014 TARİHİNDE BASIN BÜLTENİ YAYINLADI.

COŞKU İLE KUTLAMAKTA OLDUĞUMUZ CUMHURİYET BAYRAMIMIZIN 91.YILDÖNÜMÜNDE, FİNANSAL TETİKÇİLİK VE YOLSUZLUKLA  MÜCADELE PLATFORMU’NUN,  KURULUŞ AMACI İLE İLGİLİ  OLARAK YAYINLAMIŞ OLDUĞU,  1 NUMARALI BÜLTEN  AŞAĞIDADIR.

 

FİTEM  BASIN BÜLTENİ                                                                                     

29.Ekim 2014                                                                                                                 Sayı:  1

www.fitem.info                                                                                                                                                         

 

                    FİNANSAL TETİKÇİLİK ve YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU (FİTEM) sözcüsü Adil Altay Güney tarafından, bugün basına, platformun kuruluşu ile ilgili olarak aşağıdaki yazılı açıklama yapılmıştır.

                    Cumhuriyetin ilanının 91. Yılında;  daha güçlü bir TÜRKİYE’nin ihyası ve inşası ve iktisadi kalkınma ve bağımsızlığımızın yaygın bir şekilde güçlendirilmesi umudu ile, bugün “Def-i Mazarrat” için bir araya gelerek,  piyasayı ve parayı istismar eden yerli ve yabancı, global finansal tetikçilik örgütlerine ve yolsuzluklara karşı birlikte hareket edilmesi  kararı  alınmıştır.

                    Memleketimizde, yasalarımıza göre, Bankalar, Faktoring firmaları ve her türlü finans kuruluşları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)  ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)  tarafından denetlenmektedir.  Artık bu denetime,  duyarlı yurttaşlar ve tüketiciler olarak bizler de katılıyoruz.  Mali politikalar, ekonomik kararlar, borsa ve  finansal ilişkiler, ülkemizin kalkınması için hayati öneme sahiptir.  Bunun bilincinde olarak, bu alanda faaliyet gösteren tüm kurumları, meşru uluslararası sözleşmeler ve iç hukuktaki kurallara uymaları şartı ile destekliyoruz.

                    Bir yandan global finans çeteleri, LİBOR, FOREX ve BORSA maniplasyonları gibi konuları takip ederken, öte yandan bankalar, faktoring firmaları, sigorta şirketleri, ve finans kuruluşlarından kredi kullanıp borçlanarak ödeme güçlüğüne giren ve bu nedenle de  varlıklarının bir kısmını veya tamamını kaybeden vatandaşların,  hak arayışlarına destek vermek ve kendilerine hukuki yardımda bulunmak için FİNANSAL TETİKÇİLİK ve YOLSUZLUKLA MÜCADELE PLATFORMU (FİTEM) oluşturulmuştur.

                    Gelişen ekonomi ile birlikte, toplumun refah seviyesinin ve ihtiyaçlarının genişlemesi ile  vatandaşların kredi kuruluşlarından olan kredi taleplerinin artması, banka ve finans kuruluşlarını, ekonomik ve sosyal hayatın temelini oluşturan kurumlardan biri haline getirmiştir. DEVLET ise, ekonomik ilişkilerin düzenli olarak yürütülebilmesi için,  koymuş olduğu yasalar ve almış olduğu tedbirlerle, kişi ve kurumların birbirlerine karşı oluşmuş olan hak ve alacakları için  ADALET’e  garantör olmuştur.  Buna rağmen, Adalet ve Hukuk Sistemimizdeki   uygulamalar ile BDDK’ nın bu kuruluşlar ile ilgili denetimleri, ümit edilen ve beklenen Adaletin sağlanmasında yetersiz kalmıştır. Bir anlamda,  borçlar kanunu ve Bankalar kanunu ile güçlendirilmiş olan banka ve finans kurumlarının, hukuk dışı uygulama ve yaptırımları önlenememiştir.  Ayrıca da, bu hukuk dışı işlemlerin doğurduğu bir İCRA SEKTÖR’ ü ortaya çıkmıştır. Banka ve finans kuruluşlarından kredi alarak ödeme sıkıntısına girenlerin mal varlıkları,  bu sektörden beslenen insanlara olağan üstü rantların elde edilmesine imkan sağlayan alanlar haline gelmiştir.

                        Kurmuş olduğumuz Platformun amacı; uygulama ve yaptırımlarında “ADALET” ve ‘’GÜVEN’’ unsurunun esas alınması gerektiği kanunlarla kayıt altına alınmış olan bankalar ve finans kuruluşlarının işlemiş olduğu suçların ortaya çıkarılarak Adaletin sağlanması yanında, KAMUOYU ’nun da  bilgilendirilmesi sağlanarak oluşturulan güç birliği ile, yasalardaki ihtiyaç duyulan yeni düzenlemelerin yapılmasının sağlanmasıdır.

                         Oluşturmuş olduğumuz Platformun dayanağı ve güvencesi  HAK ve ADALETTİR.

 

www.fitem.info      fitemplatformu@gmail.com #FinansalTetikçilik #YolsuzluklaMücadele @FiTEMinfo

www.twitter.com/fitemp            www.facebook.com/fitemplatformu

Adil Altay GÜNEY, 0532 212 70 62                Âdem ÇEVİK, 0532 203 32 74

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF.DR. MEHMET GÖRMEZ’E, DEĞERİNİN YARISINA YAPILAN İCRA SATIŞLARININ İSLAM DİNİ’NE UYGUN OLUP OLMADIĞI HAKKINDA SORU DİLEKÇESİ.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF.DR. SAYIN MEHMET GÖRMEZ’ E GÖNDERMEK İÇİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞUM VE  MEMLEKETİMİZDE UYGULANMAKTA  OLAN  KANUNLARIMIZA GÖRE,  BORÇLULARIN HAK VE HUKUK’U YOK SAYILARAK,  BİLİRKİŞİLERİN ZATEN EKSİK OLARAK TESPİT ETMİŞ OLDUĞU MADDİ DEĞERİN YARISINA , YANİ % 50’SİNE, YANİ YOK PAHASINA   YAPILAN İCRA SATIŞLARININ,  YÜCE DİNİMİZ İSLAM’ A UYGUN OLUP OLMADIĞI KONUSUNUN İŞLENEREK CEVAPLANDIRILMASINI  İSTEDİĞİM  SORU DİLEKÇESİ,  18.05.2014 TARİHİNDE, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN RESMİ İNTERNET SİTESİNE  GÖNDERİLMİŞTİR.

TOPLUMU VE VATANDAŞLARI  DOĞRUDAN İLGİLENDİREN VE BÜYÜK HAKSIZLIK VE YIKIMLARA  NEDEN OLAN BU KONU  İLE HAZIRLAMIŞ OLDUĞUM VE AŞAĞIDA DA YAYINLAMIŞ OLDUĞUM SORU DİLEKÇESİ  DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. SAYIN MEHMET GÖRMEZ’ E,  28.05.2014 TARİHİNDE AYRICA POSTA İLE DE GÖNDERİLMİŞTİR. 

 

  HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ

 

 

                                                      ‘’İNSANLAR  BİR  ZALİMİ GÖRÜRLER  DE,   ZULMÜNÜ  ENGELLEMEZLERSE,

                                                      ALLAH TEALA HEPSİNE AZAP EDER.’’  

HADİS, NAKLEDEN EBU BEKİR (R.A)

 

 

SAYIN PROF. DR. MEHMET  GÖRMEZ                                                                                            

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI                                                                                                                                     20.05.2014

 

Sayın Başkan’ ım,  öncelikle SOMA’da vuku bulan maden faciası ile ilgili üzüntülerimi ve başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum. ALLAH’tan,  hayatını kaybedenle RAHMET, geride kalan acılı ailelere güç ve sabırlar dilerim.

TÜRKİYE’de iş yapan onbinlerce iş adamı gibi ben de, destek olması amacı ile, ve kredinin tahsis edilmesi esnasında, her dürüst iş adamı gibi ve hiç çekinmeden, kullandığım kredinin tam dört katı tutarında değerde gayrimenkul ipoteği vererek, şirketime Turkıshbank A.Ş.’den  kredi kullandırdım. Kullandığım krediye karşılık varlığımı ipotek ederken, kurumsal ve denetlenen  bir banka olduğunu sandığım Turkıshbank A.Ş.’e emanet olarak verdiğim bilinci ve sıkıntı halinde ise sığınabileceğim Devlet kurumlarının o gün için sağlamış olduğuna inandığım emniyet duygusu içinde yaptım.

Halkın her gün karşı karşıya kaldığı günlük alışveriş işlemlerinden, sınırsız kapasiteli imalat ve ticaret ticaret işlemlerine kadar, tarafların anlaşmaları gereği üstlenmiş oldukları sorumluluklarını yerine getirmesi ekonomik hayatın, daha basite indirgenirse ticaretin gereğidir. Ve bu ticaret, tarafların anlaşma ile üstlenmiş oldukları yükümlülüklerini yerine getirebildikleri sure boyunca sorunsuz olarak devam eder ve tarih boyunca da devam etmiştir.

Ekonominin gelişmesi ve insan ihtiyaçları ile birlikte toplumun ve insanların refah seviyelerinin zenginleşerek artabilmesi, çok basit gibi görünen bu döngünün ve daha doğrusu ise alışverişin sağlıklı olarak devam ederek yürütülmesine bağlıdır.

Ekonomik hayatın temelini oluşturan ve insanlar arasındaki karşılıklı emniyet ve güveni oluşturarak Adaleti sağlayan ve bu şekilde de ekonomik ilişkilerin düzenli olarak yürümesi için tedbirler alan, imkanlar sağlayan, bunları düzenleyen ve denetleyen,  gerektiği takdirde  de cezalandıran, tarih boyunca adına her ne derseniz deyin, fakat neticede gücü elinde tutan siyasi otorite olan Devlet olmuştur.

Ekonomik hayatın temelini oluşturan ticari işlemlerin ve çok daha basite indirgersek alış verişin zaman zaman hangi taraftan ve her ne sepep nedeniyle oluşan sorunlar yüzünden  aksaması ile, taraflar arasında ortaya çıkan ihtilaflarda, Devlet  duruma müdahale ederek, çağa ve dönemine göre düzenlenmiş olan kanunlara bağlı olarak, herkes için en uygun olabilecek bir şekilde, her iki tarafın da görebileceği zararları en aza indirmeye çalışarak, taraflar arasındaki sorunların en adil bir şekilde çözülmesi görevini üstlenmiştir.

Ve tarih boyunca da Devlet, alacaklının hakkını borçluya karşı, borçlunun hakkını da alacaklıya karşı korumak görevini üstlenerek, daha geniş bir çerçeveye de oturtulabilecek bir şekilde, kişi ve kurumların birbirlerine karşı oluşmuş olan hak ve alacaklarının korunmasını garanti altına alarak ADALET’e garantör olmuştur. Ve bu garantiyi en adil bir şekilde sağlayabilmek için de, yine çağa ve dönemine göre kanun ve yöntemler geliştirilmiş ve uygulanmıştır.

Devlet’in, fertlerin birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülükleri ile ilgili olarak uygulamış olduğu kanunlarda, ‘’DİN ve İNANÇLAR’ en önemli etmenlerden biri olmuştur. Gerektiği zaman kanunların da önüne geçebilen DİNİ KURALLAR, taraflar arasında ADALET’in gerçekleşmesini sağlamıştır.

Bütün Dünya’da ve memleketimizde, Hukuk sistemimizin en önemli bölümlerinden olan yürürlükteki  İcra kanunları ile; yukarıda bahis konusu yapmış olduğumuz ticari ilişkilerdeki yükümlülüklerin aksaması ile ortaya çıkan ekonomik ve ticari sorunların, neticeye tesir eden ve hedef olarak saptanan en önemli kısmı olan alacağın tahsilatı ve ödeme yöntemlerinin çözülmesi planlanmıştır.

Fakat, memleketimizde karşılıklı olması gerekirken karşılıklı olmadığı isminden de anlaşılabilen Borçlar Kanunu’nun sağlamış olduğu hak ve imtiyazlar ile ayrıca güçlendirilmiş olan alacaklıların ve özellikle de alacaklı kurumların, haksız ve ahlak dışı uygulama ve yaptırımları önlenemediği gibi, bu işlemlerin doğurduğu bir İCRA SEKTÖR’ ünün ortaya çıkması da önlenememiştir. Elinde olan veya olmayan çeşitli nedenlerle maddi zorluk ve ödeme sıkıntısına girenlerin mal varlıkları, bu sektörden olağan üstü karlarla beslenen  insanlara av olmuştur. Bankalar, Faktoringler, Finans kuruluşları ve Tefeciler, bu sektörle beslenen ve olağan üstü kara karlar sağlayanların başındadır.

 Ticaretin gereği olarak, muhakkak ki, alacaklının alacağını zamanında alması ve borcun zamanında ödenmesi öncelikli hedef olmalıdır ve bu bir Hak’tır. Fakat bu  Hak,  her ne şekilde olursa olsun alacaklı korunarak ve borçlunun yok edilmesi pahasına olmamalıdır. Neticesinde kar veya zarar olabileceği kural olarak Kabul görmesine rağmen, ticaret bir kumar değildir ve İcra işlemlerinin bir infaz aracı olarak kullanılamasına müsaade edilmemelidir. Karşılıklı anlaşma neticesinde oluşmuş bir ekonomik işlem olan ticaretin, iyi niyetle başlamış olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle, alacaklı olmak bir hak olduğu gibi borçlu olmak da bir hak’tır ve  bunun dışında düşünülmemesi gerekir.

 Karşılıklı olarak bu haklar’ın oluşması ve yaşamasının şartları da yine Devlet tarafından  oluşturulmuş kanun ve kurallarla garanti altına alınmış olması gerekir.

Bu gün memleketimizde uygulanmakta olan İcra Kanunları çerçevesinde  uygulanmakta olan İcra satış işlemlerinin yapılabilmesi için, satılacak mal veya gayrimenkulün piyasa değeri yetkili bilirkişiler tarafından resmi olarak tespit edilerek, olan İcra Satışı için yapılacak ihale ilan edilmektedir. Daha sonra da, satış için ilgili İcra müdürlüğüne müracaat edenler arasında en yüksek bedeli verene satış yapılarak, vergiler düşüldükten sonra elde edilmiş olan gelir, alacaklıya teslim edilmektedir.

Buraya kadar son derece normal gibi gözüken bu işlemler, aslında hiç de normal ve adil değildir.

Çünkü İcra Dairesinde yapılacak olan satış ile ilgili ilanda satış için peşpeşe 2 ayrı gün ilan edilir. İlan edilen ilk günde yapılacak olan satış, ancak bilirkişilerin tespit etmiş olduğu değerin 0.80’ini bulan veya aşan teklifler olduğu zaman yapılabilir. Satış için ilan edilen ilk günde tespit edilen değerin 0.80’ni aşan teklif olmadığı zaman, satış ilan edilmiş olan 2.güne kalır ve bu ikinci satış sırasında teklifler için kabul edilen değer ise 0.80’den 0.50’ye düşer ve satılır.

Yapılacak satış ile ilgili ilanda her iki satış ve Kabul değerleri de belirtildiği için, İcra Dairelerindeki ilk satış günleri genellilkle teklif verilmeden veya 0.80’den daha düşük teklif verilerek geçirilerek ihalenin 2. Satış gününe kalması sağlanır. 2.satış gününde ise satışa esas olan mal veya gayrimenkul tespit edilmiş değerinin 0.50’si fiyatına, yani yarı fiyatına satılır. Yapılan bu satışla borçlunun mal varlığının 0.50’si, yani yarısı Devlet eli ile yok edilir.

İcra müdürlüklerinde yapılan bu icra satışları,  aslında alacaklının malının Devlet eli ile Hukuk adına GASP edilmesidir ve İcra Müdürlükleri yapılan bu haksız işlemlerinin resmi uygulayıcılarıdır.

Devlet tarafından, İcra Satışları ile bilirkişilerin tespit etmiş olduğu maddi değerin 0.50’sine yapılan satışlara müsaade edilmesi,  kanunlar kullanılarak yapılmakta  olan olağan üstü  hak ve hukuk  ihlallerini açık olarak gözler önüne sermektedir.

Devlet, alacaklının faizlerini de üzerine koymuş olduğu alacağının tahsil edilebilmesi için,  borçlunun mal veya gayrimenkulünün değerinin 0.50’sine, yani yarı parasına, yani yok pahasına satılabilmesı için yapılan ahlak dışı  işlem ve davranışları görmezden gelerek ve neticede de yapılmış olan satışa müsaade ederek  sözde Adil davranmış olmaktadır.

İcra satışları ile, borçlunun sahip olduğu değerler yarı fiyatına satılarak yok edilirken, alacaklının alacağı yine Devlet’in koymuş olduğu faizlerle büyümeye devam edebilmektedir.

Ve, bunun adına da ADALET denmektedir.

Hukuk adına İcra Dairelerinde yapılan bütün satışlar Hukuk adına yapılmış olan cinayetlerdir ve sorumlusu da, Devlet’tir. Dünya’nın hiçbir medeni memleketinde, alacaklının alacağının faizle büyütülerek, bu alacağa karşılık borçlunun varlıklarının Hukuk adına yarı fiyatına yani yok pahasına satılarak peşkeş çekilmesi yoktur. Yukarıda da açıklamış olduğumuz gibi, alacaklı olmak gibi, borçlu olmak da bir haktır ve alacaklının yararına, karşı tarafın yok edilmesine müsaade edilmesi bütün insani değerlere aykırıdır.

Bu gün uygulanan budur ve bu uygulamalar sözde kanunlara uygun gibi gözüken fakat toplum tarafından da aslında ahlak dışı olarak nitelendirilen İCRA SATIŞLARI sektörünü oluşturmuştur. Her zaman olduğu gibi, ahlak dışı da olsa, fırsatlardan istifade ederek meşru olmayan kazançların peşinde koşanlar her zaman vardır ve asıl üzüntü verici olan ise Devlet tarafından bu insanlara müsaade edilmesidir. Çünkü yürek sızlatan ilan ve reklamlarla teşvik edilen icra satışları ile elde edilmiş olan mal ve gayrimenkuller, derhal ve rahatlıkla sanki normal bir satış gibi tekrar piyasaya çıkarak satışa sunulabilmektedir.

Bu şekilde, çok kısa sürede elde edilebilen kar ortalama olarak 0.50’den aşağı değildir ve Dünya’nın hiçbir yerinde, belki de aynı gün içinde, sözde kanunlara uygun olarak elde edilebilecek böyle bir kar yoktur.

Fakat bu kar KARA KAR veya KARA PARA’dır.

On binlerce ve yüzbinlerce borçlu’nun,  ailelerinin ve milyonlarca insanın yok oluşu pahasına sözde, ADALET.

Aslında İcra Satışlarının tarihteki karşılığı bir nevi CELLAT PAZARI’dır ve bu Pazar ve işlevi, toplumun hafızalarında çok acı yerler edinmiştir.

Değerli Başkanım, yukarıda kısaca bahis konusu yapmaya çalıştığım İcra Satış işlemleri hakkında, bu işlemlere kadar eleştirilmesi gereken sayısız konular olmakla beraber, asıl  önemli olan bu işlemlerin sonucunu belirleyen ve alacak-borç ilişkisinde alacaklının alacağının Adil bir şekilde almasının ve borçlunun da borcunun ödenmesinin sağladığı düşünülen İcra Satışlarıdır.

Kanunlarımız bellidir ve genel olarak yapılan işlemler yukarıda anlatmış olduğum gibidir.

Fakat, toplumda üstenmiş olduğu Mevki ve bir bilim adamı olarak yüklenmiş olduğunuz görev nedeni ile aşağıdaki sorularımı ALLAH RIZASI için,  cevaplandırmanızı rica ediyorum.

 

  1. İcra Satışları ile, alacaklının üzerine faiz de ilave edilmiş alacağının tahsil edilerek ödenebilmesi için, borçlunun mal varlığının 0.50’sine yani yarısına, yani yok pahasına satılmasına müsaade edilmesi, yüce dinimiz İslam’a uygun mudur?

 

  1. İcra Dairelerinde bu satışların yapılmasına müsaade ederek onbinlerce ailenin göz yaşlarına ve belki de yok oluşlarına neden olanlar,  ALLAH beni affetsin,  ben Müslümanım diyebilir mi?

 

  1. Peygamber efendimiz’ e, bir alacak-borç ihtilafı  baş vurusu olmuş olsa idi, efendimizin çözümü,  malını yarı fiyatına sat ve öde, mi olurdu?

 

Değerli Başkanım,  size hazırlamış olduğum bu soru dilekçesini SOMA’da vuku bulan Maden faciasından once hazırlamış fakat yaşanmakta olan acılar nedeni ile gönderememiştim.

Bu nedenle, size yazmış olduğum mektubu da aslında ilgilendiren bir konuda da fikrimi ifade ederek görüşlerinize katkıda bulunmak isterim. Sizin de dikkatinizi de çekmiş olabileceği gibi, facia’nın ilk günlerinde televizyonlardaki haber bültenlerinde alt yazı olarak, maden faciası nedeni ile  bazı bankaların işçilere ait  banka borçlarının  yıl sonuna kadar ertelendiği konusunda haberler görüldü.

 Değerli başkanım, galiba sorun da tam burada başlıyor.  Adı geçen bu bankalara, evlerinin direkleri yıkılan ve yok olan bu talihsiz ailelerin, geride kalan kundaktaki çocukları da dahil olmak üzere, çocuklarının ve talihsiz dul eşlerinin, varsa ana ve babalarının,  para kazanmaya ve bankaya olan borçlarını ödemeye başlayabilmeleri için ve  varsa okullarını da bırakarak iş bulmaları ve para kazanmaya başlamaları için vermiş oldukları 7 ay sure için, teşekkür etmek  mi gerekiyor!

Değerli Başkanım, bütün acılarda olduğu gibi bu facanın da acısı unutulacaktır. Ateş düştüğü yeri yakar. Neticede başka muhtelif nedenlerle de olabileceği gibi, maden faciası ile evlat, eş ve babalarını kaybeden ailelerin içine düşürülmüş oldukları maddi, manevi yıkım ve imkansızlık nedeni ile büyük bir ihtimal ile, borçlarını ödeyemeyeceklerdir. Ve işte tam burada, yukarıda size ifade etmeye çalıştığım İcra işlemleri devreye girecektir ve borçları katlanarak, yine çok büyük bir ihtimal ile, varsa  başlarını sokabileceği evleri de dahil olmak herşeyleri ellerinden gidecektir. Ana baba ve yakınlarının ki de dahil olmak üzere.

Ve, her şey de Hukuk ve kanunlara uygun olarak.

 BUNA CAN DAYANMAZ BAŞKANIM.

 EN DERİN SEVGİ VE SAYGILARIMLA.

 

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

 

www.güneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

altaygüney@güneykonut.com.tr

cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

 

 

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                    BAKIRKÖY –

TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARINA SUÇ DUYURUSU

TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI OLAN DR.DUYGUN YARSUVAT VE NURCAN ÇÖL,  SAHTECİLİK, SUÇ UYDURMA VE DOLANDIRICILIK YAPTIĞIM İDDİASI İLE İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞLARDIR.

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI İSE,   2013/42455  NO’ LU  SORUŞTURMAYI,  SAVCILIKTA VERMİŞ OLDUĞUM İFADE VE SUNDUĞUM BELGELERDEN SONRA,    BENİM MAĞDUR VE ŞİKAYETÇİ OLDUĞUM 2012/56863 SAYILI ESAS SORUŞTURMA İLE BİRLEŞTİRMİŞTİR.

TURKISHBANK A.Ş.’NİN YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN BÖRTEÇENE DAHİL OLMAK ÜZERE, YÖNETİM KURULU ÜYESİ ABDULLAH AKBULAK, ESKİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI TANER BİÇER VE  İSTANBUL 8.AĞIR CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN HAPİS İLE CEZALANDIRILAN MERKEZ ŞUBE ESKİ MÜDÜRÜ SEMRA OKTAYOĞLU HAKKINDA YAPILMAKTA OLAN CEZA SORUŞTURMASINI  ENGELLEMEK VE KAVRAM KARGAŞASI YARATMAYA ÇALIŞMAK AMACI İLE VERİLDİĞİ  ANLAŞILAN ŞİKAYET DİLEKÇESİ, BAŞTAN SONA GERÇEK OLMAYAN  İDDİA VE  BANKA TARAFINDAN DÜZENLENMİŞ TAHRİF EDİLMİŞ BELGELERE DAYANMAKTADIR.

CNN TELEVİZYONUNDA,  SAYIN AHMET HAKAN’ IN  PROĞRAM KONUĞU OLARAK HUKUK YORUMLARINDA BULUNAN TURKISHBANK A.Ş’ NİN AVUKATI PROF.DR. DUYGUN YARSUVAT’IN,  BAŞBAKAN SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN,   TCK MADDE 207 VE TCK MADDE 277’DEN YARGILANMASI GEREKTİĞİ İDDİASINDA BULUNMASI, ALEYHİMDE YAPILMIŞ OLAN SUÇ DUYURUSUNUN BİLEREK VE PLANLI BİR ŞEKİLDE YAPILMIŞ OLDUĞUNUN,  AÇIK OLARAK ORTAYA ÇIKARTILMASINI SAĞLAMIŞTIR.

AVUKAT DR.DUYGUN YARSUVAT VE AVUKAT NURCAN ÇÖL’ÜN,   2013/42455 SAYILI CEZA  SORUŞTURMASI İLE İLGİLİ ŞİKAYET DİLEKÇESİ VE EKLERİNDE SUNMUŞ OLDUKLARI DELİLLER,  TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI OLAN GÜNAY YILMAZ VE YALIM ŞENTÜRK’ÜN, YILLAR ÖNCE FARKINDA OLMADIĞIMIZ BİR SUÇU DAHA İŞLEMİŞ OLDUKLARINI ORTAYA ÇIKARMIŞTIR.

HAKARET VE  TEHDİT  SUÇLAMASI İLE İSTANBUL 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANMAKTA OLAN TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI  GÜNAY YILMAZ VE YALIM ŞENTÜRK’ÜN,   ŞİŞLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NI, AYNI BELGEYİ FOTOKOPİ İLE ÇOĞALTARAK VE  DEĞİŞİK BİR BELGE GİBİ SUNARAK ALDATTIĞI,  DOLANDIRDIĞI VE ÖZEL EVRAKTA SAHTECİLİK YAPTIĞI;  DR.DUYGUN YARSUVAT VE NURCAN ÇÖL’ÜN İSE BU EVRAKLARI BİLEREK VE YENİDEN KULLANARAK, AYNI ŞEKİLDE İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ NI ALDATMAYA ÇALIŞTIĞI ANLAŞILMIŞTIR.

VE  SAYIN YARSUVAT  DAHİL OLMAK ÜZERE TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI GÜNAY YILMAZ, YALIM ŞENTÜRK VE NURCAN ÇÖL HAKKINDA;   TCK MADDE 207 VE TCK MADDE 277′ DE BELİRTİLMİŞ OLAN SUÇLARI İŞLEMİŞ OLDUKLARI HAKKINDA,  İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ NA,  AŞAĞIDAKİ ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERİLMİŞTİR.

 

 

 

HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

 

TCK.MADDE 207 : (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

TCK.MADDE 277 : (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi yada beyanda bulunması için yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Birinci fıkrada suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısı kadar arttırılır.

 

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI                                      24.01.2014

ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU SAYIN MEHMET OCAK

SORUŞTURMA NO      : C.M.2013 / 20727

KONU                                   : 2. Ek dilekçe.

ŞİKAYET EDEN           : Güney Konut Organize Yapılar ve İnş.Ltd.Şti.   Zuhuratbaba muhtar sokak no.4-1/16                                                                    Bakırköy, İstanbul

                                                   Adil Altay Güney,  Ataköy 11.kısım Zambak blok A/8       Bakırköy,  İstanbul                                                

ŞÜPHELİLER                  : Avukat Dr.Duygun Yarsuvat, Avukat Nurcan Çöl, Avukat Günay Yılmaz, Avukat Yalım                                                                Şentürk

SUÇ                                         : TCK MADDE 207 ve 277                                                             

 

Sayın Savcım, 23.01.2014 tarihi saat 11.00 sıralarında şikayet dilekçem ile ilgili işlemlerin takibi ve varsa sorularınıza cevap verebilmek için uğradığım makamınızda, dilekçemdeki şikayetimin içeriğinin, bundan evvel vermiş olduğum esas ve ek dilekçelerimde yeterli şekilde açık olarak ifade edilememiş olması, şikayetimin ve talebimin, tarafınızdan doğru olarak  algılanılmamasına ve yanlış anlaşılmasına sebep olduğu görülmüştür.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 2012/56863 numara ile yürütülmekte olan Soruşturma, Turkıshbank A.Ş. ile 5 yıldır sürdürmeye çalıştığım Hak ve Hukuk mücadelesinin temelini oluşturan en önemli bölümüdür ve, bu soruşturmanın kapsamında olan suçlarla ilgili olarak Sayın Makamınıza  da ayrıca bilgi verilmesinin dışında herhangi bir talebimiz yoktur.

Şikayetimin konusu, diğer dilekçelerimde ve aşağıda açık olarak ifade etmiş olduğum gibi Turkıshbank A.Ş. avukatlarının önce TCK MADDE 207’ yi ve daha sonra da TCK MADDE 277’ yi açık olarak ihlal etmiş olmalarıdır.

Turkıshbank A.Ş.’nin avukatları Dr.Duygun Yarsuvat ve Nurcan Çöl tarafından hazırlanmış olan şikayet dilekçesi ile sahtecilik, suç uydurma ve dolandırıcılık iddiası ile yapılmış olan suç duyurusu  ve eklerinde sunmuş oldukları delillerle; Turkıshbank A.Ş.avukatları olan Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk’ün yıllardan beri farkında olmadığımız bir şekilde, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, aynı belgeyi, fotokopi ile çoğaltarak, değişik belge vermiş gibi aldattığı, dolandırdığı ve resmi evrakta sahtecilik yaptığı, Dr.Duygun Yarsuvat ve Nurcan Çöl’ün ise bu evrakların özelliklerini bilerek ve yeniden kullanarak aynı şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nı aldatmaya çalıştığı anlaşılmıştır.

Özet olarak, Turkıshbank A.Ş. avukatları Dr. Duygun Yarsuvat ve Nurcan Çöl tarafından, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/488802 sayılı soruşturma dosyasına verilerek İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından incelemesi yapılmış olan 4 adet sözleşme fotokopisinin, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesine asılları verilmiş olan 4 adet sözleşmenin  aynı olduğu  iddia edilerek Adil Altay Güney suçlu gösterilmeye çalışılmaktadır.

Halbuki, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmüş olan 2010/48802 sayılı Soruşturma dosyasında, Savcılık Makamının talimatı ile yapılmış olan ‘’KRİMİNAL’’ raporda, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü tarafından incelenmiş olan Sözleşme sayfaları aşağıdadır.

  1. 2 Adet              28.04.2008 tarihli 2.000.000.YTL
  2. 2 adet              26.04.2007 tarihli     600.000.YTL

Buna göre  28.04.2008 tarihli 2.000.000.YTL ve 26.04.2007 tarihli 600.000YTL tutarlı 2 adet Genel Kredi Sözleşmesinin imza sayfaları birer adet ilave fotokopi ile arttırılarak 4 adet ayrı Sözleşme gibi, Kriminal inceleme yapılması için, Savcılık Makamına verilmiştir.

Günay Yılmaz ve Yalım Şentürk tarafından yıllar sonra, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesine verilen ve Savcılık Makamının res’en Mahkemeden alarak, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’ne göndermiş olduğu Genel Kredi Sözleşmeleri ise aşağıdadır.  

  1.                         26.04.2007 tarihli    600.000 YTL
  2.                         19.07.2007 tarihli    500.000 YTL
  3.                         21.09.2007 tarihli 2.100.000 YTL
  4.                         28.04.2008 tarihli 2.000.000 YTL

Yukarıda da görüldüğü gibi iddiaların aksine, sözleşmelerin sayı ve miktar ve tutarları  farklıdır.

 2 adet Sözleşmenin imza sayfası, her biri  2 suret yapılarak ve sanki 4 adet ayrı sözleşme sayfası gibi Savcılık makamına verilmiş ve İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü’ne gönderilmesi sağlanarak, sanki 4 adet Genel Kredi Sözleşmesi incelenmiş gibi ‘’Tutanaklara’’ geçirilmesi sağlanmıştır.

Raporda açık olarak görüldüğü ve kayıtlara geçirilmiş olduğu gibi, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğü tarafından incelenerek  29.04.2010 tarihli ‘’EKSPERTİZ RAPORU’’ konusu olan Sözleşmeler (4) adet ayrı sözleşme değil, her biri 1’er adet ilave fotokopi ile Savcılık Makamını yanıltmak ve kayıtlara 4 (Dört) olarak geçirebilmek için çoğaltılmış sadece 2 (iki) adet sözleşme fotokopisinin imza sayfalarıdır.

Şüphelilerin, sadece (2) adet sözleşmenin (2) adet imza sayfasının incelenmesini, sanki (4) ayrı sözleşme varmış ve bu sözleşmelerin  bütün sayfalarının incelemelerinin yapılmış olduğu gibi göstermeye çalışması, Savcılık Makamının aldatılarak aleyhte karar verilmesinin sağlanmaya çalışılmasıdır.

Çünkü, Mali Bilirkişi raporunda 3 adet olarak tespit edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin sayısı tahrif edilerek ve ilave sözleşme ile, aylar sonra 4 adet olarak ortaya çıkarılmıştır. Bütün bu yapılanlar,  bütün bu Hukuk dışı işlemlerin belli bir plan dahilinde, düşünülerek yıllar önceden planlanarak yapıldığını açık olarak ortaya çıkarmıştır.

 SONUÇ ve TALEBİMİZ:  Avukat  Günay Yılmaz ve Avukat Yalım Şentürk, 2 adet sözleşme sayfa fotokopisini fotokopi ile arttırarak 4’e çıkarmış ve ilerde kullanmak amacı ile tutanaklara 4 ayrı sözleşme gibi girmesini sağlamışlardır. Bu şekilde önce Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nı aldatmış ve ardından da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nı aldatmaya çalışarak, özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirerek kullanmışlardır.

Ayrıca, bilerek bu belgeleri gerçek belge gibi kullanmak sureti ile, Savcılık Makamının aleyhte karar vermesini sağlamaya çalışmış olan olan  Avukat Dr.Duygun Yarsuvat ve Avukat Nurcan Çöl’de,  yargı görevi yapan Sayın Savcı’yı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs şuçlarını işlemiştir.

Bu nedenle Avukat Günay Yılmaz, Avukat Yalım Şentürk, Avukat Dr.Duygun Yarsuvat ve Avukat Nurcan Çöl hakkında, T.C.K. MADDE 207 , MADDE 277  kapsamında anılan suçlardan KAMU DAVASI açılması talebimi arz ederim.

SAYGILARIMLA.

 

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ. LTD. ŞTİ.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

www.güneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

altaygüney@güneykonut.com.tr

cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 77

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                                                      BAKIRKÖY – İSTANBUL

TURKISHBANK A.Ş.’NİN AVUKATLARI OLAN GÜNAY YILMAZ VE YALIM ŞENTÜRK’ÜN, HAKARET VE TEHDİT SUÇLARI İLE YARGILANMAKTA OLDUĞU İSTANBUL 7.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE VERİLMİŞ OLAN 12.02.2014 TARİHLİ DİLEKÇE.

          HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, O ZAMAN HAKKINIZLA BİRLİKTE ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.

                         MESLEK ETİĞİ İLE BAĞDAŞMAYAN İŞLER YAPAN  VEYA AVUKAT ÜNVANININ GEREKTİRDİĞİ

                        GİBİ DAVRANMAYAN AVUKATLARIN, BARO TARAFINDAN CEZALANDIRILMASI SÖZ KONUSU

                         DUR. ANCAK MESLEK ETİĞİNİN NE OLDUĞU VEYA  ÜNVANININ GEREKTİRDİĞİ DAVANIŞLAR

                         AÇIK DEĞİLDİR.                                          (İSTANBUL BAROSU BÜLTENİ, ESRA GÜLTEKİNLER)  

 

                       

                                  EN İYİ TERZİLERİN ELLERİNDEN ÇIKAN ELBİSELER GİYER,   YASAL BİR İŞ SAHİBİ OLUR VE

                                  TOPLUMA YARARLI BİRER VATANDAŞ ROLÜNE BÜRÜNÜRLER.   ZOR DURUMDA OLANLA-

                                  RA BORÇ PARA VERİRLER. BU ADAMLAR ÖRNEK BİRER VATANDAŞ GÖRÜMÜNDEDİRLER.

                                  AMA BU GÖRÜNÜMÜN ALTINDA BİR KAN GÖLÜ YATMAKTADIR.

                                                                                               (JOHN PERKİNS,’’BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI’’

                            

                                                                                                     KANUNUN BİTTİĞİ YERDE ZULÜM BAŞLAR. (JOHN LOCKE)

 

İSTANBUL 7. AĞIR CEZA  MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞINA                                                                                                                                                                          12.02.2014

Dosya no: 2013/345 Esas

Sayın Başkan ve Sayın üyeler.

Turkıshbank A.Ş. ile 5 seneyi bitirip 6. Yılına girdiğimiz Hak ve Hukuk mücadelesinin, Savcılık Soruşturmaları ve Hukuk davaları ile birlikte, gelmiş olduğumuz ve  sanık avukatların hakaret ve ölümle tehditleri aşamasında, önceki dilekçemde yapmış olduğum  açıklamalara ilave olarak, özellikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Sanık avukatların bu güne kadar, bütün Mahkeme ve Savcılık dosyalarına girmiş olan dilekçe ve ifadelerinde sığınmak istedikleri görünüm,  sözde zamanında ödenmemiş bir kredi borcunun, bankacılık şemsiyesi altında tahsil edilmesi işlemlerinin yapılmakta olduğudur ve dışarıdan bakıldığı zaman da görünen budur.

Bu nedenle, 06.02.2014 tarihli dilekçemde bu konular ile ilgili oldukça özet bilgiler vermeye çalışırken, yapılan işlemlerin karmaşık, derin ve çok boyutlu olması, açıklamaların oldukça uzun olmasına neden olmuştur.

Katılan olarak iştirak etmekte olduğum Ceza davası’ nın konusu;   kullanmış olduğumuz ticari kredinin, karşılığında 4 katı tutarında teminat ipoteği vermiş olduğumuz halde ve  toplam krediye karşılık 1.329.455.00 TL  geri ödeme yapılmış olmasına, kredi süresi içinde de toplam olarak 696.485.76 TL dönem faizi ödenmesine,  bu kredi ile ilgili olarak zamanında ödenmemiş hiçbir devre faizi de olmamasına  rağmen,  kredi hesabımın kat edilmesi ve ileri  sürülen 2.941.545.00 TL borca karşılık da,  ilk 6 ay içinde bankaya nakit olarak 1.558.695.00TL ödenmiş olmasına rağmen, asıl borçtan  geriye kalan 1.328.850.00TL için, geriye kalan ve toplam tutarları 9.000.000.00TL’yi aşan gayrimenkulümüzün, kendi düzenlemiş oldukları suç senedi ile  ve hesabın kat edilmiş olduğu 31.12.2008 tarihinden tam 29 ay sonra olan 08.06.2011 tarihinde ve herhalde yeteri kadar faizin işletilmesinden sonra başlamış oldukları   ipoteklerle ilgili  İcra ve satış işlemleri ile gasp edilmesine karşı yürüttüğümüz Hak ve Hukuk mücadelesi’ne karşılık olarak,  yapılmış HAKARET ve TEHDİTLER’dir.

Kullanılmış olan krediye teminat olarak verilmiş olan gayrimenkullerden  sadece  tek bir tanesinin bütün borcu ödeyecek değerde olmasına rağmen, icra işlemleri ile borcun en az 4 katı değerinde olan bütün gayrimenkullerin gasp edilmesine karşı yürüttüğümüz Hak ve Hukuk mücadelesine karşılık olarak yapılmış HAKARET  ve TEHDİTLERDİR.

Bankacılık  şemsiyesi altında görünen kısmın arkasındaki Hak ve Hukuk dışı yaptırımlar ve bu yaptırımlara karşı Hukuk mücadelemiz ise, bu yargılamaya neden olan SUÇ ve SUÇLARIN her halde nedenidir.

BİLGİLERİNİZE ARZ EDERİM.    

SAYGILARIMLA.

ADİL ALTAY GÜNEY

YÜKSEK MÜHENDİS MİMAR

GÜNEY KONUT ORGANİZE YAPILAR VE İNŞ.LTD.ŞTİ.

 

GOOGLE, ‘’WORDPRESS GÜNEY KONUT’’ ADİL ALTAY GÜNEY’İN HAK VE HUKUK MÜCADELESİ

www.güneykonut.com.tr

www.kemerormanevleri.com

altaygüney@güneykonut.com.tr

cep telefonu: 0532 212 70 62 – 0533 668 23 73

ZUHURATBABA MUHTAR SOKAK NUMARA 4-1 / 16,                                    BAKIRKÖY – İSTANBUL